Haftanın Özeti

0
474

Haftalık özetimizde önce ülkemizde öne çıkan başlıkları ele alacak, ardından dünyadaki gelişmelere bakacağız.

20 yıllık iktidarı boyunca yargıyı ele geçirmeye özellikle önem veren AKP iktidarının bu çabası hız kesmeden sürüyor. Geride bıraktığımız hafta Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) yaz kararnamesi ile 5 bin 426 hakim ve savcının görev yeri, 33 ilin de başsavcısı değişti. Yapılan değişikliklerde AKP’nin istediğinin aksi kararlara imza atan ya da şerh düşen hakim ve savcılar sürgün edildi. Gezi davasında verilen mahkumiyet kararlarına muhalefet ederek Osman Kavala ve tutuklanan diğer isimler için dosyada ‘yeterli delil olmadığını’ belirten İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Kürşad Bektaş Tokat’a sürüldü. Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin davada dosyanın Suudi Arabistan’a gönderilmesine şerh düşerek muhalefet eden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nimet Demir ise Maraş’a sürüldü. Kaşıkçı’nın öldürülmesi sonrası ağır sözlerle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı suçlayan Erdoğan, keskin bir U dönüşü yaparak önce Suudi prens Selman’ın gelişini müjdeledi ardından da Suudi Prensi Saray’da resmî törenle karşıladı. Erdoğan’ın Kaşıkçı davasında -daha öncesinde de çokça tanık olduğumuz- U dönüşü yapmasının ekonomik sebepleri aşikar.

Ülke kaynaklarını halk için değil, kendisi ve yandaşları için cömertçe harcayan AKP iktidarı, dış politikada da “nereden para koparırım” hesabı yaparken ülke derin bir yoksulluğa itilmiş durumda. Yüksek enflasyon ve zamlar hız kesmiyor. Halkın alım gücü her geçen gün biraz daha düşüyor. Temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma gelen vatandaşlar için şehirlerarası yolculuk artık lüks haline geldi. Otobüs firmalarının bankalarla anlaşarak taksitli bilet satışına başladığı duyuruldu. Ancak ekonomik kriz en çok Erdoğan ve milletvekillerini etkilemiş olsa gerek ‘fiyat artışları’ nedeniyle Meclis’ten Erdoğan imzasıyla ek bütçe istendi. CHP milletvekili Özgür Özel’in duyurduğuna göre söz konusu ek bütçede Erdoğan’a yüzde 40 maaş zammı planlanıyor. Milletvekili maaşlarına ise 17 bin liraya yakın zam öngörülerek yaklaşık 40 bin lira olan milletvekili maaşlarının 56 bin liraya ulaşması bekleniyor.

Ülkede küçük bir azınlık dışında yediden yetmişe tüm yurttaşlar bir yandan ekonomik krizle boğuşurken, diğer yandan kadınlar ise deyim yerindeyse “yaşam savaşı” veriyor. Bir gecede İstanbul Sözleşmesini kaldıran, kadınların her türlü kazanımlarına saldıran ve kadın düşmanı söylemlerine ara vermeyen AKP iktidarı, kadın cinayetlerine karşı önlem almak şöyle dursun, ceza indirimleriyle katillerin sırtı sıvazlayıp kadın cinayetlerinin önü açıyor. 2020 yılında Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i canice katleden Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ‘haksız tahrikle’ 23 yıla indirilmesi, katilin suç ortağı olan aile üyelerinin ise beraat etmesi haberi haftanın en önemli başlıklarından biri oldu. Mahkemenin indirim kararına göre 27 yaşındaki Pınar Gültekin’i vahşice yaşamdan koparan Cemal Metin Avcı yalnızca 14 buçuk yıl hapis cezası yatacak.

İsmailağa tarikatının lideri gerici-şeriatçı Mahmut Ustaosmanoğlu tedavi gördüğü hastanede öldü. Tarikat liderinin ardından başta Erdoğan olmak üzere çok sayıda isim başsağlığı mesajı yayımlama yarışına girdi. Erdoğan mesajında, kadın düşmanı gerici tarikat liderini överek “ülkemizin manevi rehberi” dedi. Gericileri övenlerden güç alanlarsa yine LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü hedef aldı. Her yıl Haziran ayının sonlarında neredeyse tüm dünyada kutlanan LGBTİ+ bireyler ve onlara destek verenlerin katılımıyla gerçekleşen Onur Haftası etkinlikleri ülkemizde bu yıl da gericilerin hedefi oldu. İstanbul’un Kadıköy ve Beyoğlu ilçelerinde yapılacak 30’uncu LGBTİ+ Onur Haftası etkinlikleri “ilçe sınırları dahilinde huzur, güvenlik ve esenliğin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi” gerekçesiyle Beyoğlu ve Kadıköy Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. Müdafaa-i İslam Hareketi adıyla sosyal medyadan duyuru yapan grup ise Onur yürüyüşünün yapılacağı gün Taksim’de linç çağrısı yaptı. Gericilerin linç çağrısı sonrası ise herhangi bir yasak kararı getirilmedi.

