HAFTANIN ÖZETİ: DİRENİŞ VARSA UMUT VAR!

0
253

Hafta boyunca İsrail Filistinlileri öldürmeye AKP de İsrail’e sözde karşı çıkmaya devam etti. Rusya’yı işgal eden Ukrayna askerleri ağır kayıplar veriyor. Türkiye’de hayat pahalılığı ve işsizlik artarken mücadeleler de sürüyor. Haftanın özetine önce Filistin savaşında yaşanan önemli gelişmelere ve dünyada yaşanan olaylara değineceğiz. Ardından da Türkiye gündemine geçeceğiz.

İşgalci İsrail, çocuk ve kadın sivil ayrımı yapmadan 7 Ekim’den bu yana soykırımına devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre 40 bini aşkın Filistinli, saldırılarda katledildi. Yaşamını kaybedenler arasında yeni doğmuş 115 çocuk bulunuyor. İsrail’in en büyük destekçisi ABD, İsrail’i silahlandırmaya devam ediyor. ABD, İsrail’e toplam değeri 20 milyar doları aşan silah ve mühimmat satış onayı verdi. Onay verilen paket içinde savaş uçakları, havadan havaya füzeler, tank ve top mühimmatları da bulunuyor.

Batılı emperyalistler bir yandan soykırıma silah satarak ve askeri destek vererek ortak olurken diğer yandan da “barış” adına Filistin halkının erdirilip teslim alınmasına aracı rolü oynuyorlar. 15 Ağustos’ta aralarında Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, CIA Direktörü Burns, Mısır İstihbarat Başkanı Abbas Kamil ve Mossad Direktörü David Barnea’nın da bulunduğu isimler Katar’ın Doha şehrinde ateşkes müzakereleri için bir araya geldi. Savaşın en önemli taraflarından Hamas ise Katar’daki toplantıya katılmayacağını açıkladı. Filistin’in Yahya Sinvar liderliğindeki yeni yönetimi İran’a ve Direniş Ekseni’ne daha yakın durumda.

Katar’da bu gelişme yaşanırken bir başka önemli gelişme ise Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Türkiye ziyareti oldu. Mahmud Abbas İsrail’e teslim olmuş bir sözde liderdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) şeref konuğu olarak davet edilen Abbas, Meclis’te konuşma yaptı. Erdoğan öncülüğünde Türkiye’nin cesur tutumunu öven Abbas, Türkiye hükümetini İsrail ile ticareti kestiği için kutladı. Oysa aynı AKP’nin, İsrail ile ticareti durdurduk, iddiasının çürük olduğu geçtiğimiz gün ortaya çıkmıştı. The Jerusalem Post’a yayımlanan habere göre, AKP’ye yakınlığı ile bilinen Zorlu Holding’in iştiraki Zorlu Enerji’nin İsrail Ordusu’na “ucuz enerji” satan Dorad Energy’nin yüzde 25 hisse ortağı olduğu ve aynı şirketin İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ile sözleşmesini uzattığı ortaya çıkmıştı. Bu açıdan ABD’nin ‘’ateşkes müzakeresi’’, AKP’nin ‘’Filistin dostluğu’’ ve Mahmut Abbas’ın “Filistin halkının liderliği” benzer özellikler gösteriyor.

Şimdi de Avrupa’yı ve dünyayı derinden etkileyen bir diğer savaşa geçiyoruz. Ukrayna kuvvetlerinin Rusya Kursk bölgesindeki ilerlemesi devam ederken Rus ordusunun aralarında Alman, İngiliz, Polonyalı, Fransız, Estonyalı askerlerin bulunduğu iki bine yakın Ukrayna askeri öldürüldüğü bildiriliyor. Batılı devletler tarafından silahlarla, SİHA’larla donatılan Ukrayna; Rusya kontrolünde olan Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldırdı. Rusya’nın nükleer enerji ajansı Rosatom, saldırının ‘’hedef odaklı olduğunu’’ belirterek; bu saldırıyı ‘’nükleer terörizm’’ olarak tanımladı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ise saldırıdan dolayı Rusya’yı suçladı. Ukrayna’nın Rusya’ya askeri saldırısı Batılıları sevindirdi. Putin Rusya topraklarına saldıran Ukrayna’yı yıkacaklarını iddia etti. Rusya’nın Ukrayna topraklarındaki ilerleyişi de devam etti.

