Haftanın Özeti

0
486

Emperyalist ve kapitalist sistem toplumda kendini kabul ettirdikçe insanın kendisine, topluma ve insanlığa yabancılaşması derinleşiyor. Manipülasyona alışmış insanlar araştırma ve eleştirici bilgilenmeyi gereksiz ve zahmetli görüyorlar. İnternetteki hazır bilgiler yeterli görülüyor. İnsanlar topluma dayatılan ve empoze edilen kararlardan birisini seçmeye zorlanıyorlar. Televizyonlarda ve basında yayınlanan taraflı anketler aracılığı ile insanlara yön veriliyor. Ana akım medyanın bu politikaları savunanların elinde ve hizmetinde olması ezilenlerin yönlendirilmesini kolaylaştırıyor.

Bu yaklaşımın yardımıyla Ukrayna-Rusya savaşına bakınca özelikle Batılı emperyalist ülkelerde neden bu kadar Rusya karşıtlığını geliştiğini anlamak daha kolay oluyor. Savaşı asıl başlatan Batılı devletler iken basında sürekli Rusya karşıtlığı gösteriliyor. Hangi kanalı ya da gazeteyi açarsanız açın bir şekilde sadece Rusya sorumlu gösteriliyor. Ukrayna’da işgalci olan Rusya aynı zamanda Batı emperyalist blokuna karşı askeri, ekonomik ve kültürel savaş veriyor. NYT gazetesi 12 Rusya generalinin öldürülmesinde Amerika’nın doğrudan katkısı olduğunu belirtti. Ukrayna ile dayanışma adı altında milyarlarca dolar değerinde silah Ukrayna’ya gönderiliyor.

Geçmişte işsizliğe ve ekonomik sıkıntılara sebep olarak yabancılar gösteriliyordu. Yeni bir günah keçisi daha bulundu: Rusya! Avrupa’da ve ABD’de sürekli artan enflasyonun ve gıda sıkıntısının sorumlusu olarak Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş gösteriliyor. Öyle bir durum gelişti ki Rusya’nın aleyhine olmayan açıklamalar politik linç ile sonuçlanıyor. Düşünceleri cesurca söyleyenler toplumdan dışlanıyor ve seslerinin duyulmaması sağlanıyor. Bu Batılı devletlerin genel bir politikası haline geldi.

Türkiye’de ise baş gündem maddesi gene göçmenler oldu. Göçmen kavramıyla  sığınmacıları da kast ediyoruz. Kapitalistler için göçmenler sömürü kaynağı ve işçi ücretlerini düşürmek için kullanılan bir araç olmuştur. Bir süredir muhalif parti liderleri iktidara geldikleri zaman Suriyelileri ülkelerine göndereceklerini belirterek güya hükümeti sıkıştırırken, diğer yandan da  toplumda gelişen göçmen karşıtı oyları kapmayı hedefliyorlar. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise cevaben “eğer 1 milyon Suriyeli gönderilirse en çok patronlar üzülür” diyerek aslında göçmen politikasına açıklık getirdi. Suriyeli tartışmasının ikisi de aynı gerici faşist gelenekten olan Süleyman Soylu ile Ümit Özdağ arasında söz düellosuna dönüşmesi, basında konu olması ilginçtir. Bir taraftan ucuz iş gücü için göçmenlere kapılar açılırken diğer taraftan da göçmen karşıtı yoğun bir yayın ve Sessiz İstila gibi filimler yapılıyor. Sol da dahil olmak üzere halkın bir kısmı AKP’nin bu alandaki gerici ve faşist politikasına başka bir kesim ise sağcı tepkilere yedekleniyor.

Hükümetin gizleme çabasına rağmen ekonomide kötü gidiş devam ediyor. Dünyada enerji fiyatları sürekli artış halinde ve gıda ürünlerinin bir kısmına ulaşım sorunu var. Ukrayna – Rusya savaşı uzun sürerse tarım ürünlerine ulaşımda sorun ve bir kıtlık durumu söz konusu olacak görünüyor. En çok yoksul Afrika ülkeleri etkilenecek. Birçok üründe ciddi oranlarda fiyat artışları yaşandı. Batılı ülkelerde enflasyon son on yılların rekorunu kırarken Türkiye’de ise bu artışlar yüzde yüzün üzerinde oldu. Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu ENAG’a göre yıllık enflasyon yüzde 156’yı geçti. Nisan ayında en fazla fiyat artışı giyim ve ayakkabı sektöründe oldu. ENAG mart ayı enflasyon rakamlarının yıllık yaklaşık yüzde 143 oranında olduğunu duyurmuştu. Gerçekleri sürekli saklamaya çalışan hükümet kontrolündeki TÜİK ise enflasyonu yüzde 69,97 olarak duyurmuştu.

