Odak Dergisi olarak, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili kadınlarla röportaj yaptık. “İstanbul Sözleşmesi kadınlar için neden önemlidir?” sorusuna aldığımız cevapların ilk bölümünü siz okuyucularımızla paylaşıyoruz:
Satiye Tepe (İstanbul): Türkiye’de kadınların 2020 yılında bile hala yerinin tartışıldığı, sudan sebeplerle kadınların öldürüldüğü, tecavüze ve tacize uğradığı şu günümüzde İstanbul Sözleşmesi; kadın haklarından yana olduğu ve uygulandığı zaman caydırıcı olabilir. Yasal olarak kaldırıldığında ise önü açık olan kadın cinayetleri, tecavüz ve taciz tamamen yasal hale gelecek. Ve kat ve kat artacaktır.
Funda Kara (İstanbul): Türkiye’de kadına yönelik şiddet hem özel hem de kamusal alanda her geçen gün artarken ve önleyici uygulama/politikalar geliştirilmezken, İstanbul Sözleşmesi kadınların yaşam hakkının teminatıdır. Kadın, engelli, çocuk, LGBTİ ve mültecilere yönelik her tür şiddetin karşısında devletin yükümlülüklerini yerine getirmesini garanti altına alan; devlete şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü getirmektedir.
Sevgi Güneş (İsveç): Kadına yönelik şiddet ve kadın ölümleri için önemli. Her gün kaç kadın öldürülüyor ve şiddet görüyor…
Özlem Çoşkun Yılmaz (Fransa): Kadına şiddeti önleme ve mücadelede önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyorum.
Yeşim Alpay (İstanbul): Normal şartlarda özel bir yasaya gerek duymaksızın var olması gereken yaşama hakkının, katlini vacip gören düzen… Gerçek ve inandırıcı olmayan bir sayıdan ibaret 6284. Sahi geçen yıl kaç 62 kaç 84 kadın öldürüldü acaba?
Rabia Can (İzmir): Bizi erkeklerin gölgesinde yaşamaktan kurtaracak bu sözleşme.
Celine Duval (İsveç): İstanbul Sözleşmesi sadece kadınlar için değil geleneksel erkek rolüne körü körüne uymak zorunda olan zavallı ve çaresiz erkeklerin zincirlerini kırıp özgür düşünmesi ve aynı çatı altında mutlu yaşanması için önemlidir.
Gülay Ocak (Kanada): Sözleşme neden önemli çünkü; ne kadar kadın erkek eşitiz desek bile fiziken değiliz. Her türlü şiddete (dayak, tecavüz, taciz, silahlı saldırı vs.) maruz kalıyoruz ve devlet hiçbir şekilde caydırı ceza vermiyor, üstelik destekliyor. Bu sözleşme olur ise uyulması gerekiyor ve kadınlara her türlü şiddet uygulayanlara ceza verilir. Bu da caydırı olacaktır. Kadınlar da biraz nefes alacaktır.
Gül Şahin Özgül (İstanbul): İstanbul Sözleşmesi benim için kadın hakları ve kazanımları konusunda umut demektir. Her gün kaybettiğimiz kadın arkadaşlarımız için adalettir, şiddete karşı güvenlik…
Melike Aslan (İsveç): İstanbul Sözleşmesi hem kurumsal hem de aileye karşı şiddeti yasaklayan bir yasadır. Kadınlar kadınların kahramanı olacaktır. Din, dil, siyasi görüşlere bakmaksızın sadece insana insan olduğu için haklarının savunulacağı bir yasadır. Çocuğa, kadına, şiddet ve istismarı gerekli yasa ve kanun ile yargılayacak sözleşmedir. Hak verilmez alınır. Biz de bunu alacağız.
Canan Köroğlu (İsveç): Devletlerin insan haklarını güvence altına alma yükümlülüğü vardır. Cinsiyetinden dolayı bir taraf daha çok insan hakları ihlallerine uğruyorsa; devletlerin mağdur olan cinsi korumak kollamak yükümlülüğü ek yasalarla güçlendirilmelidir. İstanbul Sözleşmesi bu yükümlülüğü kabul etmek demektir. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi biz kadınlar için yaşamsal önemi vardır ve iptal edilmesine şiddetle karşı çıkıyorum.
