ABD hem Rusya’ya hem Almanya’ya vurdu (*)

0
506

Selim Somçağ

Ukrayna’nın Rusya için kolay lokma olmadığını, savaşın uzayacağını savaşın ilk günü burada yazmıştım. Nitekim savaş bugüne kadar geldi ve artık inisiyatif Ukrayna’ya geçti. Bu tablo karşısında Rusya doğalgazını Almanya’ya ileten Kuzey Akım 1 boru hattından gaz sevkıyatını önce temmuzda yarıya düşürdü, 2 Eylül’de ise tamamen durdurdu. Rus medyası bu haberi verirken Avrupa’yı karlar, buzlar altında gösteren animasyonlar yayımladı. Ukrayna’yı dize getiremeyen Rusya, doğalgazı silah olarak kullanarak Avrupa’yı Ukrayna’yı desteklemekten vazgeçirmeye çalışıyordu.

Batı Avrupa’da yüzde 37’lik tedarik oranıyla Rus doğalgazına en bağımlı ülke Almanya. Öte yandan elektrik ihtiyacının yüzde 40’ını nükleer enerjiden sağlamakta olan Almanya, antinükleer hareketin etkisiyle 2011’de 2022’ye kadar nükleer güçten tamamen vazgeçeceğini duyurdu. Ülkedeki altı nükleer reaktörden üçü geçen yılsonunda kapandı, diğer üçünün de bu yılsonunda kapanması planlanıyordu. Almanya nükleerden doğan boşluğu ilk etapta Rusya’dan daha çok doğalgaz alarak kapatacaktı, Rusya-Almanya arasındaki Kuzey Akım 2 boru hattı bu amaçla yapıldı.

Ne var ki Rusya’nın Kuzey Akım 1’de vanaları kapatmasıyla Almanya üç nükleer reaktörünü kapatmayı ertelese bile enerji açığıyla karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine 2021’de tamamlanmış fakat henüz faaliyete geçmemiş olan Kuzey Akım 2 için Rusya ile gizlice müzakereye başladı. Derken 26 Eylül’de her iki boru hattının da Danimarka ve İsveç kesimlerinde bazı patlamalar meydana geldi ve patlayan yerlerden Baltık Denizi’ne gaz sızmaya başladı. Almanya’nın ABD’ye rağmen Rusya ile el altından anlaşarak ucuz enerji elde etme rüyası sona ermişti.

Patlamayı kimin gerçekleştirdiği elbette belli değil ama polisiye romanlarda önce cinayetin kime yarar sağladığına bakılır. Böyle bakarsak patlamaların adresi ABD’ye çıkar. Almanya siyasi birliğini geç sağladığı için İngiltere ve Fransa’ya göre sömürge yarışında ve sanayileşmede geç kaldı ama sonra sanayileşmede herkesi solladı ve kabına sığamayan gücüyle dünya hâkimiyetinden pay almak için 1. ve 2. dünya savaşlarını çıkardı. O yüzden 2. Dünya Savaşı’ndan sonra NATO görünüşte Sovyetler Birliği’ne karşı kuruldu ama ikinci amacı da Almanya’nın denetim altında tutulmasıydı. Bu durumu bugün NATO ülkelerinde bulunan ABD askeri sayısından da anlamak mümkün: Rusya ile sınır Polonya’da 1.867, Kafkasya, İran, Irak, Suriye ile sınır Türkiye’de 1.755, ABD’nin başmüttefiki İngiltere’de 9.564, buna karşılık Almanya’da 35.221 Amerikan askeri var.

Öte yandan Anglo-Sakson jeostrateji teorisine göre aşağı yukarı bugünkü Rusya topraklarıyla örtüşen Avrasya kalpgâhını (Eurasian heartland) kontrol eden güç, dünyayı kontrol eder. Bu bölgenin hâkimi olan Rusya’nın ekonomik ve teknolojik kapasitesi dünya hâkimiyeti kurmaya yetmez fakat Rusya hemen batısındaki sanayi ve teknoloji devi Almanya ile ittifak kurarsa ikisinin ortak gücü ABD hegemonyası için büyük tehdit olur. O yüzden ABD, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından ve Almanya’nın yeniden birleşmesinden sonra Rusya-Almanya ilişkilerinin gelişimini dikkatle izliyordu. Kuzey Akım 1 boru hattı ABD için bardağı taşıran damla oldu, buna şiddetle karşı çıktı. Almanya dinlemedi, üstelik Kuzey Akım 2 ile Rusya’dan gaz alımını iki katına çıkarmaya kalktı. Putin’in Ukrayna’ya saldırması ABD’ye Almanya’yı hizaya getirmek için beklediği fırsatı verdi. Ukrayna ordusu eliyle Rus ordusunu bozguna uğrattıktan sonra Almanya’ya dönüp ona da kimin patron olduğunu gösterdi.

ABD, Almanya’nın sadece ihracatla büyümeye dayanan ekonomi modelinden de rahatsızdı ve bu rahatsızlığını IMF üzerinden dile getirmekteydi. Ukrayna savaşı sürecinde Alman sanayisi için kritik önem taşıyan doğalgaz fiyatının yükselmesiyle Almanya’nın USD 20 mia civarında seyreden aylık dış ticaret fazlası hızla gerileyerek sıfıra yaklaştı. Rusya’dan doğalgaz akışının tamamen durmasıyla önce Almanya’nın dış ticaret fazlası ortadan kalkar, arkasından ihracatı ve sanayi üretimi kalıcı olarak geriler. Bu durumun Avrupa ekonomisi ve Avro üzerinde belirleyici önemde olumsuz sonuçları olacaktır.

(*) Bu yazı 7 Ekim tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nden alınmıştır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.