Hafta içinde Suriye’de önemli gelişmeler yaşandı. Suriye’nin ABD işgali altında bulunan topraklarındaki çatışma ve gerginlikler basına yansıdı. ABD; IŞİD ile mücadeleyi bahane ederek Suriye’nin petrol, su kaynakları ve tarım alanları bakımından zengin Rakka ve Deyri Zor gibi bölgelerini Kürt örgütlerinin denetimine vermişti. ABD aynı zamanda da Suriye’nin direnen bölgelerine çok sıkı ekonomik abluka uyguluyor. Bir süredir bölgedeki Kürt aşiretleri ile ABD ile ittifak halimdeki Kürt yönetimi arasında çatışmalar yaşanıyor. Suriye ve İran devletleri tarafından desteklenen bir kısım Arap aşiretleri ile Kürt yönetimi arasındaki sorunlar bu hafta da sürdü. Rusya ve Suriye yanlısı güçler Suriye’deki ABD güçlerine saldırılar düzenledi. Diğer yandan Rusya, hafta içinde önemli bir adım attı ve Kobane’de bir askeri üs kurdu. Kobane 2012 yılında Kürtlerin özerklik ilan ettiği üç kantondan biriydi. Rusya Savunma Bakanlığı’na bağlı Rusya Uzlaşma Merkezi, Kobane’de kurulan bu üssün “çatışan taraflar arasındaki düşmanlıkların sona ermesini izlemek için önlemler” kapsamında yapıldığını açıkladı. Üssün, Türkiye sınırında kurulması ve içinde Suriye askerlerinin bulunması Ortadoğu’daki yeni gelişmeler açısından önemli görülüyor. Rusya’nın bu adımı Suriye ve Türkiye devletleri arasında normalleşme sürecini desteklemek ve aynı zamanda Kürt güçleriyle de ilişkileri geliştirmek amacı taşıyor. Suriye’yi parçalamak isteyen ABD ise Kürtleri İsrail’in yanına katmaya çalışıyor.

Dünyadaki gelişmeleri, Dünya Sağlık Örgütü’nün salgın uyarısıyla bitiriyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, Afrika’da ortaya çıkan yeni bir hastalık türü olan Mpox (Maymun Çiçeği Virüsü) nedeniyle küresel acil durum ilan etti. Maymun Çiçeği virüsü daha çok Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Uganda, Ruanda, Burundi ve Kenya gibi Afrika ülkelerinde görülürken; Afrika Sağlık Bakanlığı yıl içinde 500’den fazla kişinin bu virüs sebebiyle öldüğünü belirtti. Salgın, Avrupa’ya da yayıldı. Korona sürecinde yeterli tedbir almamakla eleştirilen İsveç’te, bir kişide maymun çiçeği virüsünün görüldüğü açıklandı.

Türkiye bölümümüze, Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) yaşanan toplu istifalarla başlıyoruz. Kılavuz isimli internet sayfasından yapılan açıklamada, çok sayıda il ve ilçe yöneticisinin partiden ayrıldığı duyuruldu. Ortak metinde TİP’in devrimci hattan uzaklaştığı, partide statükocu bir anlayışın hakim olduğu, Kürt siyasetiyle kurulan ilişkinin pragmatizme kurban edildiğine dair eleştiriler yer alırken özellikle Kürt bölgelerindeki ayrılıklar dikkat çekti. TİP’in gerek yerel seçimlerde gösterdiği adaylar gerekse seçim dönemindeki popülist tutumu bir kesim sosyalist çevre tarafından eleştirilmişti. TİP Kadıköy’de bir kısım sol güçlerin ortak adayı Mehmet Fatih Maçoğlu’na karşı kendi adayını çıkarmasıyla da eleştiri aldı. Odak Dergisi TİP’i 6 Şubat 2023 depremin ardından sosyalist hareket içinde koordinasyon kurmaya çalışmak yerine grup çabasıyla yetinmesini eleştirdi. TİP grupçu tutumunu 2024 yerel seçimlerde de sürdürerek sosyalist hareketin gelişmesine katkıda bulunma olanağını kaçırdı.

