Birleşmiş Milletler’in (BM) Soruşturma Komisyonu, İsrail’in Gazze’de Filistinlilere karşı soykırım işlediğini açıkladı.
Yeni yayımlanan raporda, 2023’te Hamas ile başlayan savaşın ardından, uluslararası hukuka göre tanımlanan beş soykırım eyleminden dördünün işlendiğine dair makul gerekçeler bulunduğu belirtildi. Bunlar; bir grubun üyelerinin öldürülmesi, onlara ciddi fiziksel ve psikolojik zarar verilmesi, grubun yaşam koşullarının kasten yok edici hale getirilmesi ve doğumların engellenmesi.
Raporda, İsrailli liderlerin açıklamaları ile İsrail güçlerinin sahadaki uygulamaları, “soykırım kastının” delilleri olarak gösterildi. İsrail Dışişleri Bakanlığı ise raporu “çarpıtılmış ve asılsız” diyerek kesin bir dille reddetti.
İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın güney İsrail’e düzenlediği ve yaklaşık 1.200 kişinin öldüğü, 251 kişinin rehin alındığı saldırının ardından Gazze’ye geniş çaplı bir operasyon başlatmıştı. Gazze’deki Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’na göre, İsrail saldırılarında şu ana kadar en az 64.964 kişi hayatını kaybetti. Bu veriler BM tarafından güvenilir kabul ediliyor. Gazze nüfusunun büyük bölümü defalarca yerinden edilirken, evlerin yüzde 90’ından fazlası hasar gördü veya yıkıldı. Sağlık, su, sanitasyon ve hijyen sistemleri çöktü, BM destekli uzmanlar ise Gazze kentinde kıtlık yaşandığını bildirdi.
BM İnsan Hakları Konseyi tarafından 2021’de kurulan Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, işgal altındaki Filistin topraklarındaki uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları ihlallerini araştırıyor. Güney Afrikalı eski BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay başkanlığındaki üç kişilik panelde, Avustralyalı insan hakları hukukçusu Chris Sidoti ve Hindistanlı konut ve toprak hakları uzmanı Miloon Kothari görev yapıyor.
72 sayfalık belgede, İsrail yetkilileri ile güvenlik güçlerinin, 1948 Soykırım Sözleşmesi’nde tanımlanan beş eylemden dördünü Gazze’deki Filistinlilere karşı işlediği ve işlemeye devam ettiği öne sürülüyor:
1) Korunan hedeflere yönelik saldırılarla sivillerin öldürülmesi, ölümcül koşulların kasten yaratılması,
2) Sivillere yönelik doğrudan saldırılar, kötü muamele, zorla yerinden etme ve çevresel yıkımla ciddi fiziksel ve zihinsel zarar verilmesi,
3) Temel yaşam altyapısının yok edilmesi, sağlık hizmetlerine erişimin engellenmesi, yardımların, suyun, elektriğin ve yakıtın bloke edilmesi, çocuklara yönelik özel koşulların yaratılması,
4) Doğumların engellenmesi; örneğin Aralık 2023’te Gazze’nin en büyük tüp bebek kliniğine yapılan saldırıda yaklaşık 4.000 embriyo ile 1.000 sperm ve yumurta örneğinin imha edilmesi.
Soykırımın yasal tanımı için bu eylemlerden birinin, grubun tamamını ya da bir bölümünü yok etme kastıyla yapılması gerekiyor. Navi Pillay, BBC’ye yaptığı açıklamada “Öncelikle olgulara baktık. İsrailli yetkililerin soykırım niyetini ortaya koyan beyanlarını ve ordunun sahadaki uygulamalarını inceledik. Bunun makul tek çıkarımının soykırım kastı olduğuna karar verdik” dedi.
Kaynak: BBC
