TÜRKİYE:
Bu haftanın en önemli gündemlerinden birisi bütçe görüşmeleri.
Bütçe görüşmeleri rezaleti son hız devam ediyor. AKP soygun düzenini, bir tiyatro oyunu tadı bile vermeyen meclis eliyle meşrulaştırırken sözüm ona muhalefet de “ama bu kadar da olmaz ki” mealinde itirazlarla günü kurtarmaya çalışıyor.
Gerçek misyonu halkın iradesini temsil etmek idddiasndaki TBMM’de kalabalığın bir çoğu gibi iktidar kanadından AKP Bursa Milletvekili Zafer Işık da, diliyle değil elleriyle konuşabildiğinden olsa gerek İyi Partili Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs’ün başına yumruk atarak yaralanmasına neden oldu. Elektroşokla tekrar kalbi çalıştırıldığı söylenen Hüseyin Örs yoğun bakımdan çıkarılarak normal servise alındı. Faile ise iki meclis oturumuna katılmama cezası verildi. AKP’li Ömer Çelik saldırının sorumlusunun Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi.
Eflasyon, ENAG’a göre Kasım ayında %170’i geçti. Yeni yılın asgari ücret tartışmaları da başladı. Ülkemiz birçok olumsuzluğun cenneti olduğu gibi kayıtdışının da cenneti. Kayıtsız çalışan oranı %30’lara dayanmış durumda. Kayıtlı çalışanların ise %40 tan fazlası asgari ücretle, geri kalan çok önemli bir kesim de asgari ücretin az üzerinde bir ücretle çalışıyor. Enflasyonun iktidar tarafından beslendiği bu koşullarda asgari ücrete yapılacak zam oranı emekçilerin alım gücünü artırmayacak. Yine de çaresiz kesimler oranların bir an evvel belli olmasını arzulamakta. İlk kez çarşamba günü toplanan komisyon ikinci toplantısını 14 aralıkta yapacak. Toplantı öncesi Vedat Bilgin %47 civarında bir artıştan yani 8000 lira gibi bir rakamdan bahsederken, Türkiş açlık sınırının altında bir artış olursa masayı terkedeceklerini açıklayarak 7786 lira altında zammı kabul etmeyeceklerini açıkladı. Türkiş perşembe günü yaptığı göz boyama açıklamasında “açlık sınırı altında ücret verilirse masayı terketmek dışında ellerinden birşey gelmediğini” söyledi. Öyleyse Türkiş’e ne yapmaları gerektiğini biz hatırlatalım. Ellerinde işçilerin lehine talepte bulunmak ve talepler karşılanmazsa işçinin üretimden gelen gücünü kullanmak gibi muazzam bir olanak var. Kullanırlarsa neleri başarabileceklerini kendileri de görecektir. Gerçi Vedat Bilgin ile Türkiş’in ortaya attığı akamlar kıyaslanınca Türkiş’in bir işveren kulübü olduğu, elindeki gücü sadece işveren ve hükümet lehine kullanacağı bir kez daha ortaya çıkmış oluyor.
CHP’li Veli Ağbaba ise “TÜİK’in enflasyon farkını %18’e sabitlediğini dolayısıyla memur ve emekli maaş zammının %18’de kalacağını” söyledi.
Sorun sadece alım gücünün düşüklüğü değil tabii. Bazı sorunlar parayla da çözülemiyor. Bu sorunlardan birisi de ilaç.Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Arman Üney, piyasada olması gereken ilaçların yaklaşık yüzde 25’inin bulunamadığını söyledi. Üney, özellikle çocukların tedavilerinde kullanılan antibiyotikler, ateş düşürücü ve ağrı kesicilerin temininde büyük sorun yaşandığını söyledi.
Halkın geçim sorunu her geçen gün daha dayanılmaz hale gelirken AKP’li Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, 2023 yılında yapacağı “halkla ilişkiler çalışmaları” için 80 milyon lira harcayarak 600 kol saati, 20 bin lolipop şeker, 80 bin gül ve karanfil, 7 bin kutu çikolata dağıtacakmış.
Başta S. Soylu olmak üzere uyuşturucu baronlarından dağıtıcısına kadar AKP çevrelerinin ülkeyi uyuşturucu cennetine çevirdiği uzun süredir biliniyordu. Kılıçdaroğlu’nun son günlerde sık sık dile getirdiği AKP- uyuşturucu ilişkisinde kervana Fuat Oktay da katıldı.
