Aziz Nesin Zübüklüğe Ayna Tuttu

0
255

Şevval Özdemir

Ölüm yıldönümünde Aziz Nesin’i sevgi ve saygıyla anıyoruz.

Aziz Nesin, yazdığı yazılarda kullandığı mizah tarzı ve kendine has dili ile Türkiye’de ve dünyada tanınmış olup, ülkemizde politik mizah deyince ilk aklımıza gelen yazardır. Yaşamı boyunca sürdürdüğü çalışmaları ve mücadelesiyle mizah yaşamımıza dünyalarca şey katmıştır. Aziz Nesin, yazdığı yazılarda mizahı yalnızca bizleri güldürmek için kullanmaz; bu mizahın arkasında, alaycı gülüşlerin altında ezilmiş, aldatılmış ve kandırılmış halkın yankısı vardır. Yazdığı yazılarda halk kusursuz değildir ama kurban olarak resmedilir; bu durum, esas olarak kaderin ya da bireysel hataların değil, bilinçli bir sistem tasarımının sonucudur.

Aziz Nesin’in politik mizahını yansıttığı ve hepimizin dikkatini çekmeyi başardığı kitaplardan biri Zübük romanıdır. Çok sürükleyici romanda baş karakter olan Zübük, olayların gelişmesi sürecinde çarpıcı bir şekilde ortaya konulur. Giderek görülecektir ki, eserde esas olan Zübük değil, zübüklüktür. Zübüklük ise bireysel bir karakterden çok, bir insan ilişkisi biçimidir. Bu ilişkinin temelinde toplumsal yapı bulunmaktadır. Zübüklüğü ortaya çıkaran insan ilişkileri ve koşullar değişmedikçe, başka Zübük’lerin ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Romanın baş karakteri İbrahim Zübükzade, kendi çıkarı için her yolu mubah gören; dini, siyaseti, halkı, politik görüşleri sadece birer araç olarak kullanan bir tiptir. Hepimize tanıdık geliyor, değil mi? Bu tipik kasaba politikacısı, burjuva siyasetinin bir temsilcisidir: İdealleri olmayan, sadece kişisel menfaat güden, halkın acılarını ve umutlarını sermayeye çeviren bir figürdür.

Zübük bir karakterdir; daha doğrusu, bir karektersizlik örneğidir. Hiç zorluk çekmeden, ilkeye, prensibe gerek duymadan; güçlüden yana, çıkarlarından yana eğilen, bükülen kişiliktir. Aziz Nesin, yarattığı Zübük’ün esin kaynaklarını anlatırken, 1950’li ve 70’li yıllarda görev yapmış iki kişiyi örnek verir. Biri, ortaokul mezunu sıradan bir vatandaşken, uyanıklığı sayesinde Kızılay ve Türk Hava Kurumu Başkanlığı, Belediye Başkanlığı yapmış; sonra da Meclis’te milletvekili olmuş Adalet Partili Abdurrahman Doğruyol’dur. Diğeri ise, Abdurrahman Doğruyol ile aynı ilçe (Suşehri) doğumlu; önce Halk Partisi’nin önde gelen bir yöneticisi iken, ertesi yıl Adalet Partisi’ne geçerek “gözü kara” bir Adalet Partisi savunucusu olan Vahit Bozatlı’dır. Ama şimdilerde binlerce Zübük örneği vardır. Halkını, vatandaşlarını, dostlarını, ülkesini satan binlerce Zübük vardır. Melih Gökçek bu tiplerin başında gelir. İktidar partisi AKP’nin içi Zübüklerle doludur. CHP içinde, Kılıçdaroğlu başkanken en keskin savunucuları, Kılıçdaroğlu düşünce ona en çok saldıran isimler oldu. Yaşamımızda, 2023 seçimlerinde CHP’nin Konya Milletvekili iken seçimlerde Kılıçdaroğlu’na oy vermediğini; birinci turda Sinan Oğan’a oy kullandığını, ikinci turda ise oyunu boşa kullandığını söyleyen, uzun süre gülmecelere, alaylara konu olan, sonra da sözlerini değiştiren eski Konya Milletvekili Abdüllatif Şener de onlardan az Zübük değildir.¹

Peki, halk içinde Zübükler yok mudur? Elbette vardır ve esas mesele de budur. Bu Zübükler; beş parasız, en zavallı, gariban Zübüklerdir. AKP ve Tayyip Erdoğan iktidarında, kendi hakkını savunmaktan ziyade küçük küçük çıkarların peşinde koşan; yaşadığı sınıf ayrımından bihaber, Erdoğan’ı savunmak için kendini paralayan, küçücük çıkarlar uğruna kılıktan kılığa giren; kendisi beş parasızken ve yokluktan, yoksulluktan hırsız, dolandırıcı durumuna düşerken, kendini bu hale getirenleri savunan; her türlü oyunlara, kirli işlere giren, kendi kendini yırtan Zübüklerdir.

“Şimdi çok iyi anladım ki Zübük bir tane değil. Biz hepimiz birer Zübüğüz. Bizim hepimizin içinde bir Zübüklük olmasa, bizler de birer Zübük olmasak, aramızda böyle Zübükler büyüyemez. Hepimizde birer parça olan Zübüklük birleşiyor, böyle Zübükleri yaratıyor. Biz Zübükler nerede varsak, onlar da orada var.”

Örgütsüz durumdaki halkın kendisini yalnız, güçsüz ve çaresiz hissetmesi, Zübüklüğün gelişmesine çok uygun ortam sağlamaktadır. Bu durumdaki insanlar, Zübük gibilere tutunmaya çalışırlar. Böylece yeni Zübüklerin iletiye çıkmasına olanak sağlarlar. Zübük romanında Aziz Nesin, halkı aşağılamaz ama acı bir gerçeği de gözler önüne serer: Cehalet yalnızca bir eksiklik değil; sömürünün en verimli toprağıdır. Zübük’ün yalanları bu toprakta kök salar, bu cehaletin suladığı inançlarla büyür. Halkın içindeki iyilik değil, etrafındaki yapı sorgulanır. Zübük, yalnızca halka ya da işleyişe verilmiş bir eleştiri değil, aynı zamanda bir uyarıdır: Eğer farkında olmazsak, eğer sorgulamazsak, eğer örgütlenmezsek, sadece Zübük’e gülmekle kalırız; işin sonunda ise Zübükler tarafından yönetiliriz.

Zübüklük, devrimci hareketin özüne terstir; ancak ne yazık ki solda da rastlanmakta ve sola zarar vermektedir.

“Hiçbir şeyden çekmedik, namuslu gibi görünen namussuzlardan çektiğimiz kadar.”

Dipnotlar:

1- Müslüm Yalçın/ Aziz Nesin, halk gerçekliğimizin bir tarihi, onurlu ve bilge bir aydın

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.