Cemaatin Eski İmamından Fuat Avni İddiası

0
1376

ladda ned

 

 

 

 

 

 

Cemaatte bir dönem imamlık yapan Selim Çoraklı isimli yazar Fuat Avni’yle ilgili açıklamalarda bulunu.


Ankara’da darbe girişimi sonrası açılan davada görevli savcıya 55 sayfalık ifade veren ve cemaat içindeki tüm bağlantıları açıkladığını aktaran Çoraklı, Fuat Avni isminin “özel istihbarat” çalışması olduğunu ifade ederek şunları söyledi:


“Devlet ve MİT iki senedir Fuat Avni’yi tespit edemiyor. Ben ilk günlerde Fuat Avni’nin tek kişi olmadığını hep söyledim. Pensilvanya’da başında Mehmet Demircan’ın olduğu bir yapının bulunduğunu, bütün istihbaratın oraya aktığını, analizler yapıldıktan sonra da Fuat Avni denilen bir hesapta bunların paylaşıldığını söyledim durdum.


Fuat Avni, ‘Fethullah Gülen özel istihbaratının adıdır. Adam başbakanlıktan naklen bilgileri Pensilvanya’ya gönderiyor ama devlet bunları çözemedi. Çünkü bunlar, elektronik ortamda dünya çapında büyük teşkilatlanmışlardır. Bundan sonra yapacakları en büyük saldırı siber saldırıdır. Ekonomik, istihbarat ve askeri alanlara saldırı yapabilirler.”


Çoraklı’nın Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamaların tamamı şu şekilde:

Gülen’in İslam dışı faaliyetleri ve inançta yaptığı tahrifatlara dikkati çeken Selim Çoraklı, FETÖ ana davasının da tanıkları arasında yer alıyor. Ankara’daki FETÖ ana davasında görevli savcıya 55 sayfalık ifade veren ve örgüt içindeki tüm bağlantıları açıkladığını aktaran Çoraklı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki duruma ilişkin, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

FETÖ’nün çok tehlikeli ve kanlı kıyımlar yapabilecek bir yapı olduğunu çok önceden ön gördüğünü belirten Çoraklı, “Hedefe gitmekte her yolu meşru gören zihniyetin, yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Toplumda, FETÖ ile ilgili ‘Bunlar karıncayı bile incitmezler, silahları yoktur’ gibi algının anlamı yoktur. Ben sürekli olarak, ‘bir örgütün silahlı veya silahsız olmasının bir önemi yoktur’ diye yazıyordum. Silahsız bir örgüt, bir gecede silahlanabilir. Kaldı ki, Fetullahçıların silahlı örgütü vardı. TSK içinde yetiştirdikleri örgüt elemanları olduğunu gördük. Ortaokul 2’de alıp general yaptıkları askerleri vardı. Ayrıca emniyet içinde yetiştirdikleri binlerce polisleri vardı.” diye konuştu.


“Gülen’in ağlatmadığı Müslüman kalmadı”


Çoraklı, 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ’nün çok tehlikeli işlere kalkışabileceğini yazdığını, bunu “Gülen’in Ağlattığı Müslümanlar” ismiyle kitaplaştırdığını anlattı.


“FETÖ’nün ağlatmadığı Müslüman kaldı mı?” sorusuna Çoraklı, şu cevabı verdi:


“Örgüt, 1970’lerden 2014 yılına kadar diğer İslami cemaatlerle çatıştı. Rahmetli Necmettin Erbakan diğer Risale-i Nur grupları, Süleymancılar, İhlas grubu ve farklı dini grupları yok etmeye uğraştı. Kendi kulvarındaki herkesi temizledi. Herkes, 15 Temmuz darbesinden sonra şaşırıyor. Yapının içinden çıkıp da onların kirliliklerini anlatan eski mensupların içinde yer alan Gülen’in infaz edilecekler listesinde ben de yer alıyorum. 4’üncü sıradayım. Çünkü ben 1983’ten 1999’a kadar değişik kademelerde görev yaptım. Ayrılmadan önce 1992 yılında ‘Fetullahçı Paradigmanın İflası’nı yazdım. O dönemlerde yapının İslami temellere dayanmadığını ifade ettim. Ayrıca 1996 yılında 40 madde halinde ‘Cemaatin Kırılma Noktaları’nı’ sıraladım. Bu yapı dünyevileşti. Hedefe gitmede her yolu meşru görmeye başladı.”


