Batılı bir medya kuruluşunun bir yıl içinde Türkiye’de iç karışıklıkların baş göstereceği haberi ve ABD Başkanı Biden’ın nükleer savaşa hazır olunması emri verdiği haberi endişe yarattı. Her şeyin değişip aktığı bir haftayı daha geride bırakıyoruz. Ülkemizde ve dünyadaki gelişmeler ele aldığımız Haftanın Özeti’yle sizlerleyiz. Ülkemizdeki gelişmelerle başlıyoruz.
Bloomberg adlı ünlü Amerikan medya kuruluşu, Türkiye’yi en riskli G-20 ülkesi ilan etti ve 12 ay içinde Türkiye’de önemli karışıklıkların çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu ileri sürdü. Bloomberg Türkiye’yi tehlike sırasında açık arayla birinci gösterirken, ikinci sıraya Rusya’yı ve üçüncü sıraya da ABD’yi koydu. Ülkemizde ezilenlerin sesleri o düzeyde çıkmadığı halde Bloomberg öngörüsünün neye dayandığı merak ediliyor. İktidar yanlıları haberi küresel güçlerin Türkiye’de tertipler peşinde olmasına yoruyor.
Yıllardır iktidar ortaklığı sürdüren AKP ile MHP’nin arasındaki her an birbirlerine gireceklermiş gibi seyreden didişme bu hafta da devam etti. AKP Ülkü Ocakları eski genel başkanlarından Sinan Ateş’in öldürülmesini MHP’ye karşı kullanmaya devam ederken MHP de 17/25 Aralık yolsuzluk skandalları dosyasını her an gündeme getirebileceğinin işaretini verdi. Bahçeli bu işareti Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ile yaptığı görüşmede basının karşısına 17:25’e sabitlenmiş olan saati ile çıkarak verdi.
AKP önümüzdeki süreçte bir yandan CHP ile koalisyon kuracakmış havası yaratırken diğer yandan da CHP’nin içinin karışmasını zevkle izliyor. Özgür Özel, Meclis’te Ahmet Şık’a yapılan saldırıyı kınarken Ahmet Şık’ın üslubunu da “kirli dil” olarak kınamayı ihmal etmedi. Batılı emperyalist güçlerin ve işbirlikçi tekelci sermayenin gözdesi Ekrem İmamoğlu’nun CHP’yi gönlünce dizayn etmesine karşı bir itiraz daha meydana geldi ve partinin tanınmış isimlerinden Erdem Eren istifa etti. Hatırlanacağı gibi İmamoğlu, Akşener’le de işbirliği ederek; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlıktan indirilmesinde baş rolü oynamıştı. İmamoğlu ile Özgür Özel birlikte Kılıçdaroğlu’yu alaşağı ettikten çok kısa zaman sonra birbirlerine düştüler. Şimdi üç başlı CHP’de Kılıçdaroğlu bilinen sağcı çizgisini savunuyor. İmamoğlu CHP’yi Turgut Özal’ın çizgisine çekiyor. Özgür Özel ise CHP’yi Erdoğan ve AKP ile uyumlu işbirliğine yanaştırmaya çalışıyor. Hiçbir şey yapmasa seçimleri açık arayla kazanacak olan CHP iç çekişmeler yüzünden bir yere varamayacak görünüyor.
Partilerin gündeminde bunlar olurken ülkenin çeşitli yerlerinde orman yangınları meydana geldi. İzmir’in üç noktasında çıkan yangınlarda yaklaşık 1600 hektarlık orman arazisi küle dönmüş, yangının yerleşim bölgelerine de sıçramasıyla beraber 16 ev kullanılamaz hale gelmişti. Yangınlar sırasında 1 Orman Genel Müdürlüğü (OGM) personeli hayatını kaybetti. Sivil toplum kuruluşları, gönüllü çalışan ve eğitimli olan insanlar felaket boyutundaki yangına müdahale etmeye çalışmış fakat OGM’nin izni olmadan etkili bir şekilde alanda müdahale etmelerine izin verilmedi. AKP iktidarı devletin bütün kurumlarını yandaşlarla dolduruyor. Skandal boyutundaki haberler büyük deprem felaketinden sonra ayyuka çıkmıştı.
Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinden sonra bu bölgedeki dağıtım işi AYDEM gruba bağlı Gediz Elektrik’e verilmişti. Gediz Elektrik kısa süre önce Konak’ta açık bıraktığı elektrik kablolarından dolayı iki kişinin ölümüne sebep olmasıyla gündeme gelmişti. Elektrik dağıtımının özelleştirilmesinden bu yana çıkan orman yangınlarında artış olmuş ve yanan orman alanlarının yüzde 20’si elektrik hatlarından dolayı olmuştur. AKP devlet kurumlarını çökertiyor, halkı savunmasız ve tek başına bırakıyor.
Yangınlarda müdahalenin gecikmesi hakkında hükümeti eleştiren bir paylaşım yapan şair Nevzat Çelik gözaltına alındı. İfadesi alınan Çelik daha sonra serbest bırakıldı. Nevzat Çelik sırf ormanları savundu diye gözaltına alınmaya isyan etti.
AKP iktidarı kendisine karşı her eleştiriye karşı korku iklimi yaratmaya devam ediyor. Sosyal medya ve sokak röportajları RTÜK üzerinden takip ediliyor. Geçtiğimiz haftalarda verdiği sokak röportajında AKP’nin yasaklarını eleştirdiği için tutuklanan Dilruba K. hakkında yapılan bir suçlamadan beraat etti. Diğer suçlamadan ise tutukluluğu devam edecek. Geçtiğimiz yıllarda da çok sayıda yurttaş gözaltına alınmış veya tutuklanmıştı. İnsanların en küçük eleştirisine izin vermemeye çalışan hükümet yaratmak istediği korku iklimini devam ettiriyor. AKP’sinden CHP’sine yurttaşlar üzerindeki sindirme politikası egemenlerin iktidarına güç katıyor.
Gün geçmiyor ki sanata baskı ve zorbalık haberleriyle uyanmayalım. Geçtiğimiz haftalarda sanatçı Şener Şen, Zengin Mutfağı isimli oyununun gösterimi sırasında faşist bir grup tarafından yuhalanmış, seyircilere de cam şişe fırlatılmıştı. MHP’nin hedef gösterdiği sanatçı Suavi, Beykoz Belediyesi’nin düzenlediği bir şenlikte sahne aldığı sırada bir grup faşist konseri bastı. Faşistler “Beykoz’da terörist istemiyoruz” diye slogan attı. Faşist grup konseri dinlemeye gelen insanların tepkisi ile konser alanından uzaklaştırıldı. Konser öncesi MHP Beykoz ilçe başkanlığı Suavi’yi hedef gösteren bir açıklama yapmıştı.
Şimdi özetimize dünyadan haberler ile devam ediyoruz.
ABD’ye karşı İran’da darbe düzenlediği için açılan uluslararası tazminat davasına başlandı. İran’ın yurtsever başbakanı Musaddık’ın CIA darbesiyle 1953 yılında devrilmesi hakkındaki CIA belgelerinin açıklanması ardından ABD aleyhine açılan davanın ilk duruşması 19 Ağustos günü yapıldı. Mahkeme Başkanı, ABD hükümeti ve 6 Amerikalı yetkiliye karşı açılan davaya 402 bin İran vatandaşının müdahil olduğunu söyledi. Musaddık’ın torunu da duruşmada yer aldı. Davacılar ABD’nin yol açtığı maddi ve manevi zararın tanzimini talep ediyor. Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü CIA, darbedeki sorumluluğunu 2013 yılında itiraf etmişti. Musaddık emperyalizmin işbirlikçileri tarafından iktidardan indirildikten sonra vatana ihanet suçundan üç yıl hapiste tutuldu. 1967 yılında evinde göz hapsindeyken öldü. Musaddık İngilizlerin mülkiyetinde bulunan İran petrollerini millileştirdiğini sonra ABD-İngiltere destekli bir darbeyle devrilmişti. 1951-1953 yıllarında başbakanlık yapan Musaddık başbakanlık maaşı almadığı gibi kurumdaki masraflarını da kendisi karşılamıştı.
