Bir rant ve yağma projesi de Beyşehir Gölü için

0
1127

Dün Salda Gölü idi, bugün Beyşehir Gölü. Doğaya düşmanlık bitmiyor. Rantçı ve yağmacı anlayış turizm, enerji ve maden tesisleri kurmak için heryere göz dikmiş durumda.

Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan ve bir bölümü de en büyük milli park olarak kayıtlarda belirtilen Beyşehir Gölü, kıyısında turistik tesis ve marina yapılması için projelendirilenmiş durumda.

Projeyle ilgili açıklama yapan Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, Konya ve Isparta sınırları içinde kalan 650 kilometrekare alana sahip Beyşehir Gölü’nde 188 hektarlık bir turizm bölgesi kurulacağını, gölün Karaburun mevkiine plaj, marina, kamping alanı, bungalovlar ve çadır kamplı tesisler yapılacağını söyledi.

Bayındır’ ın açıklamalarına çevre örgütlerinden tepkiler geldi. Çevre örgütleri sosyal medyadan, “Beyşehir Gölü Karaburun Plajı’na dokunma. Kuşların ve saz kedilerinin habitatını bozma. Avrupa’nın en önemli milli parkının 1900 dönümünde bir turizm projesi yapıp bugüne kadar tamamıyla doğallığını korumuş, geniş sazlık alanıyla birçok su kuşuna ve saz kedilerine ev sahipliği yapan alan, yapılacak proje ile doğallığını kaybedecek. Yapılaşmanın önünü açılacak, yapılacak marina ile zaten sığ suyu olan gölü kirlenecek. Bırakın doğa, doğal kalsın.” açıklamasında bulundular.

Dokuz Eylül Üniversitesi emekli öğretim üyesi ve Çevre Bilimleri Uzmanı Enver Yaser Küçükgül’in Sol Gazetesi’ne yaptığı değerlendirme ise şöyle:

‘Göllerden yararlanılabilir ancak taşıma kapasitesi dikkate alınmalı’

“Beyşehir, Eğridir Gölü’nün olduğu havza bir bütün olarak ele alındığında o bölgedeki sular birbiriyle irtibat halindeydi. Bundan yaklaşık 20 sene önce Eber Gölü, Akşehir Gölü’ne boşaltıldı. Konya’nın atık suları Tuz Gölü’ne verildi. Eber Gölü’ne de atık su verildi. Dolayısıyla bütün havzadaki göller yeteri kadar zaten kirletildi. Şu anda Beyşehir Gölü’nün su seviyesinin çok düştüğü söyleniyor. Büyük bir ihtimalle de doğrudur. Bir gölden çeşitli amaçlarla yararlanmak mümkün. Göl kıyısına bir tesis kurmak da mümkün ama kaç kişilik olacak? Bunun için gölün bir taşıma kapasitesi var. Tolerans limitleri nedir? Bu hususta o suyun yenileme kapasitesine bakılır.

Beyşehir Gölü’ne hangi kaynaklar taze su getiriyor, gölden bir boşalma var mı? Hidrolojik olarak bunlar incelenir ki oraya bırakacağımız kirlilik orada mı kalıyor yoksa başka bir yere mi transfer oluyor? Dolayısıyla siz bir tesis kurduğunuzda, insanlar oraya geldiğinde muhakkak atıklar oluşacaktır. Bu atıklar göl suyunun kalitesini hiçbir zaman iyileştirmez tam aksine kötüleştirir. Göller de bir canlıdır, doğar, büyür, ölürler. Her geçen gün de atık miktarı birikeceğinden gölü öldürürsünüz. Turizm tesisiyle birkaç kişi para kazanacak ancak sonra tamamen elden çıkacak. Kullanıldıktan sonra daha iyi hale gelen bir deniz kıyısı örneği verebilir misiniz? Ya da bir göl kıyısının kullanılıp da daha iyi hale getirildiğini, su kalitesinin, bitki ve hayvan topluluklarının ve etrafındaki ormanların arttığını biliyor muyuz? O halde burda da aynı şey olacaktır. Kahin olmaya gerek yok. Özellikle suyun yenileme kapasitesi, bu kirliliği kaldıramaz. Yapacağınız şey buraya zarar verecektir.

İster günübirlik tesis olsun, ister kalıcı inşaatlar, her halükârda buraya gelenler olacak. Salda Gölü’ne yapılanlar akla, mantığa sığıyor mu? Hatırlarsınız, kışın define arama gerekçesiyle bile bir gölü imha ettiler. Türkiye’de çevre ve ekosistemin iyileşmesi yönünde özellikle son 20 yıldır hiçbir faaliyet görmedim. Bir çevre bilimcisi olarak, Türkiye’de ekosistemin iyileşmesi yönünde de hiçbir proje görmedim. Buna benzer bir alanda tesis kurulacağı zaman önce o gölde yeterli hidrolojik çalışmalar yapılır, su kalitesine bakılır, suyun taşıma ve yenilenme kapasitesi ortaya konulur. Sonra bu kapasite çerçevesinde yapılan hesaplara göre, kaç kişilik bir tesis kurulacağını söylersiniz.

Anladığım kadarıyla sadece bir takım maketler, projelendirmeler yapılmış ama hidrolojik ve limnolojik (göl bilimi) açılardan proje yapılmamış. 3-5 kişinin, 5-10 yıl için para kazanması uğruna bu gölü ziyan etmek hiç doğru değil. Etik olarak da ahlaklı bir davranış değil.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.