Doğan Baran
Hiçbir ölüm beklendik değildir. Hele ki ölenin, en değerlilerimizden birisi olması durumunda…
Kimilerimizin ağabeyi, kimilerimizin kardeşi; dostumuzu, yoldaşımızı, İlhan Özay’ı kaybettiğimizin haberini, tam da yılbaşı günü, 31 Ocak akşamında aldık. Bir gün sonra cenazesinin kaldırılacağını, haber aldığımız günden ise bir gün önce yaşamını yitirdiğini öğrendik. İlhan Özay, 68 yaşındaydı.
Karadenizli idi. 1954 yılında dünyaya gelmişti. Şairdi, eğitimciydi, yayıncıydı. Her şeyden önce ise, memleketine yaraşırcasına, inançlı bir devrimci; 70’li, 80’li yıllardan beri her nesilden arkadaşımıza bir biçimde dokunmuş, dayanışmacı bir insandı.
İlhan Özay, 1970’li yıllarda İstanbul Fikirtepe bölgesinde, Dev-Genç saflarında anti-faşist mücadele çizgisinin lideri olmuştu. Devrimci Gençliğin bölünme sürecinde, Dev-Yol ve Dev-Sol’a katılmayan ve sonradan basın tarafından Üçüncü-Yol ismi verilen grup içerisinde yer almıştı. 12 Eylül sürecinde aktif bir devrimci olarak yaşamış ve arkadaşlarımızla temas içinde olmuştu.
O karanlık günlerin ardından, 90’lı yıllarda da temas içinde olduk. Kültür merkezlerimizde, kurumlarımızda bulunmuş, eylemlerimizde yer almıştı. Yayınladığı şiir kitaplarını, Sanayi Mahallesi’nde bulunan Emek Kültür Merkezi’ne katkı amacıyla bağışlamıştı. Sarıgazi’deki Kültür Merkezi onun bürosunun eşyalarıyla döşendi. Kadıköy Kültür Merkezi’ne benzer şekilde katkılarda bulunmuştu. Aynı dayanışmacı anlayışını, özellikle de sevgili eşi Duygu Özay ile birlikte, sonraları da devam ettirdi.
Devrimciler, yüreği memleket sevdasıyla, halk sevgisiyle dolu insanlardır. İlhan Özay tam da bu tarife uyan insanlardan birisiydi. Yazdığı her şiir, hem toplumumuzun, memleketimizin “gerçekliğini” ifade eden hem de “mücadeleye çağrı” niteliği taşıyan eserlerdi.
Her daim heyecanlı, her daim umutlu kaldı İlhan Özay. Zor anlarımızda hep aniden belirdi. Kötü gün dostu idi. Ağırbaşlı, az konuşan, mütevazi duruşu ile, gençlerimizin örnek aldığı bir insandı. O mütevazı olduğu kadar da açık sözlüydü. Sözünü eğip bükmez, dosdoğru söylerdi. Coşkusu yüksekti.
Fırtına Güncesi, Fay Hattı, Kar Boran, Güneşe Doğru, Darmaduman, Bütünsel İnsan gibi denemeler; Volkan Gibi, Değişir Her Şey gibi şiir kitapları yazdı. Aynı zamanda ders kitapları da çıkardı. Hiç durmadı.
İlhan Özay çok üretken bir insandı. Görüşlerini, kavgasını denemeleriyle, şiirleriyle aktarmaya çaba sarf ediyordu. Cenazesinde Duygu Özay, daha yayınlanmamış çalışmalarından da söz etti.
İlhan Özay’ı, 1 Ocak günü, mücadele hayatına yaraşırcasına, marşlarla, ezgilerle, şiirlerle uğurladık. Kaybı bize derin üzüntü verdi. Onun gibi insalara ihtiyacımız olduğunu biliyoruz.
İyi ki tanımışız İlhan Özay’ı. İyi ki arkadaş olmuşuz. Bu dünyadan iz bırakarak geçenlerimizden oldu.
Onunla, yine onun aracılığıyla vedalaşalım:
Tüm zamanlar fırtına.
Kar boran tüm zamanlar…
Doğanın,
doğal debreşisine değil isyan,
ezilmesinedir!
İnsanın,
insan tarafından.
İlhan Özay