Bir başka önemli gelişme ise Eskişehir’de yaşandı. 18 yaşındaki Arda Küçümyetim isimli bir saldırgan, Nazi hücum yeleğiyle geldiği bir çay bahçesinde beş kişiyi sebepsiz yere bıçakladı. Saldırgan, saldırıyı da canlı yayın açarak paylaştı. Olayın ardından gözaltına alınan saldırgan, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Diğer yandan saldırgan Küçükyetim’in saldırı öncesi yayınladığı ‘manifestosu’ ortaya çıktı. Sosyalistlerden, göçmenlerden, Kürtlerden, Marksistlerden nefret ettiğini yazan Küçümyetim; TKP’ye saldırı planladığını da belirtmiş. Küçükyetim’in, sosyal medyada yükseltilen sağcı anlayışın kurbanlarından biri olduğu anlaşılıyor.

Sosyal medyada Kılıçdaroğlu ile Fatih Altaylı arasındaki sosyal medya yoluyla küfürleşme basında geniş yer buldu. Taraflar birbirini AKP’ye hizmet etmekle suçluyor. Beşli Çete ile işbirliği yaparak Kılıçdaroğlu’yu satan Özgür Özel ve İmamoğlu CHP’yi iktidara götürdüklerini ve Kılıçdaroğlu’nun buna engel olduğunu ileri sürüyorlar. CHP’yi sağa götürerek güçlendireceğini düşünen Kılıçdaroğlu sonuçta sürekli kendi sağındakileri güçlendirdi.

Hafta içinde Ümit Özdağ’ın İYİ Parti (İYİP) Meral Akşener ile ilgili iddiaları çok konuşuldu. Özdağ, YouTube üzerinden yayınlanan bir programa konuk oldu. Programda, 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Akşener’in önemli danışmalarından birinin kendisine “Bana nedenini sorma, adamı (Erdoğan’ı) cumhurbaşkanı seçiyoruz” dediğini belirtti. Bu itiraf, 2023 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Akşener’in neden son dakika masadan kalktığını açıklar nitelikte. Hatırlanacağı üzere Akşener, parti başkanlığından istifa ettikten sonra da Beştepe’de Erdoğan ile görüşmüş ve Erdoğan’a oğlunun Paris Büyükelçisi olması isteğini ilettiği iddia edilmişti.

Önemli bir başka gelişme ise TİP’in tutsak Hatay milletvekili Can Atalay konusunda yaşandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı, Meclis’teki siyasi partileri TİP Milletvekili Can Atalay için toplantıya çağırdı. Bu toplantıda, AYM’nin Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararını yok hükmünde saydığı kararının okunmasıyla Atalay’ın milletvekilliğinin iade edilmesi süreci başlatılacak.

Açılış gösterisi, sporcuların cinsiyetlerinin çokça tartışıldığı olimpiyat yarışları sona erdi. Bu yıl Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen 2024 olimpiyat yarışmasında, Türkiye üç gümüş ve beş bronz madalya aldı. Tek bir altın madalya kazanamayan Türkiye, bu sonuçla 40 yıl sonra en kötü performansını sergilemiş oldu. Bu başarısızlığın altında yatan en önemli sebeplerden biri AKP’nin spor alanında uyguladığı gerici politikalar yatıyor. Diğer yandan olimpiyatların en başarılı iki ülkesi ABD ve Çin oldu. ABD olimpiyatlarda 40 altın, 44 gümüş ve 42 bronz madalya alırken; Çin ise 40 altın, 27 gümüş, 24 bronz madalya kazandı.

