CİZRE YANIYORSA HER YER YANIYORDUR

0
1820

cizrede-lice-protestosunda-olaylar-cikti_3901_dhaphoto2

Cizre’de bir insanlık dramı ve direniş yaşanıyor. 4 Eylül akşamı ‘’can güvenliği’’ açıklamasıyla şehirde başlatılan sokağa çıkma yasağı, 8 gün boyunca aralıksız sürdü. Bu süre boyunca Cizre halkı ekmek ve su ihtiyacını karşılayamadı. Elektrik ve telefonlarda kesikti. Yaklaşık 130 bin nüfuslu Cizre ile tüm bağlantılar kesilmişti. 7. günde Bianet’e ulaşan bilgilere göre Cizre’de durum şöyle özetlenmekteydi.

”İlçede tüm dükkânlar kapalı. Sadece bir fırın çalışıyor.

Elektrikler sadece gündüzleri belirli aralıklarla geliyor. Geceleri kesiliyor.

Sular genellikle akmıyor.

GSM operatörlerine ait telefonlar ve internet bağlantılarının kesildi. Zaman zaman hatlar açılıyor. Halk cep telefonlarını kullanabilmek için yüksek binalara çıkıp Silopi’den şebeke yakalamaya çalışıyor.

Sabit telefon hatlarının çoğu çalışmıyor.

Halkın verdiği bilgiye göre yedi gündür sürekli rastgele ateş ediliyor.

Cizreliler sokağa sadece ekmek ve su almak için çıkabiliyor. Yüksek binalara keskin nişancılar konuşlandırıldığı söyleniyor. Büyüklerin su ve ekmek almak çıkması bu nedenle daha tehlikeli olduğu için genellikle çocuklar çıkıyor.

Şerafettin Elçi Havalimanı’nda uçak seferleri yapılmıyor.

Mahallelere ambulans girişleri engellendiği için cenazeler evlerde ve camilerde buzla korunarak bekletiliyor. Daha sonra morga taşınıyor.

Ambulans şoförleri trafiğe çıkmak için polisten izin almak zorunda.

Eczaneler kapalı.

Halk devlet hastanesinde sağlık hizmetinin yetersiz olduğunu, doktor eksiği yaşandığını söylüyor.” (10 Eylül 2015, Bianet)

Cizre halkının üzerine yağdırılan şiddette halkın kendi yarasını sarmasına da izin verilmedi. Hareket eden her şeye ateş emri verilmişti. Güçlükle alınan haberler çok sayıda ölüm ve yaralıların olduğu yönündeydi. Yaralıların hastahaneye götürülmelerine, cenazelerin defnedilmelerine izin verilmedi. “HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız fotoğraflı Twitter mesajıyla ölümünü duyurduğu 10 yaşındaki Cemile Çağırga, sokağa çıkma yasağı nedeniyle defnedilemedi. Cemile Çağırga 7 Eylül günü güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetmişti. Sarıyıldız’ın paylaştığı fotoğrafta annesinin Cemile’nin vücuduna kokmaması için buz sürdüğü görülüyordu.” (Bianet)

10 yaşındaki kızı katledilen annenin yüreğinin acısına bakmadılar. Kızının defnedilmesine dahi izin verilmeyen aileyi, küçük cansız bedeninin kokmasına ve çürümesine karşı onu buzdolabında bekletmek zorunda bıraktılar. Birkaç gün öylece bekletildikten sonra, annelerin üzerlerine ateş açılmasın diye beyaz bayrak açarak taşıdıkları küçük kızın bedeni toprağa verilebildi.