Geliştirilen gerici söylem ve uygulamalardan ne yazıkki çocuklar da payına düşeni alıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Türkiye’nin Utanç Tablosu Çocuk Anneler” raporunu geçtiğimiz hafta kamuoyu ile paylaştı. İlgezdi’nin paylaştığı rapor haftanın önemli konuları arasında yerini aldı. Çocuk yaşta eğitimden koparılarak evlendirilen kız çocuğu sayısının korkunç rakamlara ulaştığını ortaya koyan rapora göre, son 20 yılda dünyaya gelen 18 bin bebeğin annesi 15 yaşından, 515 bin 805 bebeğin annesi 17 yaşından, 1 milyon 893 bin bebeğin annesi ise 19 yaşından küçük.

Ülkemizde tablo karanlık görünse de dünyada umut verici gelişmeler yaşanıyor.

Son yıllarda seçim süreçlerinde Latin Amerika’yı etkisi altına alan sol esinti şimdi de Kolombiya’yı etkiledi. Geçtiğimiz günlerde Kolombiya’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunu sol ittifak adayı kazandı. Marksist gerilla örgütü M-19’un eski bir üyesi ve sol ittifak “Tarihi Pakt”ın adayı olan Gustavo Petro, Batının “popülist aday” olarak güzellediği, Hitler hayranı ırkçı aday Rodolfo Hernandez’e galip geldi. Yıllardır ABD destekli sağ partiler tarafından yönetilen Kolombiya’da, ülkenin ilk sol ittifak adayı olan Petro’nun seçimleri kazanması yoksullukla boğuşan ülke için her şeye rağmen bir umut ışığı oldu. Petro’yu yoksullukla mücadele, sosyal adalet gibi halkın taleplerine denk düşen programını uygulamak için zor bir süreç bekliyor.

Fransa’da ilk turu yapılan milletvekili seçimlerinin ikinci turu da geçtiğimiz pazar yapıldı. Seçimlerde Cumhurbaşkanı Macron’un içinde bulunduğu ittifak çoğunluğu kaybetti. Sol blok milletvekili sayısını önceki seçimlere göre 3 kat artırırken, Macron’un partisi ise önceki seçimlere göre sandalye sayısını neredeyse yarı yarıya kaybetti. Seçimlerin esas kazananı milletvekili sayısını 10 katına çıkaran sağcı Marine Le Pen’in partisi olmasına rağmen solun gücünü artırması, sağ politikalar karşısında bir sol muhalefetin önünün açılması açısından olumlu oldu. Seçimlere katılımın yüzde 45’te kalması ezilen kesimlerin bir kısmının umutsuzluğuna bir kısmının da seçimleri protesto ettiğine işaret ediyor. Buradan Fransa’da sol potansiyelin oy kullananları çok aştığını düşünebiliriz. Latin Amerika’nın ardından Avrupa’da da sol gelişme yaşanabilir.

Ekonomi politikalarının faturasını halka ödetmeye çalışan yönetimler halkın öfkesiyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Ekvador’da sağcı devlet başkanı Guillermo Lasso’nun IMF politikasına karşı sokağa çıkan Ekvador halkı, geçen hafta başından bu yana ülkenin son yıllarda gördüğü en büyük protesto eylemlerini düzenliyor. Yerli halkların öncülük ettiği eylemlere işçi sendikaları, siyasi kurumlar, öğrenci ve kadın örgütleri de destek veriyor. Sağcı Devlet Başkanı Lasso ise protestolara katılanları “kaos” çıkarmakla suçlayarak, başkent dahil birçok bölgede olağanüstü hal ilan etti. Lassa ayrıca kolluk kuvvetlerine “şiddet eylemlerini etkisiz hale getirme” gerekçesiyle “güç kullanımı” için izin verdi.

İngiltere’de de emekçilerin geçim sıkıntısını derinleştiren gıda, enerji ve akaryakıt fiyatlarındaki artış başta demiryolu işçileri olmak üzere binlerce işçiyi sokağa döktü. Son 30 yılın en büyük grevi olduğu belirtilen ve “hoşnutsuzluk yazının başlangıcı” olarak adlandırılan greve 40 binin üzerinde demiryolu işçisi katıldı. İşçi temsilcileri, hafta başında başlayan grevin, ücret artışları sağlanmadığı ve işten çıkarmalar engellenmediği sürece devam edeceğini açıklarken, hükümet de grevlerin etkisinin en aza indirilmesi amacıyla işletmelerin geçici personel kullanmasını sağlayacak grev kırıcı bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor.

İngiltere’de demiryolu işçilerinin grevi emek cephesi için önemlidir. Pandemi sürecinde olduğu gibi Ukrayna’daki savaş süreci de sermayenin daha fazla kazanç elde etmesini sağlama fırsatlarına dönüştürülüyor. Bu amaçla emekçilerin var olan zayıf örgütlenmelerini dağıtmak veya etkisiz hale getirmek için adımlar atılıyor. Emekçilerin gücü ise dayanışma ve mücadelededir.

Dünyada gelişen ekonomik kriz, burjuvaziyi sağ ve baskıcı politikalar ile halkı kontrol altına alma çabalarına yönlendiriyor. Ancak buna karşı gelişen tepkiler de kimi zaman seçimlerle solun birleşerek gelişmesinin önünün açılması kimi zaman da grevlerle kendini gösteriyor. Şartların en zor zamanında bile topluma umut olacak bir ışık için solun örgutlülüğü ve birliği bizlere bir görev olarak kendisini dayatıyor. Özelikle ülkemizde bunun gerçekleşmesi elzemdir. Türkiye’de sol hareket çok önemli gelişme olanağına sahiptir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.