NATO, “Ermenistan’ı Batılı bloka çekiyoruz” diye sevinirken Ermenistan’ın komşusu Azerbaycan Çin ve Rusya’nın başını çektiği ekonomik ittifak BRISC’e başvurdu. Batılı güçlere yaklaşmayı sürdüren Ermenistan, askeri tatbikatla topraklarına ABD askerleri alınca Rusya’nın karşı atağı gecikmedi. Putin Azerbaycan’ı ziyaret etti. Azerbaycan lideri İlham Aliyev onu kendi evinde karşıladı. Ardından Azerbaycan’ın BRICS ekonomik örgütüne başvurduğu açıklandı. Azerbaycan zengin doğal gaz ve petrol yataklarına sahip bir ülkedir. Avrupa’ya enerjinin önemli bir kısmı Azerbaycan’dan gidiyor. Rusya ABD yaptırımlarını aşmak maksadıyla kendi gazını Azerbaycan gazına karıştırmayı planlıyor. İlişkilerin Türkiye’yi Rusya’nın gaz merkez istasyonu yapma gibi bir gelişme eğilimi de bulunuyor.
Almanya hükümeti ülkesinin çıkarlarının ve onurunun savunulmasını aşırı sağcı partiye bırakmış görünüyor. Eylül 2022 tarihinde patlatılan Kuzey Akım Boru hattı Rus-Alman yapımıydı. Federal Meclisi üyesi ve Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi Eşbaşkanı Alice Weidel Ukrayna’nın Alman ekonomisine verdiği zararın bedelini ödemesini istedi. Boru hattının patlatılmasına Ukrayna Genelkurmaybaşkanı’nın emir verdiği iddia ediliyor. Ancak hattın İsveç ve Danimarka karasularının kesiştiği bölgede nasıl bu ülkelerin bilgisi dışında patlatıldığı hala anlaşılamadı. Hatırlanacağı gibi yapılan soruşturmaya Rusya’nın katılmasına izin verilmemişti. Alman hükümeti yapılan sabotaja şimdiye kadar itiraz bile edemedi.
İsrail ordusunun insani bölge olarak belirlenen ve yerinden edilmiş sivillerin sığındığı bir okula İsrail’in hava saldırısı düzenlemesi sonucu en az 12 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail 10 Ağustos’ta El-Tabain okuluna düzenlediği saldırıda da 70 kişi hayatını kaybetmişti. İsrail yoğun nüfuslu Deyr Belah kentindeki pazar yerine düzenlediği saldırıda toplam 9 kişi yaralandı. İsrail acımasız bir şekilde saldırılarına devam ediyor. Filistinli direniş gruplarının, sosyal medya üzerinden yayınladıkları görüntülerde, çok sayıda İsrail ordusu tanklarını el yapımı patlayıcı ve roketlerle imha ettikleri görülüyor. İsrail’in saldırılarına karşı Filistin direnişi, halkıyla beraber bulunduğu alanlarda direnmeye devam ediyor.
Rusya ile NATO arasındaki savaş Ukrayna ve Rusya topraklarında sürdü. Batılı emperyalistlerin çıkarları uğruna savaştırılqn Ukrayna halkı, başlarındaki hainler tarafından sürekli kırdırılırken ABD Başkanı Biden’ın ordusuna nükleer savaşa hazır olunması talimatı verdiği basına açıklandı. Biden’ın talimatına göre ABD aynı anda Çin’e, Rusya’ya ve Kuzey Kore’ye karşı nükleer savaşa hazır olacak. Dünyanın sonunu getirmeye açık bu yaklaşımın sahibi, yaşından bile utanmıyor. Çünkü Biden dünyayı yağmalayan ABD emperyalistlerinin egemenliğini savunuyor. İmkanları olsa sırf rakiplerini tasfiye etmek için dünyayı mahvederek uzaya kaçacaklar.
