Haftanın özeti: Ezenler örgütlü, ezilenler örgütsüz

0
335

Haftanın özetine Milli Eğitim Bakanı’nın TBMM Genel Kurulu’nda tarikatlarla işbirliği konusunda yaptığı skandal sözlerle başlayacağız.

AKP iktidari eğitimin bilimsel ve laik ilkelerini yok sayarak, hayata geçirdiği dinci-gerici politikalarla eğitimi tarikatların hizmetine sunduğu hepimizin bildiği bir gerçek. Okullara ‘’manevi danışman’’ adıyla imamların görevlendirilmesinden tutun da Bakanlık’ta tarikat müritlerinin ağırlanmasına, karma eğitim sisteminin hedef alınmasına kadar vardı iş. Öyle ki AKP’liler artık bu gerçeği TBMM Meclisi Genel Kurulu’nda bile dillendirmekten geri kalmıyor. Bunun son örneğini ise hafta içinde yaşadık. 2024 yılına ait bütçe görüşmeleri sırasında göreve geldiği andan itibaren bakanlığı sıkça tartışılan Milli eğitim Bakanı Yusuf Tekin; yaptığı konuşmada okullarda tarikatlarla işbirliğine devam edeceğini, bu işbirliğinin gerekçesi olarak da ‘’çocukların dağa çıkmasını engellediğini’’ belirtti. Bu ifade iktidarın ülkeyi dincileştirmek için eğitimi dincileştirmeye devam etmekte kararlı olduğunu ortaya koymaktadır.

Tuzla Piyade Okulu’ndaki yaşanan bir tartışmanın basına  yansıması ve Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) bu olaya yönelik açıklaması dincileştirmenin kışlada da sürdüğünü ortaya koydu. Piyade Okulu’nda Mustafa Kemal’in ölüm yıldönümü 10 Kasım töreninde yakasına Atatürk fotoğrafı takmak istemeyen teğmenlerin kaldığı 405 numaralı koğuşun kapısına, Atatürk fotoğrafı asıldı. Ardından teğmenler arasında kavga çıktı ve bu kavga idari soruşturmayla sonuçlandı. Yaşanılan bu tartışmaya yönelik Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler olayı doğruladı ancak tartışma konusu olan Atatürk fotoğrafı demek yerine ‘’bir fotoğraf’’ kelimesini kullanmıştı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel başına yaptığı açıklamada Yaşar Güler’in ifadesine tepki gösterdi. Konuyla ilgili geçtiğimiz günlerde MSB’den soruşturmayla ilgili açıklama yapıldı ve olaya sebebiyet veren kişilerin görevden uzaklaştırıldığı belirtildi. Cemaatçı değil de Atatürkçü subayların görevden uzaklaştırılması endişe yaratıyor. Bilindiği gibi orduda resmi ideoloji Atatürkçülüktür. Yaşanan olay Gülen Cemaati üyelerinin iktidarda oldukları dönemde bile Atatürk karşıtlığını nasıl gizledikleri ile birlikte değerlendirildiğinde dinciliğin orduda güçlenmekte olduğu sonucu çıkmaktadır. Milli Eğitim’de ve orduda güçlenen dincilik toplumda daha tehlikeli hale gelecektir. 

Diğer yandan eğitimdeki en büyük sorun çocukların karşı karşıya kaldıkları yoksulluktur. Ülkede yoksulluk sebebiyle çocukların yüzde 44’ü okula gidemiyor. 1 büyük milyonu aşkın kız öğrenci çeşitli nedenlerle eğitim dışında kalıyor. (“2023 Türkiyesi! 1,5 Milyon Kız Çocuğu Okula Gitmiyor”, halktv.com.tr). Bir milyondan fazla çocuk ise okula aç gidiyor. (“1.3 milyon çocuk okula aç gidiyor”, sozcu.com.tr). 

İyi Parti içinde süren istifa dalgası haftanın en çok tartışılan konularından biri oldu. Bu tartışma İyi Parti’nin yaklaşan yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’da İmamoğlu ile Mansur Yavaş’a karşı adaylar çıkaracaklarını açıklaması nedeniyle kızışmaktadır. İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın CHP’den daha sağda olmaları İYİ Parti’nin seçmenini etkiliyor. CHP, Baykal ve özellikle Kılıçdaroğlu döneminde sağa yanaşarak MHP’den gelen İYİ Parti seçmeniyle öyle kaynaştı ki iki partiyi ayırt etmek zorlaştı. Meral Akşener bu yakınlaşmadan hareketle, sağcılaştırılmış CHP seçmenini ve kadrolarını kendisine çekmek istedi. CHP’nin fiili lideri durumundaki İmamoğlu ise İYİ Partilileri kendi peşine takmak istiyor. Muhalefet içindeki bölünme yerel seçimlerde AKP’nin elini kuvvetlendirmektedir. 