Ayşe Kanat (Kanada): Bu çağda İstanbul Sözleşmesi tartışmaları bence utanç verici olmalı. Biz insan haklarının tartışılması dahi utanç verici derken, kadınlar için İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmak kadını değil ikinci sınıf olarak görmek; insan olarak dahi görmek istemiyorlar demektir.
Sibel Baysal (Almanya): Kadınları, erkeklerin dizayn ettiği bir dünyada yine erkeklerin kurduğu sistem ve kurallar içinde zincirlendiği bir kaosta; hırpalandığı, şiddete maruz kaldığı, zarar gördüğü aşikar… Bunun yanında kadın erkek arasında kadının her alanda eşitsizlik içinde olması, toplumsal ezilmişliği, temel haklarının kısıtlandığı, değersiz görüldügü bir sistemde devamlı baskılandığı bu duruma istinaden İstanbul Sözleşmesi önemlidir .
Meltem Tuna (İsveç): İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip olan ve toplumsal cinsiyeti tanımlayan ilk uluslararası sözleşme olması bakımından kadınlar için oldukça önemli. Ülkemizde son yıllarda artarak devam eden kadın cinayetlerini önlemek için sözleşmeden çıkmak değil aksine imzacısı olunan sözleşmenin yükümlülüklerinin bir an önce yerine getirilmesi gerekiyor.
Nildal Ayan (İzmir): Bence bu sözleşme Kral John’un 1215’te yaptığı Magna Carta kadar önemli bir sözleşmedir. Magna Carta sadece İngiltere’de imzalanmış ve yalnız İngiltere’yi bağlar nitelikte olsa da ilerleyen yıl ve yüzyıllarda çok ülke tarafından sözleşmenin hükümleri benimsenip uygulamıştır. İnsan hakları sözleşmesidir, bu yönüyle de İstanbul Sözleşmesi de tarihte bir ilk olarak Magna Carta kadar önemli bir olay ve hak kazanımı içeriğiyle tarihte içinde yerini alacaktır.
Bir uluslararası sözleşmeyi imzaladığınızda geri dönüş, iptal etmek son derece zor ve kabul edilemez bir durumdur. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin kurucularından biri. Türkiye bunun öncüsü olmuş, sözleşmeyi hazırlamış ilk imzacısı olmuş bir ülke. O tarihte bizzat Türkiye kendi verileri ile ve kadın örgütlerinden gelen bilgilerle hazırlanmış bir sözleşme olduğu için adı İstanbul Sözleşmesi’dir. Dışarıdan gelen bir sözleşme değildir. Dolayısıyla kadının birey olma ve şiddet görmeden yaşama hakkını garantize ettiği için asla vazgeçilmesi düşünülemeyecek kazanılmış hakkıdır!!
Özgür Karık (Almanya): İstanbul Sözleşmesi, kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek, ortadan kaldırmak amacını taşıyor. Bu yüzden çok önem taşıyor.
Aynur Dursun (Almanya): İstanbul Sözleşmesi kadın ölümlerinin kısmen de olsa önüne geçeceğini düşünüyorum ve önemsiyorum.
Hayriye Şevki Erol (İstanbul): İstanbul Sözleşmesi kadınlar için bence hayati bir mesele. Kesinlikle kaldırılmaması gerekir. Hatta daha çok sözleşmeyi, iktidarın uygulaması şarttır.
Evrim Nazlım (Ankara): İstanbul Sözleşmesi ve 6284, kadınlar için ekmek gibi su gibi elzemdir. Kadına nefestir, can simididir. Sözleşmeyi kaldırmayı gündeme getirmek dahi kadın haklarına ve mücadelesine büyük hakarettir.
Uğradığı şiddete ve kısıtlamalara rağmen hayatta kalmayı başaran kadınlar, bilin ki İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun sayesindedir.
Zarife Yurtseven (Ankara): İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmayı ve kadınların insan haklarını koruma altına almayı amaçladığı için kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler ve LGBTİ+’lar kısacası herkes için önemlidir. Ayrıca şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yattığının tespitini yapmasından ötürü de önem arz etmektedir.