Akit Gazetesi Yazarından Kadınlarla İlgili Gerici Sözler: “Kadının yeri evidir! Kocasının yanıdır!”

0
1931

Akit Gazetesi yazarı Ahmet Maranki, bugün yayınladığı yazısında kadınlara yönelik söylediği sözler dikkat çekti. Kadını “evdeki bibloya” benzeten Maranki, “kadının yeri evidir, kocasının yanıdır” dedi. 

Ahmet Maranki’nin kadınlarla ilgili yazdığı yazı şöyle: 

“Kadınlara özgürlük mü, eziyet mi? -1-

Kadının yeri evidir! Kocasının yanıdır! Çünkü yaratıcı onu erkeklere emanet olarak yaratmıştır! Kadın emniyette olmalıdır! Korunmalıdır!

Kadına ‘öf’ bile diyemezsin! Vuramazsın, dövemezsin, sövemezsin, malını ve parasını alamazsın, zorla çalıştıramazsın, çocuğunu bile zorla emzirtemezsin, zorla temizlik yaptıramazsın! Kadın, biblo gibi yuvasının sürûrudur, huzurudur! Kadın evin süsüdür! Ebedi hedefimiz cennette onların, ana olabilenleri ayakları altındadır!!!

Anne Kur’an’da kısaca İslam dininde kadına baskı eziyet zorbalık kadın haklarını kısıtlama gibi hükümlerden bahsediliyor! Aslında kadınlarımız, Kur’an’ı ve Sünnetullahı anlasa ve eşlerine anlatsa ve evlenirken karar alsalar ve ailelerinde İslami bir hayat yaşayacağız deseler bu hayat, kadınlar için bulunmaz bir nimettir!

Yukarıda yazılanlar Kur’an ve Sünnetullahta kadınlar için söylenen ilahi emirlerden sadece birkaçıdır!

AMA HANGİ KADIN?!

Yaratılışı ve yapısına uygun olmayan işlerde çalışan kadın mı?! Medyanın sinsi-yoldan çıkarıcı yönlendirmeleriyle sinir harbine girmek doğru mu? Gerçekten ne aradığımızı bilirsek ancak, doğru soruları sorabiliriz, ey necip milletimizin, bizlerin de ilk öğretmenimiz ve terbiyecimiz, yol göstericilerimiz analarımız!!!

Hızla özümüze dönüp aydınlanmaya başladık, inanç, kültür ve geleneklerimizle yaşamaya başladık, peki evlâdlarımızın hali..?! Ana, okul çocuklarının hâlini görüp bir daha düşünmeli kadınlarımız! Entel dantellerin oyuncağı yapılan, çokça fırsatlar üzerinden ticari ve sosyal kazanımlar yapılan kadın, en şerefli mahlûk ‘insan’ın vesilesi konumunda yüce bir varlıktır, bu ilâhi teşvik tek başına ve fazla fazla kâfi gelmeli kadınımıza! İhtiyacınız olmayan yapay hayata esir edilip, dedikoducuların ve toplumsal baskıyla örselenen benliğinizin değil ‘ilâhi nazar’da yücelmenin keyfini yaşayın!

REKLÂM OLMAYIN!

Yarışma ve reklâmlarda ‘tabiatı ve vazifesi’, ailenin iaşe merkezi olmasını kullanan vahşi kapitalizm, turizm reklâmı adıyla da gece bile giyemeyeceği kıyafetlerle ‘sergileyip’ kadının iffetini ve namusunu ayaklar altına alıyor!

Ve kadının bir meta gibi kullanılmasına asla razı değiliz ve kadınlarımız da razı olmamalıdırlar!

Bugünkü dertlerimizin, mutsuz ve huzursuz hâlimizin bilimsel izahla da sabit olan sebebi olan bu gibi hadisatla hayasız, insani ve faziletli yaşama aykırı herhangi söz, yazı, icra ve ifşayla kâinata ve sahibine son derece olumsuz enerjiler gider! Bu rezilliği boş veren bireylerin kurduğu ailelerden de bedenen ve ruhen çürük, sağlıksız nesiller ortaya çıkacaktır, çıkıyor da!

KİŞİ YEDİĞİ İÇTİĞİDİR!

Toplumun temeli aile, ailenin temeli annedir! Anne sağlıklı olmazsa, yiyip içtiğine dikkat etmezse, güzel düşünüp güzel şeyler dinlemezse, okumazsa, icra etmezse, değerlerine değil algı yönetimlerine meylederse elbette bugünkü gibi hastalıklı ruhlar peydah olur… Bu, ana babasını kesenler, uçaktan kendi halkına kurşun sıkanlar, hırsızlar arsızlar yolsuzlar da bir ana babanın çocuğu değil mi?! Bu ironiyi görelim artık!

Dizilerde, psikoloji programlarında çözüm diye bilinçaltında hırsıza yol gösterir gibi ‘nasıl aldatırım, nasıl sıyrılırım…’ hinliği aşılanıyor! Bu kirliliği görüp kendine çeki düzen veren annelerin eliyle düzelebilir toplum ancak..! Zira, diplomatlık görevimin akabinde yurtdışından gelen sosyoekonomik olarak oldukça cazip teklifleri reddederek bu sebeple döndük eşimle ülkemize, uçuruma giden bu vatanın öz evlâdlarını kurtarmak için! 1000 canlı yayın, yurt içi dışı 2500 konferans, 20 eserimizde vurguladığımız en mühim noktalardan biri nelerle temas hâlinde olduğumuzdu. Gözün görmediği ama beynin algıladığı kirli mesajlarla inanmadığımız değerlere yönlendiriliyoruz! Şer, menfi olumsuz nazarlar bizi yok ediyor!

Araştırmacılar, hamilelikte istemeden de olsa maruz kalınan nazarlarla çocuğun ruhen ve bedenen tesire girebileceğini, etkilenilen kişiye benzeyebileceğini söyledi! Yani yukarda bahsettiğimiz caniler, anormaller nasıl türüyor diye dövünüyoruz bir de…!

Bu konunun bilimsel olarak da incelenip toplumumuza anlatılması faydalı olmaz mı?

KOZMİK BİLİNÇ

İnsan düşünceyle pek çok şeye ulaşabiliyor. Sekülerist-kanıta dayalı bilim kabul etmese de spritüal boyutlar vardır, gerçektir, hakikattir ve hayatımızın tam ortasındadır! “Onlar, kan mecranızda dolaşmaktadır!” diyor Efendimiz as. Görünmeyen ‘vazifeli’ yaratıklardan korunmak için kadının hayat-ı içtimaiyeden yani göz önünden uzak tutulması; en azından örtü zırhları ile korunmaları sağlanmalıdır, çünkü müthiş zekâ ve hiç unutmadıkları hissiyatları, genetik pek çok farklı uygulamaları, ruh yapılarından istifade etmek lâzımdır. İnce sanat, sabır gerektiren işler, muallimlik, terbiye edicilik, çocukların terbiye edilmesi, eğitmenlik, mürebbiyelik, hemşirelik, hasta bakma sahalarında üstün istidadlarından istifade edilmelidir!

Bunun dışındaki uygulamalar kadınlarımızın fıtratına aykırı ruhsal ve bedensel yapılarına uygun olmayabilir!

Biblolara layık! Kırılmayan, incinmeyen!.. Uygun meslekler kadınlarımızın hakkıdır!”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.