Cizre’de yaşanan vahşet böyleyken, Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın hedefi HDP oldu. Erdoğan, Cizre’ye yürümek isteyen HDP heyetine, “Kimsenin huzurunu kaçırmaya hakkınız yok” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, ” Cizre’de tek bir sivil kayıp yok” açıklamasını yaptı. İçişleri Bakanı Selami Altınok da HDP heyetinin Cizre’ye girmelerine izin verilmeyeceğini açıkladı. AKP iktidarının savaş medyası da ”operasyon değil katliam istiyoruz” diyen AKP beslemesi gerici, faşist güruhun bağırtılarına hem sözcülük hem de hedef göstericilik görevi yapıyordu.cizre-taranan-evler

Vali ve askeri yetkililer HDP heyetindeki milletvekillerini hatta geçici hükümette AB Bakanı Ali Haydar Konca’yı da şehre sokmadılar. Konca yaptığı açıklamada yirminin üzerinde ölüm ve elliden fazla kişinin ise yaralandığı haberlerini aldıklarını duyurdu. “Can güvenliği” ile başlatılan sokağa çıkma yasağından 9 gün sona Cizre’ye girenler buradaki felaketi ve devletin acımasız şiddetini görebildi. ”can güvenliği” uygulaması sonucu 23 kişi öldürülmüş, yaralı onlarca kişi tedavi edilmemekte ve evlerinde bekletilmekteydiler. Cizre’deki her sokakta her evde halkın üzerine yapılan saldırıların izleri görülmekteydi. Cizre halkı cenazelerini sekiz günlük sokağa çıkma yasağının ardından defnedilebildi.

Cizre’deki çatışma ortamı sürerken, HDP’nin Ankara’daki merkez binası da içinde birçok il ve ilçe bürolarına peş peşe saldırılar başladı. Bürolar yakıldı ve yağmalandı. Mevsimlik çalışan ve inşaatlarda çalışan Kürt kökenli işçilere linç girişimleri yaşandı. İşyerleri ve araçları yakılanlar oldu.

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin İdil grup toplantısında yaşanan saldırılara ilişkin açıklamalarda bulundu. ”Parti binalarını yakmak, insanlara saldırmak protesto değil alçaklıktır. 400 yerde saldırıya uğradık. Saldırılar sonunda çok şükür 1 kişiye soruşturma açıldı. Bana soruşturma açıldı. TCK’nın bir maddesini hatırlattım diye bana soruşturma açıldı.”

”Bir acziyetten dolayı değil, korkudan değil, inandığımız barış diyoruz. Barış gelmezse ne kadar felaketin, bölgede yaşayan insanların başına geleceğini bildiğimiz için barış diyoruz. Batı’da yaşayan kardeşim Cizre’ye karşı sussak, yollarda olmasak inanın ki bu ateş her tarafı yakar. Zannediyor musunuz  Bodrum Cizre’ye çok uzak. Cizre yanarken Bodrum’daki mutlu olabilir mi? İstanbul’daki sessiz kalırsa kardeşlikten nasıl söz edecek?”

Bu çatışma ortamına neden gelindiği başta Tayyip Erdoğan ve diğer AKP’li yetkililerce defalarca açıklandı. Başkanlık için 400 milletvekili ısrarında direten fakat seçimlerde beklediğini bulamayan Erdoğan hırsını ve intikamını almaktadır. 1 Kasım seçimi öncesinde artık tek bir oy bile alamayacağı kesimlere yönelik büyük bir şiddetin önünü açmış durumdadır. Halklar iç savaşa sürüklenmektedir.

Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’daki Cumhurbaşkanlığı konutunda MİT müsteşarı Hakan Fidan ile yaptığı görüşme sonrasında ”Osmanlı Ülkü Ocakları” altında HDP’ye yönelik saldırıların başlaması bir tesadüf değildir.

Bu saldırganlıklara ve alçaklıklara karşı sıkıca mevzilenerek, saldırıları püskürtmek ve  hesabını sormak tüm demokratik güçlerin en meşru hakkıdır.

Cizre’de kalbimiz yanıyor. 

Yaşasın Cizre halkının direnişi! 

Yaşasın halkların kardeşliği!

ODAK

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.