Türkiye’deki bazı mücadele haberlerine yer verdikten sonra özetimizi sonuca götüreceğiz. Gençlik haberleri ile başlıyoruz: Üniversitelere atanan rektörlere karşı ODTÜ’lüler ”AtanmışDeğilSeçilmişRektör” istiyoruz diyerek eylemlere devam ediyorlar. ÖDTÜ öğrencileri 21 Ağustos Çarşamba günü rektörlük önünde yaptıkları basın açıklaması eylemiyle Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile atanan Prof Ahmet Yozgatlıgil yerine seçimle gelen rektör istediklerini ifade ettiler. Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri üniversiteye ait alanlara ve tarihi binalara müze için el konularak okullarının ranta açılmak istenmesini ”YTÜMüzeDeğilOkul” diyerek, protesto ettiler.
Okulların açılmasına kısa bir süre kalırken öğrenciler bu sefer de yurt kriziyle karşı karşıya kaldılar. İlk önce MSGSÜ Ortaköy yurdu kapatılırken ardından Cevizlibağ Merkezefendi KYK Kadın Öğrenci Yurdu tadilat bahane edilerek kapatıldı. Dünya’da ve ülkemizde barınma krizi yaşanırken öğrenciler bir kişinin kararıyla gece ansızın yurtsuz bırakılıyorlar. Öğrenciler mücadele etmek için bir araya gelmeli ve bu niteliksiz, anlık kararlara, kötü şartlara hep beraber ses çıkarmalıdır.
İşçiler de hafta içinde eylemlerdeydiler: Esenyurt CarrefourSA deposunda işçilerinin insanca çalışma koşulları ve yaşanabilir ücretler için DGD-SEN öncülüğünde başlattığı direniş dayanışma ile büyüyerek devam ediyor. Emekçiler gaspedilen haklarını alabilmek için CarrefourSA’ya boykot çağrısı yapıyor. Direniş 12. gününde kararlıca sürüyor.
Tek Gıda-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve patron zorbalığına karşısında direnişe geçen Polonez işçileri hakları için mücadele etmeye devam ediyor. İşçiler mücadelelerini büyütmek için ve direnişlerinin başarıya ulaşması için dayanışma çağrısı yapıyor.
Antep OSB’de bulunan Akcanlar Tekstil fabrikasında insanlık dışı çalışma koşullarına karşı iş bıraktıkları ve ardından haklarını aradıkları için 90 işçi kod 46 ile ve işsizlik maaşı alamayacak şekilde işten atılmıştı. BİRTEK-SEN öncülüğünde direnişe geçen işçiler dün Antep Kent Meydanı’nda eylem yaparak haklarını alana kadar direneceklerini belirttiler. İşçiler patron zorbalığına karşı direnişlerinin 7. günündeler
2 aydır maaşları gaspedilen Osal Grup işçileri dün firmayla yaptıkları görüşmede maaşlarının ödenecek olmasının söylenmesine rağmen ücretleri yatırılmayınca Kozyatağı City İstanbul şantiyesinde direnişe başladılar.
Türk-İş Sendikası’na üye olan işçilerin yoksulluk ve sefalet karşısındaki isyanı sendikayı harekete geçirdi. Türk-İş 20 Ağustos Salı günü 81 şehrin İl ve Bölge Temsilcilikleri önünde “Geçinemiyoruz” başlıklı basın açıklamaları düzenledi.
