Barış Onay
Danimarka’lı bir öğretmenin Kuzey Akım-2 boru hattına düzenlenen saldırı hakkındaki görüşleri sebebiyle işinden atıldığı yönünde bir haber okuduğunuzda şaşırabilir, hatta haberin şaka amaçlı yapıldığını sanabilirsiniz.
Ama öyle değil.
Haber bütünüyle gerçek.
Düşüncelerini, görüşlerini ve ön görülerini kendisi ile yapılan bir röportaj aracılığıyla açıklayan öğretmen işinden atılmış.
Yer Türkiye değil.
Danimarka.
İşten atılan kişinin adı Jens Jørgen Nielsen. Araştırmacı, tarihçi ve bir üniversitede öğretmen olduğu bildiriliyor.
Evet.
Juan Sinmiedo isimli gazetecinin haberine göre, Danimarkalı yazar ve öğretmen Jens Jørgen Nielsen bir Rus televizyonuna verdiği röportaj sebebiyle üniversitedeki işinden atılmış.
Danimarkalı öğretmen, Rus televizyonun kendisiyle yaptığı görüşmede Kuzey Akım-2 hattına düzenlenen sabotajın arkasında kimin olduğu sorusuna şöyle yanıt veriyor:
“Oklar ABD’yi gösteriyor. Çünkü birkaç ay önce Başkan Biden, ‘Eğer Rusya Ukrayna’yı işgal ederse Kuzey Akım-2 boru hattını durduracağım.’ demişti.”.
Sonra olanlar oluyor.
Danimarkalı Nielsen “Aşırı görüşleri” sebebiyle işsiz bırakılıyor.
Gazeteci Sinmiedo, Telegram kanalından yayınladığı haberinde, işten atılan Nielsen’in, “Batı’nın politikalarını eleştiren başka birçok öğretmen tanıyorum ama korku ve endişe sebebiyle bu öğretmenler açıklama yapmak istemiyor.” sözlerine yer veriyor.
Korku ve endişe içinde bırakılan insanlar görüşlerini açıklamaktan imtina ediyor.
Yer neresi?
Danimarka!
“Yeryüzündeki cennet. Özgürlükler ülkesi Danimarka!”
Juan Sinmiedo, Danimarkalı öğretmenin işinden atılmasını haberleştirdikten sonra, sözü Kuzey Akım-2’ye yönelik sabotaja getiriyor.
Ve olayı yorumlarken şu ifadeleri kullanıyor: “Saldırının gerçekleştiği yerde Danimarkaya ait Bornholm Adası bulunuyor.
Burada ABD’nin askeri üssü var. Ve bir mucize eseri teröristler (Sabotajı düzenleyenler kastediliyor.) hiçbir iz bırakmadan bu saldırıyı gerçekleştiriyorlar.”
Sinmiedo, Avrupalı aydınların uğradığı baskıyı ve halkın tepkilerinin nasıl pasifize edildiğini ise şu sözlerle özetliyor:
“Egemen anlayışa karşı çıkmaya cesaret eden Batı’daki gazetecilerin ve savaş muhabirlerinin uğradığı baskıyı akıldan çıkarmamalıyız. Gazeteciler Ukrayna Özel Kuvvetleri’nin saldırısına uğruyor, haklarında ceza davaları açılıyor. Sadece kendileri değil yakınları ve akrabaları da kabus içinde yaşıyor.”.
Sinmiedo, haberini bitirirken Almanya’da yapılan bir araştırmadan çıkan çarpıcı bir sonuca vurgu yapıyor:
“Almanya’daki Allensbach Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün 2019 yılında yaptığı araştırmaya göre, kendisine soru sorulanların sadece yüzde 18’i ülkelerinde görüşlerini özgürce ve açıkça ifade edebildiklerini söylemiş.”.
Gazeteci Sinmiedo, politik görüşlerini açıklamakta ikircikli davranan Avrupalıların yaklaşımını değerlendirirken de şu sonuca varıyor:
“Şimdi, AB üyesi ülkelerin vatandaşlarının görüşlerini ifade etmekten neden kaçındıklarını açık bir şekilde anlayabiliriz:
Çünkü işini ve hatta sağlığını bile kaybedebilirsin.”
Haberi okuduğumdan beri benim aklımdaysa Semih Özakça, Nuriye Gülmen gibi yiğit öğretmenlerimiz var.
Boğaziçi var, ODTÜ var.
Barış Akademisyenleri var.
Şebnem Korur Fincancı var.
Fakir Baykurt var, Server Tanilli var.
(*)Juan Sinmiedo’nun Telegram kanalından paylaştığı haber ve yoruma şuradan ulaşılabilir