Geride bırakmakta olduğumuz haftada Türkiye Şeker Bayramını kutladı. Yoksullaşan halk çocuklarına bayram hediyesi almakta zorlanırken esnaf satış yapamamaktan şikayet etti. Diyanet “Şeker Bayramı değil Ramazan Bayramı” dayatmasında bulundu. Muhalif aydınlar ise Ramazan Bayramı isminin Kenan Evren iktidarında konulduğunu söylediler. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu da bayram dolayısıyla Trabzon ve Rize turu düzenledi. Kalabalık kitleler karşısında yaptığı konuşmalar ve halkın yakın ilgisi onu Cumhurbaşkanlığına oynadığı yönlü açıklamaların yapılmasına neden olurken, gezi sürecinde arabasında programını takip eden gazeteciler arasında Nagehan Alçı ve Ertuğrul Özkök’ün arabada bulunması tepki ve şaşkınlıkla karşılandı. Her ikisi de geçmişte sürekli iktidar partilerini desteklemiş ve çok sayıda dezenformasyon haberler yapmıştı.

Bayramın ilk gününde Almanya’nın Mannheim kentinde Türklerin yoğun yaşadığı kent merkezinde polis 47 yaşındaki bir kişiyi herkesin gözü önünde döve döve öldürdü. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mesleğinden ihraç edilen 4 aylık bebek annesi Emine Üzel Ahmadi bayram günü kendini asarak intihar etti. Bayramın hemen ardından ise bir kadın cinayeti daha basına yansıdı: 5 Mayıs’ta İstanbul Esenler’de 19 yaşındaki Asiye Atalay sokak ortasında başından silahla vurularak öldürüldü. Katilin “saplantılı bir aşık” olduğu belirtildi.

AKP “Kartal-pençe operasyonu” adı altında Kürt siyasal hareketine karşı askeri saldırılarını hafta boyunca sürdürdü. Bilindiği gibi Irak Kürdistan’ı Barzani liderliği bu saldırıda AKP’nin işbirlikçisi durumunda bulunuyor. Saldırıların Kürtlerin hamisi geçinen ABD ve İsrail’in bir biçimde onayıyla devam ettiği görülüyor.

Yazımızın başında kitlelerin egemen güçler tarafından manipüle edilmeye alıştıklarını belirttik. Ancak insan insan olduğu sürece eleştiren, sorgulayan ve direnen yanını daima muhafaza edecektir. Dünyada ve ülkemizde 1 Mayıs gösterileri bunun bir ifadesi oldu. İşçi sınıfının birlik ve mücadele günü bütün dünyada coşkuyla kutlandı. Coşkulu ve kalabalık geçen 1 Mayıs yürüyüşü olaysız bir şekilde son buldu. 1 Mayıs’ta emekçilerin Gezi Direnişi’ne de sahip çıkması dikkat çekti. 

Özetimizi dünya haberleriyle tamamlayalım. Ukrayna Mariupol’da demokrasi kahramanları olarak lanse edilen ve Azovstal çelik fabrikası altındaki tünellerde bulunan Ukrayna güçlerinin aslında sivilleri rehin tuttukları basına yansıdı. Faşist Ukrayna güçleri sivillerin serbest bırakılması karşılığında işgalci Rusya’dan yiyecek talep ettiler. Çok özgürlükçü geçinen BBC’nin yayınında gizlediği bu manzara Ukrayna’daki savaşta Batılıların propagandasına karşı önemli soru işaretleri yarattı.

ABD emperyalistleri dünya egemenliği uğruna bütün ülkeleri kendileriyle birlikte saf tutmaya ve ekonomik ambargo yoluyla Rusya’yı ekonomik olarak çökertmeye çalışırken, gelecek seçimlerde Brezilya’da iktidar gelmesi beklenen sol aday Lula Batılıların sorumluluğuna işaret etti. Avrupa ülkelerinin Rusya’dan enerji ithalinin azalmayıp artmış olduğu görüldü. Ruble değil dolar değer kaybetmeye devam etti. En önemli gelişmelerden biri ise ABD borsasının hızla düşüşü ve dünya borsalarının sert bir şekilde gerilemesi oldu. Büyük sarsıntıların yaklaştığı görülmektedir. Dayanışma ve mücadelenin önemi artıyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.