Sosyal Uyum İçin Avrupalı Müslümanlar Girişimi (EMİSCO) Sözcüsü, Avrupa Yozgatlılar Federasyonu Başkanı, eski Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri gibi bir çok sıfatı bulunan ve AKP’nin siyaset akademisinde ders veren Veysel Filiz, 2020 yılında aracında 100 kg eroinle yakalanarak tutuklanmıştı. CHP, Fuat Oktay ile Veysel Filiz’in birlikte çekilen fotoğraflarını paylaşarak F. Oktay’a serbest bıraktırmak için telefon edip etmediğini sordu. Tipik AKPlilerin ortak tavrı gibi F. Oktay da kişiyi tanımadığını söyleyerek tüm iddiaları reddetti.Şaşırmadık.
Ne zaman birileri uyuşturucu-iktidar ilişkisini deşifre etse hemen arkasından sözde “Türkiye tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu” geliyor. S. Soylu neredeyse gün aşırı operasyon bilgisi paylaşıyor, Fakat hapishaneleri sadece dağıtımın son ayağını oluşturan torbacılar işgal ediyor. Sokakta uyuşturucu kullanım yaşı ise 9’a kadar düşmüş durumda. Uyuşturucu kullanımıyla ilgili veriler çok korkutucu.
Neredeyse tüm adli suçlar suç olmaktan çıkarılmasına rağmen cezaevlerinin doluluk oranı kapasitenin çok çok üstünde. Türkiye’de 286 bin 797 kişi kapasiteli 396 ceza infaz kurumunda 1 Aralık itibarıyla tutuklu ve hükümlü sayısı ise 336 bin 315’e ulaşmış durumda.Bu rakam nüfusun 1/250’si demek.
Vicdansızların ve hukuksuzların insanlara verdiği zararlar da artarak devam ediyor.
Diyarbakır’da, çocuk istismarcısı MHP İl Başkanı Cihan Kayaalp’in beraat gerekçesi “Sanığın üzerine atılı suçlardan cezalandırılmasına karar verilmesine yeter nitelik ve derecede her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı yönünde hukuki ve vicdani kanaate varılması”ymış. Vicdanınız batsın sizin.
Siyaset katının kıymetlisi pislik ağlarının her geçen gün farklı bir iğrençliğine tanık oluyoruz. Bu hafta duyduğumuz iğrençlik Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızıyla 29 yaşındaki müridini imam nikahı ile evlendirmesi oldu. Olay kızının açtığı davayı Timur Soykan’ın yazması ile duyuldu. Toplumdan büyük tepki gören olay sonrası vakıf, pislikleri için özeleştiri vermek yerine deşifre olanların isimlerini vakıf sitesinden temizlemeyi, onca belgeye rağmen olayı yalanlamayı tercih etti. Kendileri üzerinden vakıflara operasyon çekildiğini iddia etti. 3 senedir uyuyan İBB perşembe günü vakfı mühürlerken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı her zaman ki gibi günler sonra cılız bir açıklama yaparak davaya müdahil olduklarını duyurdu.
Diyanet ise tepkiler üzerine nihayet -laf söyledi bal kabağı türünden -açıklama yaparak “İslam’a göre çocukların rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz” dedi. Konunun islamla bağdaştırılması son derece rahatsız ediciymiş. Belirtelim ki Medeni Kanun’da rüşt yaşı 18 iken İslamda rüşt yaşı ergenlikle başlar. Bu bizim coğrafyamızda kızlarda ortalama 11, erkeklerde ortalama 13 yaştır. (Sıcak iklimlerde ergenlik daha erken yaşlarda başlar) Yani diyanet açısından 11 yaşında bir kız ile 13 yaşında bir erkeğin evlendirilmesinde sorun yoktur. (Hatta 6 yaşında evlendirmekte de bir sakınca yoktur, çünkü peygamberin sünnetidir. Hz. Muhammet Ayşe’yle 6 yaşındayken evlenmiştir.) Gelin görün ki tepkileri dindirmek için bu açıklamayı yapmak zorunda kalmıştır. Yaş belirtmeyerek te güya kurnazlık yapmıştır. AKP kanadından yapılan bütün açıklamalar ve yapıldığı söylenen soruşturmalar ve denetimlerin hepsi tıpkı diyanet başkanının ki gibi sahtedir. Kendilerinin de büyük çoğunluğu tarikatlerden gelme iktidar sahiplerinin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da tarikatlardaki cinsel sapkınlıkların üzerini kapatmaya çalışmaktan başka birşey yapmayacakları kesindir.
MHP’nin hedefinde bu hafta yandaş BİM vardı.
Kimi yerlerde denetim, kimi yerlerde market önlerinin belediyelerce kazılması, kimi yerlerde mühürleme derken, saldırılar market taşlamaya kadar gitti. Market düellosunda çözüm önerileri muhtelif. BBP başkanı Mustafa Destici marketlere el koymayı önerirken MHP li bir belediye başkanı da gerekirse market açacaklarını söyledi.
