Systemair HSK’de grevdeki bir işçi ile söyleşi:

0
998

Kocaeli Dilovası’nda bulunan Systemair HSK Havalandırma Endüstri Sanayi fabrikasında Birleşik Metal-İş Gebze 1 No’lu Şubeye üye oldukları için ücretsiz izin uygulamasıyla ve baskılarla karşılaşan işçiler 19 Ekim’den beri grevde. 

Aşağıda, grevdeki bir işçi arkadaşımız ile yaptığımız söyleşiyi yayınlıyoruz: 

Odak: Kısa bir süre önce haklarınıza sahip çıkmak amacıyla bir direniş başlattınız, bize biraz süreçten bahseder misiniz? 

Gerçekten kısa bir sürede Birleşik Metal-İş Sendikasına İnternet üzerinden üye olarak sendikal mücadeleye başladık. Her çalışan, sendikalı bir işyerinde çalışmak ister ya da bizim gibi örgütlenmek zorunda. Çalıştığımız fabrikada hiç de hak etmediğimiz muameleyle ve hiç de hak etmediğimiz ücret politikasıyla karşı karşıya kalıyorduk. Yöneticilerin işçilerle iletişimi; ses yükseltip azarlar gibi konuşmaları, beyaz ve mavi yaka dahil tüm fabrikayı fazla mesaiye bırakmaları, Mayıs ayında yapılan zamların adaletsizce kişiye göre farklılık göstermesi, Mayıs ayı zammının Eylül ayında geriye dönük haklarla beraber verileceği söylenmesine rağmen fazla mesai ve farkların sadece yarısının ödenmesi… Ne kadar ileri gittiklerini açıklamak gerekirse, pandemi sürecinde fabrikalarda vakalar olmasının nedenini bizlerin ve ailelerimizin evlerimizde durmamamıza, komşu-akraba gezmeleri yapmamıza bağlamalarını örnek verebilirim. Bu tam trajikomik oldu ve bazı sınırların aşıldığını düşünmemize neden oldu. Sürecin belki de asıl canalıcı noktası da bu covid-19 salgınını ailerimize bağlanmalarıydı.

Odak: Fabrikada çalışma koşullarınız nasıldı? 

Klima santrali üretimi yapıyoruz yani ısıtma soğutma ve taze temiz hava sağlayan cihazlar üretiyoruz müşterilerimize. Bizler ise fabrikada tozlu ortamda ve benzinli forkliftlerin fabrika içinde, bir o tarafa bir bu tarafa giderken saldığı egzoz dumanına maruz kalıyoruz.

Odak: Direnişiniz nasıl gidiyor? Durumunuz hakkında hissettikleriniz nelerdir? 

Dışarda olan arkadaşlarımızın onurlu dik duruşlarına karşı, biz de içeride çalışanlar olarak kayıtsız kalmıyoruz yapılan her türlü baskı ve tahriklere karşı gösterdiğimiz dirençle karşılık veriyoruz. 

Dışarıda olan arkadaşlarımızla temas sağladığı için 2 arkadaşımız düzeni bozduğu gerekçesiyle işinden oldu, dışarı ile görsel teması kesmek için çay mola alanı değiştirildi, fabrikada onca kamera olmasına rağmen güvenlik şefi tarafından tahrik amaçlı video çekildi, hala yapılmaya devam ediliyor. Güvenlik kapısı önüne iki kamyon çekildi ve güvenliğe bakan iki kapı kilitlendi (yemekhane ve soyunma odalarına giden) bu da bizim güvenliğimizi tehlikeye sokuyor. Olası bir doğal afet ve yangında en yakın kapıdan tahliyemizi imkansız kılıyor. Bu manzaralarla karşı karşıya kalmak gerçekten üzücü ama bir o kadar da bizlerin mücadele ruhunu ateşlediklerini bilmemeleri ise işveren açısından sinir bozucu boyuta gelmiş durumda.

Odak: Kamuoyundan, emekçilerden beklentileriniz nelerdir? Dergimiz Odak aracılığı ile neler söylemek istersiniz?

Sendikalaşma mücadelesi sadece bizim değil tüm emekçilerin hakkının aranması demektir ve sendikalı olmak anayasal bir hakkıdır. Maalesef ki Türkiye’de sendikalı çalışanların sayısı yeterli seviyede değil; olma girişiminde bulunanlar ise işinden olma ile karşı karşıya kalıyor. Peki bunun karşısında biz işçiler ve emekçiler ne yapmalıyız sorusuna karşı işçi sınıfının ve emekçilerin birlik olmasından başka bir yol göremiyorum. 

Dilovası Organize Sanayiinde başlattığımız bu direnişe kimsenin kayıtsız kalmayacağını biliyorum ve bizlerle dayanışma için sosyal medyanın gücünü kullanarak bulundukları yerlerden hatta kendi iş yerlerinde örgütlenerek duyarlılık göstere bilirler. Teşekkür ediyorum. 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.