Örgütün maskesinin altındaki gerçek yüzü çok erken fark ettiğini, onun için de yollarını ayırıp mücadele etmeye başladığını anlatan Çoraklı, şöyle devam etti:


“Şeytanın Gülen yüzü diyorlar. Gerçekten güzel bir niteleme. Hakikaten o maskenin altından bir şeytan çıktı. Ben ‘Gülen’in İslami Sapmaları’ diye 55 başlık altında yazdım. ‘Dinler arası diyalog’ ile İslam’ı diğer dinlerle birleştirmeye çalıştılar. Elmalılı Hamdi Hoca’nın tefsirini değiştirdiler. Gülen, ‘Fatiha üzerine münazaralar’ kitabında süreyi değiştirmiştir. ‘Küresel Barışa Doğru’ kitabında oradaki ayetlerin bugünkü Hristiyan ve Yahudileri bağlamadığını söyleme gafletinde bulundu.”


“İmamların çoğu kaçtı”


FETÖ ana davasında açık tanık olduğunu, yapı hakkındaki tüm bildiklerini cumhuriyet savcılarına anlattığını, 55 sayfalık ifadesinde tüm imamların, destek veren bütün şirketlerin isimlerini tek tek açıkladığını aktaran Çoraklı, müdahalede çok geç kalındığı görüşünü savundu.

Çoraklı sözlerin şöyle sürdürdü:


“Ben ifademi 2014 Nisan ayında verdim. Bugüne kadar söylediğim tüm kişiler kaçtılar. Bunlar temel adamlardı. Savcılara, terörle mücadele polislerine, ‘Bu yapıyı idare eden ana kadroyu alırsanız 5 yıl içerisinde yarısını bitirirsiniz’ dedim. Ancak yapılmadı. Kanunlar çerçevesinden hareket edilerek mücadele edilmek istenirse, bunlarla baş edilmez. Çünkü bunlar hücre tipi yapılanma ile özellikle mahrem hizmetler olarak değerlendirilen TSK, yargı, emniyet gibi devlet kurumlarında örgütlendiler. Örgütün bel kemiği niteliğinde olan tüm imamları yurt dışına kaçtı. Şimdi Türkiye aleyhine lobicilik yapacaklar. Zaten bunlar, dünyanın değişik ülkelerinde 15 Temmuz’u organize etti. Şimdi FETÖ’nün iadesinin derdine düştüler. İade edilirse ne yapılacak ki?”


“Deşifre olmamış hücreler var”


“FETÖ’nün 100 deşifre olmuş hücresi varsa, 10 bin deşifre olmamış hücresi vardır” diyen Çoraklı, kuklaları tutan ellerin yakalanması gerektiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Şu anda TSK’da yüzde 60 oranında deşifre oldu. Hala yüzde 40’ının deşifre olmadığını düşünüyorum. Şu anda deşifre olmuşların yerine deşifre olmamış kadroları tayin ettirmekle meşguller. Büyük tehlike var. Kendilerinden olmayanları, sanki kendilerindenmiş gibi ihbar edip yerlerine yine kriptoların geçmesine çalışıyorlar. Dezenformasyon bunların en iyi yaptığı iştir. Yıllarca medya ile yaptılar. Bu yapının en üstünde olanların çoğu Amerika’ya gitmiş özel harp teknikleri eğitimi almış insanlar. Boşalan kadrolara kripto FETÖ’cüler yerleştirilebilir. Bu konuda çok dikkatli olmak gerekiyor.”


