İşçi Emekçi Birliği öncülüğündeki emek örgütleri, bugün Kadıköy İskele’de saat 15.00’te emekçi buluşması gerçekleştirdi ve basın açıklama yaptı. “Emperyalist Savaşa, Kapitalist Sömürüye, Yağmaya Karşı Mücadeleye” başlığı ile gerçekleştirilen açıklama Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Birleşik İşçi Hareketi, Devrimci Partili İşçiler, Dostluk ve Kültür Derneği, İşçi Birlikleri Sendikası, Kaldıraç, Komün, KÖZ, Partizan, Proleter Devrimci Duruş, Söz ve Eylem, ODAK ve Yeni Dünya İçin Çağrı tarafından örgütlendi.
Yapılan açıklamada, sömürü, emperyalist çıkarlar uğruna çıkarılan savaşlar ve sermayenin işçiyi sefalete mahkûm etmesi kınandı. Toplumun adalet arayışı, doğa tahribatı ve eğitim konusundaki ortak kaygıları dile getirildi. Yaklaşık beş yüz kişinin katılımıyla gerçekleşen buluşmada emekçiler ve öğrenciler çoğunluktaydı.
Basın açıklamasında öne çıkanlar ise şöyleydi:
- Emperyalizmin doğası gereği öngörülemezliği krizlere yol açıyor. Nitekim sermayedarlar, krizlerin bedelini işçi, emekçi ve mazlum halklara kesiyor.
- Ülkeyi ucuz iş gücüne çeviren hükümet, Orta Vadeli Programını (Şimşek Programı olarak bilinen ve güya ekonomide istikrarı sağlama hedefiyle ortaya çıkarılan) güncellerken, sağladığı tek “istikrar”, yoksulluğu ve sömürüyü artırmaya yönelik çabasıdır.
- Sermaye düzeni, yaşanan bu sömürü ve savaş düzenine karşı çıkan herkesi tehdit ediyor, susturmaya çalışıyor. Hakkını arayan işçilerin eylemleri, grevleri yasaklanıyor. Sendikalaşan işçiler işten atılıyor. Sömürü düzenine karşı “insanca yaşam” diyenler tutuklanıyor, hapishanelere atılıyor.
- Milyonlarca işçi ve emekçi, hayat pahalılığı ve kötü çalışma koşulları altında yaşamlarını idame ettirmeye çalışırken, AKP-MHP’nin sermayeye yaranma çabalarının sonucu olan sefalet ücretlerine mecbur ediliyor.
- Kadınlar çifte sömürüye, mobbinge ve tacize maruz kalıyor; kriz dönemlerinde ilk işten çıkarılan onlar oluyor. Evde, sokakta, işyerinde katlediliyor.
- Yeni OVP, güvencesiz ve esnek çalışmayı yaygınlaştırmayı hedefliyor.
- Sermayenin ağzını sulandıran ucuz iş gücü olarak çocuklar ve göçmenler, baskı ve şiddet altında çalıştırılırken; MESEM benzeri uygulamalarla çocuk emeği sömürülüyor, göçmen işçilereyse insanlık dışı çalışma koşulları dayatılıyor.
- Doğrudan kesintiler dışında, ÖTV ve KDV yüküyle halkı ezen hükümet, sermayeye tanıdığı vergi muafiyetiyle yetinmeyip; “teşvik” adı altında vergileri yine sermayenin hizmetine sunarak halkını soyuyor. Dahası, bu vergileri bölge halklarına karşı yürütülen haksız ve gerici savaşlara bütçe olarak sayarken kamu ihtiyaçlarını görmezden geliyor. Ez cümle; hükümetin gençlerin barınma, ulaşım ve gıda gibi temel ihtiyaçlarına karşı üç maymunu oynaması, niteliksiz eğitimi dayatması, “bir geleceğin olup olmadığı” sorusunu her gün tekrarlatıyor.
- Siyonist İsrail, sözde ateşkes anlaşmasına rağmen Filistin’de katliamlarını sürdürüyor. Emperyalist ABD Başkanı Trump, “İsrail saldırılara karşılık veriyor!” diyerek saldırıları meşrulaştırıyor. Ateşkeste imzası olan Türkiye, Katar ve diğer bölge ülkeleri ise yaşananları izlemekle yetiniyor.
- Kapitalistlerin kar hırsı için doğanın dengesi bozulurken; tarım arazileri, zeytinlikler, meralar el konularak, sermayedarlara bir hiç uğruna peşkeş çekiliyor.
Açıklamanın sonunda işçi, emekçi, kadın ve gençlere; emeğe, geleceğe, doğaya ve haklara yönelik saldırılara örgütlü mücadeleyle karşı koyma çağrısı yapıldı.
