Irkçı-faşist parti İsveç Demokratları (SD), Merkez Sağ Moderatlar (M) ve Hristiyan Demokratlar (KD) sağ bloku Sosyal Demokratlar (S) – Yeşiller (MP) koalisyon hükümetine karşı saldırılarını yoğunlaştırdı. Koalisyon hükümeti Sol Parti (V), Liberal Parti (L) ve Merkez Parti (C) tarafından destekleniyor.
Korona endişesinin yoğun yaşandığı aylarda muhalefet devlet kurumlarından ve halktan tepki toplamamak için hükümete eleştirilerini yumuşatmıştı. İsveç korona ölümlerinde İskandinavyada birinci, dünya sıralamasında da önlerde geliyordu. 10 milyon 100 bin nüfusuna karşın 5800’ün üzerinde insanın öldüğü açıklandı. Korona endişesi dünyanın gündeminde geriye düşerken muhalefet eleştirilerini korona politikası üzerinden yoğunlaştırdı. Fakat biraz iş işten geçmişti çünkü diğer ülkeler yeni Cavid- 19 dalgası telaşındayken İsveç’te ölümler hızla düşüyordu. Bu sefer muhalefet eleştirilerini ülkede artan suçluluk üzerinde yoğunlaştırdı. Basında örgütlü suçluluk üzerine yoğun tartışma sürerken Johanna Bäckström Lerneby adlı bir kadın yazarın Familjen (Aile) isimli kitabı yayınlandı (15 Temmuz 2020). Kitap Göteborg’un Angered isimli göçmen yoğunluklu bölgesinde kendisini “problem çözücü” olarak tanımlayan Al Asim adlı bir akraba çetesinin, paralel bir iktidar kurarak, 40 bin nüfuslu bölgeyi kontrol ettiğini yazdı. Kitap büyük yankı uyandırdı. Aynı dönemde öldürme, yaralama, bomba patlatma haberleri basında yoğunlaşmaya devam etti. Moderatlar (M) örgütlü suçluluğun terörizm ilan edilmesini isterken SD adlı parti göçmenler üzerine yoğunlaştı. Bir süredir ırkçı partiye en yakın durumda gözlenen Hristiyan Demokrat lider Ebba Busch dünkü Meclis görüşmesinde hükümetin çekilmesini istedi. Geçtiğimiz ay Ebba Busch Thor göçmen kökenli mahkumların cezalarını İsveç dışında çekmesi için başka ülkelerde hapishaneler yapılmasını teklif etmişti.
Sosyal demokrat lider Stefan Lövfen, yakın zamana kadar İsveç’e yoğun göç ile artan suçluluk arasında doğrudan ilişki olduğu iddialarını reddederken İsveç Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mats Löfving İsveç’in göçmen politikasını eleştirerek 40 civarında aile-akraba çevresinin İsveç’e sadece suç örgütü oluşturmak için göçtüğünü açıkladı ve polise daha geniş yetkiler istedi (5 Eylül 2020). Bu açıklamanın ardından Başbakan Stefan Löfven de yoğun göç ile artan suçluluk arasında bağ kurdu (9 Eylül 2020).
Son olarak da SVT- haberler (SVT Nyheter) adlı devlet medyasının bugün yayınlanan haberinde hükümetin 1 yıl önce ilan ettiği önlemlere rağmen örgütlü suçluluğun arttığı belirtildi. Habere göre 2018-2019 Eylül- Ağustos arası silahla ateş edilmesi olayları 330 iken bu rakam 2019-2020 yılının aynı döneminde 348’e, ölü sayısı 38’den 43’e, bombalı hadiseler ise 110’dan 141’e çıkmış. Başbakan Lövfen’in İsveç’e göçmen kabul edilmesini zorlaştıran önlemlerini artırmak için gerekirse Moderatlar ile işbirliği yapacağını göstermesi üzerine ortağı Çevre Partisi (MP) Sözcüsü, Isabella Lövin 2021 yılında bakanlık görevini ve politikayı bırakmaya karar vermişti.
MP, göçmen politikasında daha liberal bir tutumu savunuyor. Aynı günlerde gene devlet televizyonunda Ali Fegan adlı programcının liderliğinde yayınlanan iki belgesel Stockholm Sigtuna adlı ve Türkiye kökenli Süryanilerin yoğun yaşadığı bölgede bir politik yolsuzluğu yayınladı. Belgesel Sosyal demokrat parti Sigtuna örgütü ile PEAB adlı İsveç’in en büyük inşaat şirketi ve Süryani Derneği üç sorumlusu arasında bir çıkar ortaklığı kurulmuş. Karşılığında partinin oyları hızla artmış, PEAB karlı ihaleler almış Süryaniler bölgede Kilise yaptırmışlar. Gelişmeler hükümetin suyunun ısındığına işaret ediyor.
İsveç/ Odak Dergisi
