Haftanın özeti: Brezilya halkının başarısı umutları arttırıyor! 

0
459

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük bir gösterişle partisinin seçimlere yönelik kampanyasını ’’Türkiye’nin Vizyonu’’ toplantısıyla başlattı. Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen toplantıda Erdoğan, yeni bir şey söylemedi ancak Cumhuriyet ile ilgili söylediği sözler dikkat çekti. ’’Türkiye Yüzyılı programımızla, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına güçlü bir başlangıç yapmak istiyoruz’’ dese de AKP’nin Cumhuriyet ile ilgili gerçek düşüncelerini Mahir Ünal ifade etmişti. Ünal, ’’Cumhuriyet, bütün düşünce setlerimizi yok etmiştir’’ sözlerini kullanmış ve birçok ilerici kesimden de tepki almıştı. Mahir Ünal’ın bu sözlerini AKP’nin ortağı Bahçeli de eleştirdi. Bahçeli, MHP’nin grup toplantısında isim vermeden Ünal’a yönelik eleştirilerde bulunmuştu. Gelen tepkiler üzerine Mahir Ünal, hafta başında, Erdoğan’dan ’’affını isteyerek’’ AKP’nin Grup Başkan Vekilliği’nden istifa etti. Yerine Özlem Zengin getirildi. İlerici güçlerin Cumhuriyet’e sahip çıkarak AKP’yi bu yönde adım atmaya zorlaması olumlu bir gelişmedir. Gülencilerin etkisindeki bazı sol liberallerin bu olayı AKP’nin Ergenekon’a teslim olması şeklinde yorumlnmasıyla karşılaşırsak şaşırmayız.  

Türkiye’nin Yüzyılı toplantısı ile ilgili bir başka önemli gelişme ise toplantıda söylenen şarkının, Saray’da gerçekleşen Polis Amirleri Eğitimi Merkezi 6’ıncı Dönem Mezuniyet Töreni sırasında çalınıp söylenmesi oldu. Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katıldığı törende, Polis Akademisi Bandosu; AKP’nin seçim müziği olacağı da iddia edilen bu şarkıyı söyledi. Polislerin mezuniyet töreninde AKP’ye ait bir parçayı söylemesi, devlet kurumlarının nasıl AKP’nin kurumları haline dönüştüğünün kanıtıdır. 

TRT sunucusu Deniz Demir, 29 Ekim’de haber sunarken kullandığı sözler sebebiyle işten atıldı. Demir, Cumhuriyet ile ilgili mesajında Mustafa Kemal Atatürk için ’’Bizi ümmet olmaktan çıkarıp birey olma bilincini armağan etmiştir’’ sözlerini kullanmış, bu sözleri de AKP’lileri kızdırmıştı. Bu sözlere kızan isimlerden birisi de AKP MKYK Üyesi Mücahit Birinci oldu. Birinci sosyal medya hesabı üzerinden, ’’Yayında spikerin ağzını kapatamazsın. Ancak sonra gereğini yaparsın, ki yapıldı…’’ paylaşımda bulundu. Her fırsatta Cumhuriyet’in ilerici değerlerini hedef alan AKP’lilerin bu tutumu pek şaşırtmadı. 

Haftanın önemli gelişmelerinden biri de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, uyuşturucu ile ilgili çektiği video oldu. Kılıçdaroğlu çektiği videoda; kullanımı gittikçe yaygınlaşan metamfetamin salgınına değinmiş, ’’Uyuşturucu paralarını Türkiye’nin cari açığının finansmanında kullandılar’’ diyerek hem AKP iktidarını hem de  Süleyman Soylu’yu eleştirmişti. Bu sözler üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı, ’’Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağıladığı’’ gerekçesiyle Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Kılıçdaroğlu’nun videosuna en sert tepkiyi, neredeyse her suçlu ile fotoğrafı ortaya çıkan, Süleyman Soylu gösterdi. Soylu, Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerini yanına bırakmayacağını ifade ederken, benzer bir açıklama da Erdoğan’dan geldi. Erdoğan,  Kılıçdaroğlu’ndan hukuk önünde hesap soracaklarını belirtti. Kılıçdaroğlu’nun ortaya attığı iddiaları araştırmak yerine AKP iktidarının bu yönde tepki göstermesi, iddiaların gerçekliğini güçlendiriyor. 

Yayınladığı videodan sonra AKP’lileler tarafından hedef alınan Kılıçdaroğlu, bir grup CHP ile birlikte İngiltere’ye gitti. Kılıçdaroğlu, İngiltere ziyaretini ’’Türkiye’yi içinde bulunduğu krizden çıkarma ve kirli paradan arındırma yollarını araştırmak’’ için olduğunu ifade etti. Hatırlanacağı üzere Kılıçdaroğlu, kısa süre önce de ABD’ye gitmiş ve ziyareti sırasında yaptığı Ukrayna açıklamasıyla tepki çekmişti. Gerçekleştirilen bu ziyaretler CHP’nin sırtını Batılı emperyalistlere dayamaya çalıştığına işaret ediyor.

Uyguladığı politikalarla işçiyi patrona ezdiren AKP iktidarı, şimdi de gözünü çocukların emeğine dikti. Geçtiğimiz gün Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile A101 marketler zinciri arasında öğrencilerin dört gün markette çalışmasına ve bir gün de okula gitmesine yönelik protokol imzalanmıştı. İmzalanan bu protokol hem muhalefet hem de emek örgütleri tarafından eleştirilince, MEB bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada A101 ile imzalanan protokolün iptal edildiği duyruldu. 

Emek cephesinde de bu hafta önemli gelişmeler yaşandı. 

