Haftanın Özeti

0
1940

2021 yılı karanlığına içimizdeki güçlü umut ışığıyla giriyoruz. Yeni yılın arifesinde koronadan artan ölüm haberleri, yoksulluğun ve işsizliğin daha da derinleşmesi ile yaşanan iflaslar, bitmek tükenmek bilmeyen kadın cinayetleri ile iş kazaları ve iş cinayetleri bizi üzdü. Samsun’da eline “iş ve aş” yazarak intihar eden yurttaşın, kadın cinayetine kurban giden öğretim görevlisi Aylin Sözer’in, maden işçilerinin ve sağlık çalışanlarının ölüm haberlerinin etkisindeyiz.

Aslında güçlü bir sağlık birikimine sahip ülkemizin pandemi şartlarında aşı üretememiş olması ve hatta parasızlıktan aşı satın almakta zorlanır hale gelmesi, halkın hem endişesini artırıyor hem de gururunu yaralıyor. Bu konuda toplumda büyük bir güven eksikliği olduğu görülüyor. Çin’den getirilecek aşı günlerce gecikiyor, “aracısız” olacağı söylenilen satın alma işlemlerinde aracı firmaların isimleri geçiyor, aşının nasıl ve kimlere yapılacağı net şekilde açıklanamıyor… Halk AKP’nin rantçı ve talancı karakterini bildiğinden ötürü, aşı meselesinde de temkinli gözüküyor.

AKP rejimi insanların yılbaşı kutlaması için buluşmasını yasaklarken, yurttaşların camiye gitmesinde bir sakınca görmüyor. Serbest bırakıyor ki din sömürüsü yapabilsin. Kısa zaman önce camiye dönüştürdüğü Ayasofya’nın açılış gününde Türkiye’nin dört bir yanından getirdikleri insanların birbirine teması sonucunda ülkede koronavirüs vaka sayılarındaki artışın ne düzeye ulaştığı herkes tarafından görüldü. Erdoğan yıl sonu konuşmasında Ayasofya’nın açılışı ile elde ettiği din sömürüsünü “ulusal gurur” diye aktarıyor.

Kamuoyu önünde dünya Türklerinin savunucusu geçinen AKP-MHP ittifakının, iktidarlarının siyasi çıkarları için muhalif Uygur Türklerini nasıl Çin’e sattığını gördük. Konu hakkında konuşan Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk sosyal medya üzerinden bir video yayınlayarak Erdoğan’a hem “ricada” bulunuyor hem de, “Türkiye Cumhuriyeti Çin’e Doğu Türkistanlıları iade edecekse, şerefimle temin ediyorum ki, Uygur Türkleri Ankara’da kendini yakacak” diyor.

AKP, işçiye reva gördüğü asgari ücret tutarını da açıkladı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk hafta başında yaptığı basın toplantısında asgari ücretin iki bin 825 lira 90 kuruş olarak belirlendiğini belirtti. Zam yapıldığı söylenen asgari ücret 2016’da 520 Euro iken bugün 310 Euro’ya geriledi. Asgari ücret Türkiye’de fiilen ortalama ücret olmuştur ve 3.5 milyona yakın insan asgari ücretten düşük bir ücret almaktadır.

2021 yılına girerken Arjantin’de kadın hareketinin hayali gerçek oldu ve kürtajın serbest bırakılmasına karar verildi. Kadınlar kararı büyük bir sevinçle karşıladı. Latin Amerika’da kürtaj hakkı daha önce Küba’da ve daha sonra da Uruguay’da tanınmıştı. Arjantin büyük bir ülke olduğu için alınan kararın Latin Amerika’nın diğer ülkelerini etkilemesi bekleniyor. Kürtaj hakkının olmayışı özellikle tecavüz sonucu oluşan hamileliklerde çok büyük sorun yaratmaktadır. Türkiye’de kürtaj 1983 yılında yasallaştı ancak bugün kürtaj hakkı fiilen zorlaştırılmaktadır. Kadınlara kürtaj hakkı dünyada ilk kez 1920 yılında sosyalist Rusya’da yasal olarak tanınmıştı. Sovyetler Birliği ve Küba örneklerinden gurur duyuyoruz.

Başta da ifade ettiğimiz üzere yeni yıla içimizdeki güçlü umut ışığıyla giriyoruz. Ezilenler yukarıda aktardığımız ilerici kazanımların çok daha fazlasını elde edebilecek potansiyeldeler. Türkiye’de ve dünyada gelişen işçi direnişleri, çevre mücadeleleri, kadın hareketleri ve kazanımları bu umudumuzun dayanaklarıdır. Türkiye dinciliğe teslim olmayacaktır. 2021 yılında umudu ve mücadeleyi büyütmek bizlere bağlıdır. Yeni yıla bu bilinçle giriyoruz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.