Acaba ekonomide iyice sıkışan cumhur ittifakı bizlere cambazı mı gösteriyor, yoksa bir çıkar çatışması mı bu kavgaya yol açtı. Bunu sanırım gelecekte daha net öğreneceğiz.
Hem talanlar hemde talana karşı mücadeleler hız kesmeden devam ediyor. Cengiz Holding’in Bodrum Cennet Koyu’ndaki doğal sit alanında yapmak istediği konaklama tesisi için her zamanki gibi “ÇED gerekli değildir” raporu verildi. Halkın Kurtuluş Partisi ise Varank ailesinin geçen hafta gündeme gelen Bodrum, Tuzla ve Ankara’daki 10 milyar 312 milyon liralık ballı ihaleleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Taşova köylülerinin tarım arazilerine kurulacak OSB’ye karşı direnişi de tüm baskılara rağmen devam ediyor. Çambükü köylülerinin destekten yoksun olmaları nedeniyle iş mekinelerinin çalışmasını maalesef engellemeye güçleri yetmiyor.
Bu hafta Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısının başlaması nedeniyle işçi cephesindeki talepler ağırlıklı olarak insanca bir ücret artışının sağlanması yönünde. İşçi çıkarmalar ve hak kayıpları da emek cephesinde yaşanan can yakıcı sorunlardan birisi.
Balıkesir’de bulunan Eczacıbaşı Esan Madencilik, 243 işçiyi arazi koşullarının uygunsuzluğunu gerekçe göterek hukuksuzca işten attı. Bağımsız Maden İşçileri Sendikası işçilerle dayanışma çağrısı yaptı. İşveren ise direnen işçilerin elektriğini kesti.
Gebze’de üretim yapan Çin menşeli telefon üreticisi Vivo V Tech’te Türk Metal’e üye 17 işçi işten atıldı. İşçiler fabrika önünde direnişe başladı.
Çalışma koşullarının düzeltilmesi için müadele eden çağrı merkezi çalışanları çeşitli gerekçelerle işten atılılıyor. Türkcell Global’den atılan işçiler Disk İletişim-iş sendikasıyla birlikte basın açıklaması yaptı.
EYT’de dikkate alınmayan çıraklık ve staj süresi nedeniyle mağdur olanlar 11 Aralıkta Ankara Ulus’ta bir araya gelerek basın açıklaması yapacak.
Sendikalaşma hakiki olmayan ve son dönemlerde intiharlarla gündeme gelen polisler ise sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışıyor. Polisler “Polis adalete muhtaç” etiketi ile Twitter’da gündem oldu.
Türkiye’den son haberimiz hak ihlalleri hakkında. Türkiye Rusya’yı da geride bırakarak AİHM’e başvuran ülkeler arasında birinci sıraya yerleşti. 75.350 karara bağlanmamış dosyadan 19.850 dosya Türkiye’ye ait.
DÜNYA:
İran’da başörtüsü kıvılcımıyla başlayan demokratik talepli eylemler dünyanın gündeminde yer almaya devam ediyor. İranlı yetkililer bir yandan ahlak polisi uygulamasına son verdiklerini açıklarken diğer yandan da eyleme katılanları cezalandırmayı ve tehdit etmeyi sürdürüyor. Şimdiye kadar protestolara katılan 11 kişiye idam cezası verildiği söyleniyor. Ayrıca İran Meclisi Rafsancan Milletvekili Hüseyin Celali, zorunlu başörtüsü kuralına uymayan kadınlar hakkında yeni yaptırımların hazırlandığını belirtti. Uluslararası Af Örgütü ise ahlak polisinin dağıtıldığına dair iddialara inanmamak gerektiğini açıkladı.
Dünyanın dört bir yanından İranlı kadınlara destek haberleri de gelmeye devam ediyor. Bu destek eylemlerinden birisi de İsveç’in Göteborg şehrinde sosyalist gruplar tarafından gerçekleştirildi.
Kendi çıkarları için bir yandan totaliter rejimleri desteklerken diğer yandan demokrasicilik oynayan batılı ülkeler iki yüzlülklerine son hız devam ediyor. Avrupa Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen; Rusya ve Çin’in Ukrayna’da devam eden savaş esnasında Batı Balkanlar’da nüfuzlarını genişletmeye çalıştıklarını söyleyerek Rusya ve Çin’i totaliter, kendilerini ise demokratik olarak tanımladı ve bölge ülkelerinin bu ikisi arasında tercih yapmaları gerektiğini söyledi.