Bursa Gemlik’te Yıldırımlar Holding’in sahibi olduğu Gemlik Gübre fabrikasında DİSK/Lastik-İş Sendikası’na üye oldukları için 8 işçinin işten atılmasıyla birlikte emekçiler direnişe başladılar.
Ulaştırma Bakanlığı’nın sorumlu olduğu Bakırköy-Kirazlı metro projesinde işçilerin haklarının gaspetmeye çalışan Bayburt Grup isimli şirkete karşı Dev Yapı-İş Sendikası öncülüğünde başlayan direniş kazanımla sonuçlandı. İşçiler başarılarının ardından “Direne direne kazandık” açıklaması yaptılar.
Belediye işçileri Karşıyaka’da, Buca’da, Menemen’de, Şişli’de gaspedilen işleri ve insanca yaşama koşulları için eylemler yapıyorlar ve direnmeye devam ediyorlar. Öte yandan belediye emekçilerinin kadrolu ve güvenceli çalışma talepleri için başlattıkları oturma eylemi her salı günü Kadıköy Rıhtım’da devam ediyor.
Sendikal hakları gaspedilerek işten atılan Perfetti işçileri 192 gündür direniyor.
Birleşik Metal-İş Sendikası öncülüğünce başlayan Mersen grevi işçilerin kararlı mücadelesiyle 127 gündür devam ediyor. Aktardığımız işçi eylemleri elbette ekonomik düzeyde. Ancak bu bir hak mücadelesidir ve hak ve özgürlükler mücadelesinin bir parçasıdır. Kaldı ki binlerce işçi toplumun ezilenleri için mücadele ediyor.
Hafta içinde Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Mihri Belli ve Reşat Fuat Baraner çeşitli anmalar ile ölüm yıldönümlerinde anıldılar. Anmada hepimizin mirası olarak TKP’nin liderlerinin direnişçiliği vurgulandı. 20 Ağustos’ta Adana Cezaevi’nde idam edilen, O Büyük Gün Geldiğinde şiirinin yazarı Mustafa Özenç’i de buradan saygıyla anıyoruz.
Hapishanelerdeki tutsaklarla dayanışma eylemleri, Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanmasına karşı nöbet eylemi, kapitalist tekellere karşı çevreyi savunma eylemleri bu hafta da sürdü. Sokak hayvanlarının katledilmesine karşı mücadele bu hafta da dikkat çekti. Ankara Kuğulu Park’ta yaklaşık 1 aydır hayvanseverler nöbet tutuyor. Bir yandan ise kanundan güç alarak yapılan hayvan katliamı haberleri geliyor. Niğde ve çeşitli belediyelerden gelen toplama ve öldürme haberleri tepki çekiyor. CHP’Ii belediyelerin yasayı uygulamayacakları yönündeki kararına rağmen Ankara Büyükşehir Belediyesi toplamalara başladı. Yurttaşların tepkileri çeşitli yerlerde eylemlerle sürüyor.
Bloomberg isimli emperyalist kuruluşun yazımızın başında yer verdiğimiz iddiası elbette AKP’yi korkutarak teslim alma amacı taşıyor. Ancak iddia ne yazık ki kof değildir. Kapitalist ekonominin zorlukları artarken halk hızla yoksullaşıyor. Dış kredi bulması umuduyla işbaşına getirilen Mehmet Şimşek emekçileri ve halkı daha çok yoksullaştırmaktan, vurguncu sermayeye talan imkanları sağlamaktan başka iş yapmadı. Oluşan karışıklık nedeniyle ülkemizde ticari ahlak alabildiğine aşınıyor. Esnaflar aynı malı çok farklı fiyatlarla satmaya çalışıyorlar. Artan geçim sıkıntısı ve koyulaşan karanlık nedeniyle halk kesimlerinde patlamaya hazır öfke birikiyor. Bu öfkenin, emperyalist tertiplere kanalize olmaması için ülkemizi, demokratik hak ve özgürlüklerimizi, halkımıza geleceğini savunma yolunda örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz.