Akademiden Yükselen İsyan: Neden Susuyorsunuz? “Azıcık Onurunuz, Haysiyetiniz Varsa Kendinizi Savunursunuz!”

0
1339

Geçtiğimiz hafta Anayasa Mahkemesi Bu Suça Ortak Olmayacağız Bildirisi’ne imza atan ve ardından da çalıştıkları üniversitelerden ihraç edilen akademisyenler hakkında bir karar açıklamış ve bildiriye imza attığı gerekçesiyle kovuşturmaya uğrayan akademisyenlerin düşünce ve fikir özgürlüklerinin kısıtlandığını söylemişti. Bu gelişmenin ardından bir grup yandaş akademisyen “Anayasa Mahkemesi Terörü Meşrulaştıramaz” diyerek bir karşı bildiri yayınlamış ve karara “tepki” göstermişti.

“1071 Akademisyen Listesi”nde adı geçen bazı isimleri şahsen tanıdığını belirten ve kendisi de yayınlanan bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mesleğinden uzaklaştırılan akademisyen Yasin Durak, konuyla ilgili sert bir eleştiri metni kaleme aldı.

Durak, 1071 akademisyenin arasında adı geçen ve şahsen tanıdığını söylediği bazı isimlerin bir kısmını sosyal medya hesabından yayınladığı açıklamasında eleştirdi.

Neden Susuyorsunuz?

O isimlerden birisine hitap eden ve “Sana hakkımı helal etmiyorum!” diyen Durak, yaşanan tüm bu gelişmelere rağmen hiçbir tepki vermeyerek sessiz kalmayı tercih eden bazı meslektaşlarını da listeye ekleyerek, “Suskunlar da 1071’lerin arasındadır.” dedi.

“1071 Akademisyen” olarak da adları duyulan bu grubun içindeki bazı isimlerin, izinleri olmadan söz konusu bildiriye imzalarının konulduğu, bazılarının ise zorla imza verdiği iddia edilmişti.

Durak, 1071 ismin arasında adı geçen ve şahsen tanıdığı bir meslektaşının, “Zorla İmzaladım. Ben bu bedeli ödeyebilecek kadar cesur değilim!” diyerek kendisine bir mesaj gönderdiğini açıkladığı metinde, sessiz kalanları ise kendilerini savunmaya; söz söylemeye davet ediyor.

Durak‘ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şu şekilde:

Niğde Üniversitesi’ndeki görevinin yanında, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde de akademik çalışmalarını sürdürürken Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza attığı gerekçesiyle önce Niğde Üniversitesi’ndeki işinden uzaklaştırılan, ardından da meslektaşları ile kurduğu Sokak Akademisi’nde çalışmalarını sürdüren Yasin Durak, “Başkanlık Sistemi”nin oylandığı referandum döneminde yaptığı bir açıklamasında, “Şu an hepimiz bir ekmek kavgasındayız ve referandum vb. süreçlere odaklanmakta zorluklar yaşıyoruz. Oysa bizlerin yapması gereken şey, barış için çalıştığımız kadar, ekmeğimiz için çalıştığımız kadar ‘Hayır’ için de çalışmak olmalı.” demişti. 

Meslektaşları Tarafından İhbar Edilmişti

Durak’ın yargılanmasına yol açan soruşturma süreci, KHK ile uzaklaştırılmadan önce görev yaptığı Niğde Üniversitesi Rektörlüğü’nün tarafından hakkında çıkarılan ‘lüzum-u muhakeme’ kararı ile başlamıştı. Danıştay bu kararı bozarak dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletmiş, sonrasında Adalet Bakanlığı’nın izniyle iddianame kamu davası olarak kabul edilmişti.

Cumhurbaşkanı avukatları tarafından davadan feragat edildiğinin bildirilmesi de davanın düşmesine neden olmazken, savcı Yasemin Baba’nın hazırladığı iddianamede Durak’ın yazısında kullandığı “canavar” benzetmesi hakaret olarak kabul edilmişti.

Orta çağda bile kabul gören bu benzetme bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde hakaret addedilebilir mi?

İhraç edildikten sonra meslektaşlarıyla birlikte kurduğu Sokak Akademisi’nde çalışmalarını sürdüren Durak, konuyla ilgili olarak şunları söylemişti:

“Savcı hazırladığı iddianamede iktidar için kullandığım canavar benzetmesini hakaret olarak işaretlemiş. Oysa pek çok meslektaşımın iyi bildiği gibi sosyal bilim tarihi boyunca siyasal iktidar canavara benzetilerek anlatılır. Siyaset biliminin kurucusu Niccollo Machiavelli, iktidarı açıklarken antik çağ mitlerindeki kralların eğitimlerini aldığı Kheiron’u bu nedenle hatırlatır, Thomas Hobbes’un iktidarı ele aldığı kitabının adı bile yedi başlı bir canavarın adı olan Leviathan’dır. Bu davaya konu edilen yazıda ben de ejderha benzetmesi yaptım. Orta çağda bile kabul gören bu benzetme bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde hakaret addedilebilir mi?”

Durak ayrıca, 8 Mayıs 2016 tarihli Birgün Pazar ekinde yayınlanan “Ejderhaya Meydan Okumadan Kahraman Olunmaz” başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanmıştı.

Kanun Hükmünde Kararnam’elerle (KHK) üniversitelerden ihraç edilen veya açığa alınan akademisyenlerden bir kısmı, öğrencilerine ulaşmak ve bilgi yaymak için “Sokak Akademileri” kurmuş, park ve meydanlarda öğrencileriyle buluşmaya devam etmişlerdi.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.