Alamadıkları tazminat için 15 yıldır direnen Uzel Makine işçilerinin tüm talepleri kabul edildi. Fabrika işçilerinden biri olan Ahmet Akgül, ’’Direnmek bizim gerçekliğimiz ve mecburiyetimiz. Direnmekten başka yol yok’’ dedi. 

Şanlıurfa Tüvtürk direnişi 1439’ncü gününde de kararlılıkla devam ediyor. Benzer başka bir direniş ise Lila Kağıt işçileri tarafından sürdürülüyor. Lila Kağıt işçileri, direnişlerinin 306’ncı günündeler. İşçiler, mücadelelerini işlerine geri dönünceye kadar sürdürecekler.

2 Kasım’da öğretmenler, Öğretmenlik Meslek Yasası’na (ÖMY) karşı yurdun dört bir yanında eylem gerçekleştirdi. Öğretmenler, hem özlük haklarına sahip çıkmak hem de uzman öğretmenlik sınavının iptal edilmesi talepleriyle bir gün iş bıraktılar. Grev kapsamında İstanbul Çemberlitaş’ta bir araya gelen öğretmenler; İl Milli Eğitim Binası önünde basın açıklaması yapmak isteyince polisin saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Saldırıda öğretmenler gözaltına alındı. Eğitim sendikaları;  öğretmeni değersizleştiren, özel sektör öğretmenlerini yok sayan ÖMY’yi asla kabul etmeyeceklerini belirttiler. 

Şimdi de dünyadaki gelişmelere bakalım.

Twitter’i satın alan Elon Musk, göreve gelir gelmez  Twitter’in üst düzey dört yöneticisini görevden aldı. Musk’un görevden aldıkları arasında ABD eski Başkanı Donald Trump’ın Twitter’daki hesabını kapatan Vijava Gadde de vardı. Hatırlanacağı üzere Kongre baskını sonrasında Trump’ın geçici olarak askıya alınan hesabı kalıcı olarak kapatılmıştı. Ayrıca Elon Musk, kapatılan tüm hesapları da açtıracağını duyurdu. Bu adım ABD’de bir şeylerin değiştiği anlamına gelmektedir.

Ukrayna’da savaş dokuzuncu aya yaklaşırken, Batı ülkelerinde de durum gittikçe zorlaşıyor. Özellikle Almanya, Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan en çok etkilenen ülke oldu. Savaştan ve yaşanan enerji krizinden rahatsızlık duyan halk, geçtiğimiz gün Almanya’nın Dresden kentinde bir araya geldi. Eyleme katılan binlerce Alman, Zelenski yüzünden açlıktan ve donarak ölmek istemediklerini söyledi. 

Rusya’ya yönelik yaptırımlara karşı bir diğer eylem ise Moldavya’da gerçekleşti. Moldavya’nın başkenti Kişinev’de binlerce kişi AB ve NATO’yu protesto etti. Eylemciler, Rusya ile ticaretin yeniden başlamasını ve AB politikalarını savunan Devlet Başkanı Maia Sandu’nun istifasını istedi. Eylemciler tıpkı Almanlar gibi Ursula von Der Leyen ve Zelenski için açlıktan ölmek istemediklerini haykırdı.

Avrupa’da durum böyle iken Rusya geçtiğimiz gün Kuzey Akım doğalgaz hattına yapılan sabotajla ilgili açıklamalarda bulundu. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova ’’29 Ekim’de Sivastopol’daki Karadeniz Filosu üssüne düzenlenen terör saldırısına ve Kuzey Akım boru hattına yönelik sabotaj eylemine İngiliz istihbarat servislerinin karıştığına şüphe yok’’ dedi. Sabotajla ilgili sadece 45 gün Başbakanlık koltuğunda oturan Liz Truss’un, ABD Dışişleri Bakanı Blinken’e ’’İşlem tamam’’ mesajı attığı iddia edildi. İngiltere iddiayı yalanlarken, Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, ellerinde kanıt olduğunu açıkladı. Hatırlanacağı gibi Rusya’nın Moskova isimli Amiral gemisinin Karadeniz’de batırılması da Birleşik Krallık ile ilişkilendirilmişti. İngiltere sürekli kışkırtıcı adımlar atarken ABD yönetiminin Rusya’ya karşı nükleer bir saldırıya hazırlandığı belirtilmektedir. Liz Truss bunu dile getirenlerden biriydi. ABD ile Birleşik Krallık’ın kuklası Zelenski de bu yönde açıklamalar yapıyor. NATO’ya katılması beklenen Finlandiya hükümetinin ülkeye NATO’nun nükleer silahlarının yerleştirilmesi yönünde beyanatta bulunması kaygıları artırdı. İsveç’in yeni başbakanı da aynı yönde görüş belirtti.  

Haftanın özetini Brezilya’dan yayılan umutla bitiriyoruz. Brezilya’da yapılan başbakanlık seçiminin ikinci turunu sol aday Lula da Silva kazandı. Rakibi faşist Bolsonaro’ya karşı yüzde 50, 83 oranında oy alan Lula, Brezilya’daki sosyalist mücadelenin umudu oldu. Brezilya BRIC adlı Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin (sonra Güney Afrika da katıldı) ülkelerinin oluşturduğu ekonomik işbirliği örgütünü kuran ülkelerden biridir. Bu adım Lula iktidardayken atılmıştı. Brezilya ve Latin Amerika ülkelerinde ABD’ye karşı direnen güçler inisiyatif kazanırken ne yazık ki Türkiye’de muhalefet Amerikan emperyalizmine umut bağlamış durumdadır. Bu yüzden on yıllardır emekler boşa gitmektedir. Sırtını emperyalizme dayayanlar Türkiye’deki iktidara alternatif olamazlar. Tarikatlara umut bağlayanlar AKP’ye alternatif olamazlar.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.