13.04.2014-
AKP, 17 Aralık sonrası ard arda patlayan yolsuzluk skandallarına rağmen oyların yarıya yakınını aldı. Seçimlerde BDP gelişme sağladı. CHP ise başarısız kaldı.
CHP 1 Mayıslara, işçi direnişlerine ve Gezi Direnişine destek vererek AKP karşısındaki muhalefetin gelişmesine katkıda bulunmuş, halkta sempati yaratmıştı. CHP ayrıca yerel seçimlerde Gezi direnişinden gelen adaylara öncelik vereceğini açıklamıştı. Ama aday belirlemeleri gündeme gelince işler değişti. Direnişlerde CHP’ye prestij kazandırmış olan dürüst insanlar bile kayboldular. Onların yerine Cemaatçi, eski MHP’ci, eski AKP’ci insanlar öne çıktılar. CHP merkez sağın partisi olmaya soyundu. Adaylarını ona göre belirledi. Kampanyasını da Cemaat kasetleri üzerine kurdu.
Kılıçdaroğlu Cemaat ile ittifak içinde olmadıklarını söylüyor. Seçimlerde en önemli yere aday Mustafa Sarıgül’ün en önemli yer olan İstanbul’a aday yapılması bile Kılıçdaroğlu’nu yalanlamaya yeterlidir. Hiç uzağa gitmeden Sarıgül’ün Cemaat hakkında söylediklerine bakalım: “Çok üzülüyorum, yöneticilerin toplumla dost olması lazım. Hizmet sizin rakibiniz değil, Hizmet gönüllülük esasına dayalı bir oluşum. Bir siyasî oluşum değil… Hizmet’in hiçbir siyasî partiyle bağlantısının olması söz konusu değil. Hizmet, bakar eder, iyi adaylar varsa yerel yönetimde destek verir.” (http:// www.yarenturkmedya.com/politika/sarigul-son-oy-oranini-acikladi-h9626.html). Sarıgül’ün ”hizmet” dediği kimdir? “Hizmet”, kökleri “Komünizmle Mücadele Dernekleri”ne giden, askeri darbelerle işbirliği içinde gelişen, 2003 sonrası AKP iktidarıyla işbirliği yaparak bir ara devleti ele geçirmiş bulunan, devleti ele geçirmek amacına ulaşmak için nasıl komplolar düzenlediği herkesçe bilinen Cemaat’in kendi kendisine taktığı son isim.
Sırf Sarıgül’ün yukarıdaki sözleri Kılıçdaroğlu’nu yalanlamaya yeterlidir. Erdoğan, Cemaat ile ittifak ederek güç kazanmıştı. Sonra aşırı yıpranmış olan Cemaat’i CHP’ye yamayarak toplum nezdinde puan topladı. CHP ise Cemaat’i kendisine kılavuz yaparak onun pisliklerini sırtına aldı.
CHP, tabanında önemli bir sol olmakla birlikte burjuvazinin partisidir. Bu sınıf kimliği CHP yöneticilerinin korkaklıklarını ve ahmaklıklarını izah etmeye yetmezse bile CHP’nin gerçekliği budur. CHP’den umut beklenemez.
AKP’nin seçim başarısı ise geçicidir. AKP birkaç yıldır düşüş halinde. Demokratik güçler AKP karşısında toparlanırken Suriye’de yenilginin görünmesiyle düşüş netleşti. Bu yenilgi ABD’nin Ortadoğu’da Amerikancı İslama dayanan BOP planlarını değiştirdi. Suudi Arabistan, Katar, Türkiye ittifakı haliyle bozuldu. Giderek içerideki AKP-Cemaat ittifakı da işlemez hale geldi. Gezi Direnişi AKP’ye yeni ve ağır bir bir darbe vurdu ve bu sefer Cemaat ile ittifak yerini gözü kara bir düşmanlığa bıraktı. AKP, çıkışı toplumu kutuplaştırmakta görüyor. Bir yandan da her fırsatı kullanarak mağdurları oynuyor. Şimdilerde CHP bu oyunda ona çok fırsat sunuyor. AKP önce ordu karşısında mağdurları oynamıştı. Sonra Cemaat-CHP ittifakı karşısında. İleride muhtemelen aynı rolü PKK karşısında oynayacaktır. CHP-Cemaat ittifakı ne Cemaat’e kazandırdı ne de CHP’ye. CHP daha sağcı bir parti haline gelmeden bu iş zordur.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri, CHP’nin merkez sağın partisi olma yönündeki çabalarını artıracak görünüyor. CHP yöneticilerinin CHP kitlesine ihanetçi bu tutumları Erdoğan’ın önünü açacaktır. Ancak AKP’nin seçim başarısı baş aşağı gidişi değiştiremeyecek. Erdoğan başta kalsa bile artık yeni-liberal bir İslam devleti kuramaz. Hatta Erdoğan bu gidişle, eğer Öcalan ile daha açık ve güçlü bir ittifaka giremezse, halk ayaklanmasıyla devrilir.
Türkiye, kitlelerin hareketlenmeye devam edeceği sürecin içinde. Gezi direnişi anlayışı sürecin sağlıklı çizgisidir. Biz devrimciler Gezi direnişi çizgisinde devam etmeliyiz. Sol hareket birlik olarak varlık gösteremezse Türk ve Kürt milliyetçileri lehine güç kaybedecektir. Ama sosyalist hareket kendi içinde birlik sağlamayı başarırsa büyük olanaklara kavuşacaktır. Sürecin halk yararına gelişmesinde en önemli faktör Türkiye solunun kendi içindeki birliği olacaktır.
Ovacık seçimleri, Ankara’daki ortak aday çalışmaları vb o yönde güzel adımlar oldu. Direnişçi ideallerimizi hayata geçirme olanaklarımızın artacağı yeni bir dönem başlıyor.