Samandağ halkının konutlarının gasp edilmesi için hazırlanan Rezerv Alanları Yasası’na karşı direnişleri hukuksal başarı kazandı. Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanmasına karşı nöbet eylemi devam ediyor. Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde Rezzan Şengül 141 ve Vedat Doğan’ın ise 136 gündür ölüm orucunda. Havalandırmanın olduğu bir cezaevine nakledilme talebiyle direnen iki tutsak da ölüm sınırındalar. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) bu iki tutsak için 15 Ağustos’ta basın açıklaması yaptı. Hasta tutsaklarla dayanışma eylemleri ve yakınları kaybedilen Cumartesi Anneleri’nin eylemleri devam etti. Çevreciler ve hayvan hakları savunucuları eylemlerine devam ettiler.

Hafta içinde emekçilerin gündemi de oldukça yoğundu. İşçiler tarafından kullanılması gereken ve iktidar tarafından patronlara can simidi yapılan işsizlik fonu bu yıl da yine en çok patronlar tarafından kullanıldı. 2024 yılının ilk 7 ayında işsizlere ödenen pay yüzde 22 olurken patronlar fonun yüzde 52’sini kullandı.
21 işçinin katledildiği ve 115 işçinin yaralandığı Davutpaşa katliamı davası yargı eliyle zaman aşımına uğratılmaya çalışılıyor. Aileler “katliam zaman aşımına uğramasın” diyerek davaya sahip çıkma çağrısı yapıyor.
Tek Gıda-İş Sendikası’na üye oldukları için kod-46 ile işten atılan Polonez işçilerinin mücadelesi polis saldırısına ve tüm engellemelere rağmen Polonez Genel Müdürlüğü önünde kararlılıkla devam ediyor.
Carrefoursa depo işçilerinin işten çıkarmalara ve ara zam yapılması taleplerine karşı DGD-SEN öncülüğünde başlattığı direniş 5’inci gününde. İşçiler direnişi büyütmek için sendikalarıyla birlikte dayanışma çağrısı yapıyor.

Çiğli Belediye Başkanı, 147 işçiyi uydurma gerekçelerle işten atmıştı. Belediye işçileri işe dönme mücadelesini 66 gündür belediye önünde ve CHP Genel Merkezi önünde sürdürüyor. Afşin Elbistan’da Çelikler Holding adlı firmada çalışan işçiler insanca çalışma koşulları ve zam talep ettikleri için işten atıldılar. Emekçiler 23 işçinin işine son veren şirkete karşı direneceklerini belirtiyorlar. Bursa Gemlik’te azot fabrikasında çalışan Lastik-İş üyesi 6 işçinin işten atılmasıyla birlikte işçiler fabrika önünde direnişe başladılar. Dev Yapı-İş Sendikası, Ulaştırma Bakanlığı’nın projesi olan Bahçelievler-Kirazlı metro inşaatında çalışan emekçilerin haklarını gaspeden Bayburt Group ve Modül teknik firmasına karşı 4 gündür işçilerle birlikte direniyor. Medipol Acıbadem Hastanesi şantiyesinde çalışan işçilerin haklarını gasp etmeye çalışan ERDE Mühendislik firmasına karşı İnşaat-İş Sendikası, üyeleriyle birlikte pazartesi günü direnişe başlayacaklar. Belediye işçilerinin kadrolu ve güvenceli çalışma talebiyle Kadıköy Rıhtım’da başlattığı yarım saatlik oturma eylemi her Salı günü saat 19.00’da yapılmaya devam ediyor.