Hafta içinde emekçileri çok ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri oldu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için 18 Aralık’ta ikinci toplantısını gerçekleştirdi ancak 1,5 saat süren toplatıdan emekçiler adına bir öneri çıkmadı. Toplantı sonrası Türk-İş Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Türk-İş’in asgari ücret için herhangi bir teklif vermeyeceğini söyledi. Emekçiler adına davranan sendika, işçiler arasında örgütsüz durumda. İşçilerin yüzde 90’ına yakını sendikasız durumdayken yüzde 90’ndan fazlası toplu sözleşmeden yararlanamamaktadır. Özel sektörde sendikalı işçi oranı ise yüzde 6’dan düşüktür. Sendikasızlaşma egemen güçlerin yürüttüğü politikaların sonucudur. İşçiler haklarını ancak birlikte mücadele ederek kazanabilmektedirler.

Urfa Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) faaliyet gösteren Özak Tekstil’de çalışan işçilerinin sendika değiştirme baskısı ve işten çıkarmalara karşı 27 Kasım’da başlattığı direniş; kolluk kuvvetlerinin tüm engellemelere rağmen kararlılıkla devam ediyor. Bu direnişe destek olmak amacıyla İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi,  Tekstil İşkolu İş Cinayetleri Raporu’nu yayınladı. Yayınlana bu rapora göre 2013-2023 yılları arasında en az 364 tekstil işçisi iş kazasında yaşamını yitirdi. Aynı raporda bu işkolundaki kadın işçi ölümünün tüm işkolları baz alındığında Türkiye ortalamasının üç katı olduğu belirtildi. Yaşanan bu ölümler ve işçilerin çalışma koşulları gözönüne alındığında, Özak işçisinin direnişinin ne denli önemli olduğu ortadır.

Bu hafta da işçi direnişleri devam etti. Devam eden bazı direnişlerine örnek verelim: Bursa’da faaliyet gösteren Şahinkul fabrikası işçileri grev kararı aldığını açıkladı. Sakarya Hendek 2. OSB’de bulunan Burda Bebek fabrikası çalışanı yedi işçi, sendikalı oldukları için 32 gündür direniyor. Sendikalı oldukları için işten atılan Tüvtürk Urfa/Polçak işçileri direnişlerinin 1848’inci günündeler. Yine sendikalı oldukları için işten çıkarılan Sputnik işçileri, 128 gündür direniyor. İşçilerin kararlı mücadelesi, örgütlenmenin önünü açacaktır.

Türkiye bölümümüzü, cezaevinde tutulan Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili (TİP) Can Atalay ile bitiyoruz. Anayasa Mahkemesi (AYM) TİP Hatay milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez ‘’hak ihlali’’ kararı verdi. AYM’nin bu kararı, yargılamayı yapan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştırıldı. Ardından da Atalay’ın avukatları Atalay’ın serbest bırakılması için mahkemeye başvurdu. Diğer yandan TİP, AYM’nin bu kararının bir an evvel uygulanması için Çağlayan Adliyesi’ne çağrı yaptı. Can Atalay işçiler, emekçiler ve demokratlık özgürlükler için mücadele etmesi dolayısıyla hapiste tutuluyor.

Özetimize dünyada yaşanan önemli olaylarla devam ediyoruz. 

BM Dünya Sağlık Örgütü (WHO) açıklamasına göre İsrail, Gazze’de her gün 160 ve her 10 dakikada 1 Filistinli çocuğu öldürüyor. Öldürülen çocukların büyük çoğunluğu 7 yaşının altında olduğu biliniyor. 

Dünyadaki önemli gelişmelerden biri de Ortadoğu ve Avrupa’da gerçekleşen seçimler oldu. 10-12 Aralık’ta Mısır’da gerçekleşen seçimlerin galibi Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi oldu. Birçok uluslarası sivil toplum kuruluşunun da takip ettiği seçimlerde Sisi, oyların 89,6’sını alarak üçüncü kez Cumhurbaşkanı oldu. Yeniden Cumhurbaşkanı seçilen Sisi, görevini altı yıl daha sürdürecek. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılında Müslüman Kardeşleri devirerek iktidara gelen Sisi’ye ‘’katil’’ve ‘’darbeci’’ ifadelerini kullanmış, sonrasında da Mısır ile ilişkiler askıya alınmıştı. Geçtiğimiz aylarda iki ülke arasında yeniden görüşmeler başlamış ve ilişkilerinin iyileştirilmesi yolunda adımlar atılmıştı. Son olarak Katar’da oynanan Dünya Kupası’ında Sisi ile karşılaşan Erdoğan, kendisiyle gayet dostane el sıkıştı. Diğer yandan Mısır’daki seçimlere katılım oranının arttığı (yüzde 66,8) görülmektedir. 2018’de bir önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılım yüzde 41 olarak gerçekleşmişti. Seçimlerin adil olmadığını açıklamaya gerek bile yoktur. 