Aynı Leyen Rusya’ya karşı savaşan kendileri değilmiş gibi Rusya’nın doğalgaz üzerinden kendilerine şantaj yaptığını da söyledi. Rus petrolüne varil başına 60 dolar tavan fiyat vererek her türlü teknik desteğe de yasaklama kararı aldılar. Rusya ise “Moskova’nın ne varil başına 60 dolardan ne de başka bir fiyattan tavan fiyat belirleyen ülkelere petrol ihraç etmeyeceğini” duyurdu. AB, ayrıca bu hafta Rusya’ya karşı 9. Yaptırım paketini de açıkladı.
Gürcistan ise Ukrayna’nın askeri destek talebine ret cevabı verdi.
AB ülkelerinin Ukrayna’ya gelecek yıl için 18 milyar avro mali yardım sağlamayı içeren paketi Macaristan tarafından veto edildi.
ABD Ukrayna’da Rusya’yla savaşı tırmandırırken Ortadoğu’ya adımlar atmakta olan Çin, ABD’nin Ortadoğu’da işgalci olduğunu, Suriye’nin de tahılını ve petrolünü çaldığını açıkladı. Bu haberi de geleceğini ABD ile İttifak kurmakta arayan Millet İttifakı ve Suriye’deki Kürt güçler için vermiş olalım.
Değil protestolar, konserleri bile yasaklayan Türkiye, eline geçirdiği fırsatı dibine kadar sömürmekte kararlı görünüyor. MSB Hulusi Akar, bazı protesto eylemlerini kastederek “İsveç ve Finlandiya’daki durumu da yakından takip ediyoruz. Hala bu ülkelerde maalesef birtakım provakatif eylemlerin, görüntülerin devam ettiğini üzülerek görüyoruz. Hem İsveç hem Finlandiya’nın somut adımlar atmasını bekliyoruz” dedi.
Türkiye’nin Suriye’ye başlattığı hava operasyonlarıyla ilgili ABD’den uyarılar gelmeye devam ediyor. Daha öncede açıklama yapan ABD, ’’Erdoğan’ı IŞİD’in yenilgisini sağlayacak adımları baltalayacak eylemden kaçınmaya çağırıyoruz” şeklinde yeni bir açıklama daha yaptı. SDG ise Türkiye’nin düzenlediği saldırıların ardından ABD ile birlikte ortak mücadele operasyonlarını durdurduklarını ifade etti. Fakat ortaklıkları sürüyor.
Emek cephesindeki örgütlülüğün zayıflaması karşı cephenin saldırılarının artmasına ve gerici uygulamaların yasalaşmasına neden oluyor. Endonezya Parlamentosu ceza kanununda düzenleme yaparak yabancılar da dahil evlilik dışı cinsel ilişkiyi suç kapsamına aldı.
İngiltere’de eylemler yayılarak devam ediyor. İktidardaki muhafazakat parti orduyu devreye sokabilecekleri tehditiyle eylemlerin yayılmasını önlemeye çalışma peşinde. Muhafazakar partinin tehditine rağmen eylemler devam ediyor. 7 havalimanında sınır güvenlik personeli Noel döneminde 8 günlük greve çıkacak.
Peru Devlet Başkanı Pedro Castillo, Kongre’yi feshederek, ülkede OHAL ilan ettiğini açıkladı. Sonrasında ise Castillo gözaltına alındı.
Hollanda, Türk vatandaşlarının Aralık ayı itibariyle transit geçişler için de vize almaları gerektiğini açıkladı.
Yine Hollanda’da hafta sonu Kur’an kurslarını denetim altına almak isteyen İlk ve Orta Eğitim Bakanı Dennis Wiersma hakkında “ayrımcılık ve anayasayı ihlal” suçlamasıyla dava açıldı. Wiersma, “Hollanda genelinde Selefilerin kontrolündeki en az 50 kursta 1000’den fazla çocuğa anti-demokratik, uyum ve hukukun üstünlüğü karşıtı inançların dayatılmasının üzücü olduğunu” vurgularken bakanlık yetkilileri Wiersma’nın tavrının ifade özgürlüğünü engelleme girişimi olduğunu dile getirdi.
Dünyadan son haberimiz İtalya’dan. İtalya’nın Ischia adasında meydana gelen toprak kaymasında 7 kişi hayatını kaybetti, 5 kişiyi arama çalışmaları sürüyor.
Özetin özeti: Kendisini zaferden zafere koşuyormuş gibi gösteren Batılı ülkelerin durumları bu hafta da iyiye gitmedi. Dağıtılması amaçlanan Rusya-Çin İttifakı ise ilerideki dönemde Ortadoğu’da ve dünyada çok sarsıcı gelişmeler yaratabilir. AKP rejimi çürümüş dökülüyorken burjuva muhalefet ondan aşağı kalmama yarışındaymış görünüyor