Gençlik gündeminde de önemli gelişmeler yaşandı. YKS yerleştirme sonuçlarına göre, her 4 adaydan 1’i ilk tercih ettiği üniversiteye yerleşirken devlet üniversitelerinde toplam kontenjanın %98,8’i; önlisans kontenjanlarının %100’ü doldu. Hafta içinde 2024 YKS sonuçları açıklanırken üniversitelerde ise kayyum uygulaması devam ediyor. Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararlarına göre Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Özlenen Özkan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Hasan Mandal, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Uğur Ünal, Trakya Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Dicle Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Kamuran Eronat, Fırat Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, İstanbul Esenyurt Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Süleyman Özdemir, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Necip Şimşek, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Adnan Sözen ve Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş atandı.

Gençler Üniversiteye gitmeye hazırlanırken üniversite yönetimleri bunu fırsat bilerek yemeklere zam yapmaya devam ediyor. Sakarya Üniversitesi’nde yemek ücretleri %100 zam yapılarak 15 TL’den 30 TL’ye çıkarıldı. Marmara Üniversitesi’nde ise yapılan zammın ardından tekrar zam yapılarak yemek ücretleri 15 tl’den 25 tl’ye çıktı.

Özetimizi Türkiye ekonomisinde yaşanması beklenen önemli bir kriz haberi ve direniş haberleriyle bitiyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Haziran ayı verilerine göre, işsizlik oranı diğer aylara göre en yüksek seviyeye ulaştı. Sanayi üretimi ise yine Haziran ayında önemli bir düşüş gerçekleşti. Bu durum bazı ekonomistler tarafından önümüzdeki dönem büyük bir krizin habercisi olarak nitelendiriliyor. Mehmet Şimşek yoluyla emperyalist güçlere teslim edilen ekonomi Erdoğan’ın kitle desteğini sürekli eritiyor. Halkın geçim sıkıntısı olağanüstü artarken çiftçiler de gösterileri sürdü. Bursalı çiftçilerden sonra 12 Ağustos Pazar günü Balıkesir Balıkesir Bandırma çiftçileri de başta domates ve kavun olmak üzere düşen tarım ürünleri fiyatlarını protesto etti.

Çok zor dönemden geçiyoruz. Filistin topraklarındaki savaşın Lübnan’a ve Suriye’ye sıçrama riski artıyor. ABD’nin Kürt hareketini İsrail saflarına katma planı biliniyor. Bu plan bölgemizde halkların boğazlaşmasına açıktır. Batılı emperyalistlere karşı direniş gücü İran, Suriye ve Hizbullah’ın içinde yer aldığı Direniş Ekseni’dir. Hamas’ın Sinvar liderliğindeki yönetimi bu cepheye yakın durmaktadır. İsrail’i önleyecek asıl güç bu cephedir. Rusya topraklarına saldırı ABD’nin Ortadoğu’da elini serbest bırakmak içindir. Ancak Rusya Ortadoğu’da aktif davranmaya devam ediyor. Putin yönetimi, Ukrayna kuvvetlerinin Rusya’yı işgalini kullanarak, NATO destekli Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı “Anavatan Savaşı” haline getirmenin yollarını arıyor. Bu sürecin kaybedeni Ukrayna ve Batılı güçler olacaktır. Türkiye’de halkın geçim sıkıntısı katlanarak artarken AKP eriyor. Ne halkın haklarını ne ülkenin bağımsızlığını ne de laikliği savunabilecek durumdaki CHP liderliği, iktidarın kendisine hediye edilmesini bekliyor. Erdoğan ayakları altındaki toprak kaydığı halde muhalefeti birbirine düşürerek ve halkı örgütsüzleştirerek iktidarını uzatmaya çalışıyor. Süreç emperyalist sistemin ve Türkiye’deki iktidarın zorluklarını artırmaktadır. Eğer devrimciler ve barış yanlısı güçler varlık gösterirse bu süreç insanlıktan ve yurtsever güçlerden yana büyük kazanımlarla sonuçlanır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.