“Fuat Avni, Gülen’in özel istihbaratının adıdır”


Çoraklı
, tehlikenin hala devam ettiği görüşünü dile getirerek, FETÖ‘cülerin elektronik alanda çok ciddi bir yapılanma içinde olduğuna dikkati çekti. Çoraklı, şunları kaydetti:


“Devlet ve MİT iki senedir Fuat Avni’yi tespit edemiyor. Ben ilk günlerde Fuat Avni’nin tek kişi olmadığını hep söyledim. Pensilvanya’da başında Mehmet Demircan’ın olduğu bir yapının bulunduğunu, bütün istihbaratın oraya aktığını, analizler yapıldıktan sonra da Fuat Avni denilen bir hesapta bunların paylaşıldığını söyledim durdum. Fuat Avni, ‘Fetullah Gülen özel istihbaratının adıdır. Adam başbakanlıktan naklen bilgileri Pensilvanya’ya gönderiyor ama devlet bunları çözemedi. Çünkü bunlar, elektronik ortamda dünya çapında büyük teşkilatlanmışlardır. Bundan sonra yapacakları en büyük saldırı siper saldırıdır. Ekonomik, istihbarat ve askeri alanlara saldırı yapabilirler.”


“FETÖ’cülerin hanımları Kara Dullar gibi saldırılar yapabilir”


Çoraklı, FETÖ’cülerin boş durmayacağını daha tehlikeli saldırılar yapabileceğini, Çeçenlerin intihar eylemleri yapan “kara dullarını” örnek vererek şunları anlattı:


“Bildiğiniz gibi Çeçenlerin dul kadınlar birliği vardır. Bunlara kara dullar denir. Cezaevlerindeki
FETÖ‘cülerin stratejik evlilikler yaptıklarını biliyoruz. Bunların hanımları cemaatin militanlarıdır. Bunlarla Çeçenlerin kara dullar birliği gibi kamikaze dalışlar yapabilir, suikastlar gerçekleştirebilirler. Ayrıca şu anda 9’u general 216 subay firarda. Bunlar yetişmiş insanlar. Aynı şekilde siyasi suikastlar gerçekleştirebilirler. Savcılığa verdiğim ifade de 2 bin şirketin ismi var. Bunlarla ilgili bir işlem yapılmadı. Bu firmalar dış destekle ekonomik saldırılara imza atabilirler.”


“HOCIA’nın sırları”


HOCIA adlı bir kitap yazdığını hatırlatan Çoraklı, Gülen’in CIA’ya çalıştığını kaydetti. Artık toplumda hiç kimsenin Gülen’e “hoca” dememesi gerektiğinin altını çizen 
Çoraklı, HOCIA’nın sırlarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:


“Gülen, 1960’larda MİT Müsteşarı Fuat Doğu’nun adamı ve MİT’in kadrolu elemanı olan Yaşar Tunagür tarafından Diyanet’e yerleştirilmiştir. Sonra Fuat Doğu ile birlikte Yeşil Kuşak Projesi çerçevesinde konumlandırılmış bir adam. Sonra Özel Kuvvetler Komutanı Esat Keşafoğlu ve Albay Necip Taylan tarafından korunmuş kollanmış biri. Bunların ikisi de Sefarad Yahudilerinden. Gülen, Albay Necip Taylan’ın yanında askerliğini yapmış ve daha sonraki yıllarda özel olarak Edirne’ye tayin edilmiştir. Gülen ‘Benim Küçük Dünyam’ isimli kitapta anne tarafının Şükrü Paşazadelere dayandığını söylüyor. Şükrü Paşazadeler de Sefarad Yahudilerindendir. Annesinin isminin Rabin olduğu iddia ediliyor. Bu hiç de yabana atılacak bir iddia değildir. Bu gösteriyor ki, gençlik yıllarından meşhur olana kadar hep Sefarad Yahudileri tarafından korunmuş, kollanmış. HOCIA’da Gülen’in bir proje olduğunu belge ve bilgileriyle ortaya koyuyorum. Gülen’i anlamak istiyorsak, Yeşil Kuşak Projesi, Ilımlı İslam Projesi ve Büyük Ortadoğu Projesi’ni iyi okumak gerekiyor. FETÖ, magazinleştirilmeyecek kadar ciddi bir konudur. Bu yapı abartılacak kadar tehlikelidir.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.