Bir başka önemli seçim ise Irak, Kerkük ve Musul’da gerçekleşti. Kerkük’te Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) 139 bin oy ile birinci olurken, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ise 46 bin oy aldı. Böylece Kürtler, bölgede 15 sandalyeden 7’sini kazanmış oldular. Musul ise Arap partilerin oluşturduğu ittifak birinci olurken, KDP ise ikinci parti oldu. Seçimler, Türkiye’nin bölgeye yönelik devam eden operasyonlarına rağmen Kürt milli örgütlerimin hala önemli bir yere sahip olduğunu gösteriyor. Türkmenler seçimlerde Şii ve Sünni gruplar olarak bölündükleri için umduklarını bulamadılar. Şii lider Muktada El Sadr’ın seçimleri boykot ettiği bildiriyor. Kerkük’te valilik ve vali yardımcılığının, Irak’ta Meclis Başkanlığı’nın belirlenmesi hem Kürtler hem İran yönetimi hem oligarşi ve hem de işgal güçlerinden biri olan ABD tarafından çok önemli görülmektedir.

Bir diğer seçim sonucu ise Almanya’dan. Almanya’da Pirna kentinde yapılan belediye başkanlığı seçimini, faşist AfD’nin adayı Tim Lochner kazandı. Lochner, oyların yüzde 38,5’ini alarak kentin yeni Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Başta Almanya olmak üzere Avrupa özellikle Ukrayna savaşı ile büyük bir kriz içine girdi. Savaşla birlikte gelen ekonomik krizin faturası ise göçmenlere kesiliyor. Bunu fırsata çeviren Avrupa’daki ırkçı partiler de seçimlerde oylarını artırıyor.

Ukrayna savaşında ABD ve İngiltere’nin kışkırtmasıyla Avrupa ülkeleri karanlığa sürükleniyorken, İngiltere Karadeniz’i kontrol etmeye yardımcı olması için Ukrayna ile 10 yıllık bir güvenlik paktı imzaladı. Gerçekleşen bu mutabak ile İngiltere, Ukrayna’nın savaşa devam etmesini sağlamak için Kiev’e askeri destek sunacak.

Rusya’nın Ukrayna savaşındaki üstünlüğünün farkında olan AB, Rusya’ya karşı yeni bir ekonomik yaptırım kararı daha aldı. AB yaptırım paketine, Rusya’nın askeri ve endüstriyel kapasitesini destekleyen 29 kuruluşu da ekleyecek. Rusya’ya zarar vermek iddiasıyla kabul edilen yaptırımlar, dünyada ABD öncülüğündeki kamplaşmaya hizmet ettiği görülüyor. 

Bu hafta da Avrupa ve ABD’de Filistin direnişini destekleyen eylemler gerçekleştirildi. İsrail destekli manipülasyona rağmen halklar Filistin’in yanında durmaya devam ediyor. Hafta içinde Londra’da acil ateşkes çağrısı yapan kalabalık bir grup, Waterloo tren istasyonunda bir araya gelerek gelerek oturma eylemi yaptı. Oturma eylemine sonlandırmak isteyen polis, göstericilere saldırdı. Saldırılar sırasında beş kişi gözaltına alındı. 

ABD’de ise kongre binasına ziyaretçi kılığında giren 60 eylemci, Gazze’deki saldırıları protesto etti. ‘’Ateşkes, şimdi!’ yazılı dövizler açan grup, polis tarafından gözaltına alındı. Almanya Berlin’de ise eylemciler, Filistin için tren istasyonunu işgal etti.

ABD eski Başkanı Trump’ın 5 Kasım 2024’te yapılacak başkanlık seçimlerini kaybetmesine yol açacak bir mahkeme kararı çıktı. Colorado eyaletinin en yüksek mahkemesi eski Başkan Trump’ın 6 Ocak 2021 Kongre baskınında “başkaldırı ve isyan” suçunu işlediği gerekçesiyle bu eyaletteki başkanlık yarışına katılamayacağına karar verdi. ABD tarihinde bir ilk olarak nitelendirelen kararın hakkında son sözü ABD Yüksek Mahkemesi’nin söyleyeceği belirtiliyor. 

İçeride AKP iktidarı muhalefetin dağınılıklığının sefasını sürerken Türkiye işçi sınıfı ve halk ise örgütsüzlüğün acısını yaşıyor. Ukrayna savaşında Rusya ilerlerken, ABD savaşı sürdürmek için Avrupa’yı ateşe atmaya devam ediyor. Emperyalistlerin onca yalanına karşı, halkların Filistin direnişinin yanında yer alması olumlu bir gelişmedir. İngiltere’de grevlerin yükseldiği bir sürecin yaşanması umut vericidir.

Sermaye güçlerinin emekçileri ve ezilen yığınları daha ağır ve zor şartlara sürükleme politikalarına karşı, geride bırakmak üzere olduğumuz yıl boyunca ülkemizde ve dünyada yaşanan işçi grevleri ve direnişlerini büyütmek ve geliştirmek zorundayız. Yeni yıl mücadele ve umut yılı olsun.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.