IŞİD tarafından tecavüz edilen Ezidi kadınların çocuklarıyla ilk buluşması

0
2064

Hamza Yalçın

Bilindiği gibi IŞİD tarafından seks kölesi yapılarak tecavüze uğrayan kadınlar, çocukları doğurmak zorunda kaldı. 2019 başlarında IŞİD devleti yenilince kurtulan Ezidi toplum, seks kölesi yapılmış olan kızlarını kabul ederken tecavüz sonucu doğan çocukları reddettiler. Ailelerine dönen kadınlar çocuklarını Suriye’de Kürtlerin yönetimindeki bir yetimhaneye bırakmak zorunda kaldılar. Irak-Suriye Kürt yönetimleri ve ABD, bu soruna el atarak uzun çalışmalardan sonra 19-26 yaşlarındaki 9 kadını çocuklarıyla buluşmaya ikna etti. Geçen Perşembe günü (1 haftayı aşkın bir süre önce) Suriye-Türkiye-Irak sınırları arasında Irak sınırlarında bir bölgede ayarlanan bir evde gizlice sağlanan buluşmada, İsveçli Kürt bir kadın doktor ile eski bir emekli ABD diplomatının kilit rol oynadığı belirtildi. Erdoğan Biden’dan telefon etmesini bekleyedursun, İsveç radyosu haberinde Beyaz Saray’ın konuyla ilgili olarak Kürt komutan General Mazlum’a telefon açtığı bildiriliyor.

Buluşmayı Amerikan New York Times, İngiliz The Guardian gazeteleriyle bir İsveç gazetecisi izledi ve dünyaya duyurdu.

Ben haberi İsveç radyosundan dinledim. Ardından The Guardian gazetesine baktım. Duygulandım. Çocuklarından 2 yıl ayrı kalan kadınlardan birisi IŞİD’e esir düştüğünde 12 yaşındaymış. Çocuklar bu buluşmaya şekerler vb verilerek hazırlanmışlar. Annelerini tanıyan çocukların sevinç sesleri, kadınların ağlama sesleri, birbiriyle oynayan çocukların mutlu sesleri radyo haberinde duyuluyor. Gazeteci bir kadının çocuğunun ayaklarına kapanarak ağladığını söylüyor. Annesi terk ettiğinde daha bir kaç haftalık olan bir çocuğun ise elinde şekerleri ve balina-köpekbalığı-ahtapot resimleriyle süslü pijamalarıyla gayet temkinli (!) durduğu haber veriliyor.

Görüşülen kadınlar çocuklarıyla birlikte yaşamayı istemelerinin aileleri ve toplum tarafından anlayışla karşılanmasını beklediklerini ifade ediyorlar. Bir tanesi IŞİD’e esir düştüğünde annesinin nasıl kaçakçıya paralar vererek onu kurtarmaya çalıştığını, kendisinin de çocuğunu aynı duygularla aradığını anlatıyor.

Sonra gazeteciler yardım almak için Ezidi otoritelerle ve dini lider ile görüşüyorlar. İnsanların dini lider karşısında diz çöküp el öptükleri anlatılıyor. Dini lider onları kabul ediyor ve çocuklarından ayrı ve kamplarda sefalet içinde yaşayan bir çok Ezidi kadın varken onların neden sadece o kadınları seçtiklerini soruyor. Guardian gazetesi bu konuda daha fazlasını yazmış. “Sizin gibi demokratik kitle örgütlerini IŞİD’den farklı görmüyoruz”, demişler. Ezidiler “Kızlarımızı kabul ederiz ama onların Müslümanlardan olan çocuklarını kabul etmeyiz”, diyorlar. Babası Müslümansa çocuğu da tecavüzcü Müslümanın çocuğu kabul ediyorlar ve hatta öldüreceklerin, söylüyorlar. Bunları İsveç radyosu vurgulayarak söylüyor.

Din adamının yanında Avusturya’da yaşayan ve İngilizce konuşan kız yeğeni var. “Yerinizde olsaydım ikna edinceye kadar gider gelir onun başının etini yerdim, kolay değil toplumun kanaatine karşı çıkması” diyor. Programdan anladığımıza göre bu kadınlara İsveç, Avustralya ve Kanada’da sığınma hakkı düşünülüyor.

İsveç radyosu haberi en itibarlı ulusal kanal olan P1’den verdi. Ayrıca kanal, aynı gün bu konuda 24 dakikalık özel bir program yaptı. İsveç basını sık sık Suriye Kürdistanı’ndan buna benzer haberler veriyor. Guardian gazetesini okuduğumuzda ise haberin tamamıyla bir insan hakları mücadelesi olmadığını, Biden yönetiminin tasarladığı bir insan hakları propagandası olduğunu görüyoruz.

Biden yönetiminin yaptığı şovda İsveçli Kürt bir kadın doktorun eski bir ABD diplomatıyla birlikte baş rolleri alması İsveç’in orijinal taraflarından biridir. İsveç bağlantısız görünmeye önem verdiği halde belki de İngiltere’den sonra ABD’ye en yakın ülke olagelmiştir.

Haber hem duygulandırıcı hem de düşündürücüdür. Hatırlanacağı gibi Ortadoğu’da azgın dincilik Irak’ın işgali ile başlayan saldırı yüzünden gelişti. ABD 2003 yılında işgal etti. İşgalin dinciliği geliştireceği biliniyordu. Saddam Hüseyin bu konuda ABD yetkililerini ve dünyayı uyarmıştı. IŞİD’in temelleri ABD’nin işkence merkezi yaptığı Ebru Gureyb hapishanesinde atıldı. Ayrıca IŞİD militanları ve diğer dinci çeteler Suriye’de AKP hükümetinin şemsiyesi altında savaş çıkardılar. AKP’yi iktidara ABD getirmişti. İsveç hükümeti de gerek Irak’a gerekse Suriye’ye saldırılarda ABD’nin yanında yer aldı. Yezidilere yapılan zulümde Batı ve AKP iktidarı da IŞİD ve dinci örgütler kadar sorumludur.

IŞİD karşısında yiğitçe direnmiş olan Kürt kardeşlerimizin insancıl çabalarını taktir ediyoruz. Batılı ülkelerden bir kısım insan burada belki o ülkelerin özel görevlisi durumundadır ama bir çok insanın samimi yardımseverler olduğu bellidir. Bu insanları taktir ediyoruz. Emperyalistleri ise ayrı tutuyoruz. Çünkü eğer emperyalistler sivil darbe yoluyla Türkiye’de AKP’yi iktidara getirmiş olmasalardı Irak ve Suriye’de IŞİD tecavüzleri, katliamları, Ortadoğu’da mezhep savaşları, kitlesel göçleri yaşanmayacak ve bizler de emperyalistlerin insanlık aşığıymış gibi propagandalarına muhatap olmayacaktık.

Küçücük bir insanlık gösterisine ortam sağlamak için ne dünyaları yıktılar!
Türkiye bu insanlık dışı saldırıya alet oldu. Türkler Osmanlıcılık, din, mllliyetçilik adına en gerici güçlerin destekçisi konumuna düştüler. Batılı emperyalistlerin Türkiye’de iktidara getirdikleri dincilik Türk halkına tarihinin en büyük utancını yaşattı ve daha büyük utançlar yaşatacak görünüyor. Bizler her milliyetten her görüşten ezilenler olarak birleşip bağımsız ve demokratik bir Türkiye iddiasıyla ülkemize ve coğrafyamıza sahip çıkana kadar!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.