Göç üzerine

0
812

Cuma Gürsoy

Göç nedir?

Siyasal, toplumsal, ya da ekonomik nedenlerle bireylerin ya da toplulukların bulundukları, oturdukları yerleşim yerini bırakarak başka yerleşim ya da başka bir ülkeye gitme eylemidir.

NEDENLERİ?

1- Doğal nedenler.

2- Ekonomik nedenler.

3- Siyasal nedenler.

4- Sosyal nedenler.

Bu genel tanımdan sonra bu konudaki düşüncelerim şöyle: Son yıllarda Orta Doğu’da ve Afrika’da yoğun göç yaşanmaktadır. İlk bakışta bu göçlere bakış insani gelebilir fakat arka planına bakıldığında durum pek de öyle görünmüyor.

Emperyalist-kapitalist sistemler kendi çıkarları için yapamayacağı bir şey yoktur. İnsanlık, doğa onlar için bir önem arz etmez ve onların tek düşünceleri vardır: Nasıl kar ederiz?

Birkaç örnekle açıklamaya çalışayım. 1979 yılında Sovyetler Birliği’nin, Afganistan’a girmesi ile ABD’nin daha önceden oradaki gerici cihatçıları örgütleyerek “dinimi yaşamak istiyorum” şeklindeki propagandası kısa zamanda ülke genelinde karşılık buldu. Ülkede kırk yıldır devam eden iç savaş, bozulan ekonomi, iç huzurun bozulması ve göçlerin başlamasına sebep olmuştur. 

Egemenler bulundukları ülkelerde hükümetler kuruyor, hükümetler indiriyorlar. Bu yaklaşımları Orta doğuda sıkça görüyoruz. Örneğin Afganistan, Tunus-Cezayir, Irak, Lübnan gibi. Suriye’de bu biraz boşa çıktı ama ülke üçe bölündü. Bu ülkelerin en büyük özelliği müslüman ülke olmaları ve bu ülkelerde demokrasi yok, insan hakları yok, her türlü tarikat mevcut. Bununla birlikte cihatçı gruplar bölgelerde hâkim. Üstelik hepsi de müslümanlık adına çalışıyor ama  bir diğerine tahammül etmiyor. Bundan dolayı da iç huzur yok. Bu tür ülkelerde biat kültürü hâkim, itiraz edenleri de en şiddetli şekilde cezalandırıyorlar. Huzurun olmadığı yerde de ekonomi düzgün işlemez. İşler kötü gidince insanlarda kendilerini başka ülkelere gitmeye mecbur görüyor. Göçler başlar, gittikleri ülkelerde çok zor koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar. Her türlü olumsuzluğa açıktırlar, insan tacirlerin potansiyel ilgi alanlarına dönüşürler. 

Göç olgusu insani bir durum fakat dikkat çeken bir başka bir şey daha var. Bu insanlar ülkelerini terk ediyorlar da çoluk çocukların kime bırakıyorlar? Annelerini, kızlarını, babalarını, evlerini, katillere, canilere, insan avcılarına, cihatçılara  bırakarak mı kurtulmuş oluyorlar? Oluyorlar. Ayrıca gittikleri ülkelerin sosyal dokusunu bozmak için ellerinden geleni de yapıyorlar. Bir sürü sıkıntı eziyet, horlanma    

da buna dahil.

PEKİ ÇÖZÜM NE?

Ülkelerinde kalıp orayı yaşanır bir hale getirmek için çalışmak, örgütlenmek için çaba sarf etmek. 

Çözüm kaçmak değil.

Göç insani bir sorun fakat göçmek çözüm değil.

Ülkelerinde kalıp veya dönüp ‘nerede kalmıştık’ düşüncesi ile örgütlenmek, kaldıkları yerleri yaşanır bir hale getirmek için emek vermeleri gerekir. Tabii bu yaklaşım egemenlerin işine gelmez.

İnsanların duygularını, düşüncelerini, inançları kullanmak daha karlı, o halde bu insanlık dramından ancak örgütlenerek vatanlarına, topraklarına, çoluk çocuklarına sahip çıkarak olur.

İşte o zaman eşit, adil özgür bir toplumun nüvelerini atmış oluruz. Başka bir hayatta mümkündür.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.