Haftanın Özeti: Halk güvenecek insan ilişkileri, muhalefet güvenecek örgüt arıyor

0
688

Muhalefet vatandaşın 128 milyar dolarının nereye gittiğini sorarken hükümet Türkiye’nin varını-yoğunu satmaya devam ediyor. Kanal İstanbul Projesi’nin bir tarafı da budur. Ülkemizde yolsuzluklar öyle arsız hal aldı ki Erdoğan bile dayanamadı ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan görevden alındı. Bakan, yetkilerini kötüye kullanarak eşinin yönetim kurulu üyesi olduğu şirketten Bakanlığa piyasa fiyatının çok üstünde dezenfektan satın aldırmıştı. Aracı kuruluşa beş litresi 100 liradan satılan dezenfektan aracı kuruluş tarafından piyasaya 150 liradan satılırken bakanlık aynı miktar dezenfektana 170 lira ödemişti. Hükümet, çoğu yandaş olan elektrik şirketlerine 3 milyar lira destek vermeyi kararlaştırdı. Bu destek elektrik faturalarına yansıtılacak yani bu 3 milyarı elektrik kullanıcıları ödeyecek. Bilindiği gibi AKP kamu ihalelerini kendi yandaşlarına verebilmek için ihale kanununu yaklaşık 200 kez değiştirdi.

Türkiye, nüfus başına korona virüsü yayılmasında dünya birincisi oldu. Bu yayılmada, yoğun katılımlar gözetilerek yapılan AKP kongrelerinin çok önemli rolü olduğu düşünülüyor. Koronadan ölümlerin gerçek sayısının artık 1000 civarında olduğu tahmin ediliyor. Tam da bugünlerde Nurcu Hüsnü Bayramoğlu’nun Salı günü yapılan cenaze töreni halk sağlığının ve herkesin kanunlar ve kurallar önünde eşitliği prensibinin çok kaba şekilde ihlal edilmesi örneklerinden biri oldu. Cenazelere katılım halktan insanlar için 8 kişiyle sınırlıyken Cemaat lideri binlerce insanın katıldığı cenaze töreniyle uğurlandı. İçişleri Bakanı Soylu tabutu omuzladı. Vali ve Diyanet İşleri Başkanı törendeydi.

Dincilerin cenaze törenine, Ayasofya’daki dinci gösteriye, AKP kongrelerine korona yasağı yokken 23 Nisan bu kez de yasaklanıyor. Aynı yasağı 1 Mayıs’a ve 19 Mayıs’a da getirmeye çalışacaklar. İsmi “Adalet”le başlayan AKP tam bir adaletsizlik partisi oldu.

Geride bıraktığımız haftada ABD Başkanı Biden iç politikada ırkçılık ve yeni-liberalizm karşıtı bazı adımlar atıyor. İşçilerin sendikalaşmasının desteklenmesi, geçtiğimiz yıl siyahi George Floyd’u öldüren polisin suçlu bulunması, çevre konusunda tekrar Obama iktidarının politikalarına dönülmesi bu adımlar arasındadır. Bu politikaların Batılı ülkelerde ve ABD’de yaşanan korona bozgunuyla bağı olduğu açıktır. Batılı ülkeler, on yıllardır yapılan özelleştirmeler yüzünden, korona karşısında uzun dönem en kötü sınavı verdiler. Başka bazı Batılı ülkelerde de bir takım olumlu adımlar atılıyor. Ancak Biden içeride bazı olumlu adımlar atarken dışarıda Trump’tan daha çok saldırgan politikalar izlemektedir. ABD yönetimi, Rusya’nın sert çıkması üzerine Karadeniz’e savaş gemileri göndermekten vazgeçti ama Ukrayna ve Karadeniz’de Rusya ile gerginlik yaratmaya devam edeceği görülüyor. İngiltere’nin önümüzdeki ay Karadeniz’e savaş gemisi gönderme kararı bu doğrultuda yorumlanmalıdır. Biden’ın Karadeniz’de ve Suriye’de Erdoğan’a çok ihtiyacı var. Onu hala aramamış olması aslında Erdoğan’ı sıkıştırarak Rusya’ya karşı yanına almak amaçlıdır. Erdoğan Ukrayna politikası ve Kanal İstanbul projesiyle ABD ile işbirliğine açık olduğu mesajını sürekli veriyor. Biden Erdoğan’ı YPG konusunda da kullanmak istiyor. Erdoğan’ın Suriye yönetimiyle barışmaması ABD yönetiminin planlarına çok uyuyor. Şimdi ABD’nin PKK liderleri Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan’ın başına koymuş olduğu ödülü tekrar gündeme getirmesi Erdoğan’a politik rüşvettir. ABD yönetimi Erdoğan’a PKK ile Suriye’deki YPG’yi birbirinden ayırmak istediği mesajını veriyor ve bu konuda birlikte çalışma teklif ediyor. Biden yönetimi Erdoğan’ı sıkıştırmak amacıyla Ermeni Soykırımı’nı kabul etmeye hazırlandığı yolunda mesajlar da veriyor. Erdoğan’ın serveti ve Halk Bank dosyası da şantaj araçları arasında görülmektedir.

Biden yönetiminin Türkiye halkını Erdoğan’dan kurtarma gibi bir gündemi yoktur. Batılılar zaman zaman Erdoğan’ı eleştirseler de onlar Erdoğan’dan iyisini zor bulurlar. Türkiye’yi Erdoğan’dan ve dinci faşist yönetimden demokratik hakları ve özgürlükleri için mücadele eden emekçiler, aydınlar, kadınlar ve gençlik kurtarabilir. Artan siyasal baskılar ve derinleşen sosyal adaletsizlikler karşısında tepkiler birikmektedir. Halk güvenecek insan ilişkileri arıyor. Muhalefet güvenecek örgüt arıyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.