Kimdir turizm emekçileri?

0
1126

Kimi zaman en mutlu günümüzde bize servis yapan garson, ‘tatlı yiyelim, tatlı konuşalım’ dediğimizde bize o enfes pastayı yapan aşçı, bazen de hiç kimseye anlatamadığımız dertlerimizi tek bardakta anlattığımız barmen… Turizm sektöründe emek veren daha sayamadığımız onlarca insan var. Ben size bu yazıda turizm emekçilerinin sorunlarından bahsetmek istiyorum.

Birçoğu kısa süreli veya mevsimlik olmak üzere, günde 10-12 saat gibi uzun saatler çalışarak ve maalesef ki verdikleri emeklerin çok altında kalan asgari ücretle ve gelen müşterinin inisiyatifine bağlı bahşiş ile hayatını idame ettirmeye çalışmakta. Tüm sektörlerde olduğu gibi en doğal hakları olan izinlerden bile yararlanamayabiliyorlar; bayram, yılbaşı ve hatta işçi bayramında bile istekleri dışında çalışmaya zorlanıyorlar. Bunun yanında haklarını dile getirdiklerinde ise işveren ya da yöneticileri tarafından hakarete uğruyor, işten çıkartılıyor ya da yıldırma politikasına (mobbing) maruz kalıyorlar.

Özellikle turizm sektöründeki kadın emekçilerin mağazaya gelen müşteriler, patronları, yöneticileri, kimi zaman da çalışma arkadaşları tarafından sözlü ya da fiili tacize uğradığı gerçeği asla göz ardı edilemeyecek problemlerin başında geliyor.

Covid-19 salgınının başlaması ile birlikte turizm emekçilerinin birçoğu ya işten çıkarılmış ya da ücretsiz izne gönderilerek açlığa mahkum edilmiştir. Televizyonlara çıkıp sürekli söyledikleri o kısa çalışma ödeneğinden faydalanabilmek için ise 450 gün sigortalı çalışmış olmak ve son 450 gün işsizlik ödeneği almamış olmak gerekiyor. Bunu turizm emekçileri için değerlendirecek olursak, mağazaların kapalı olduğu dönemde sigorta primleri maalesef ki yatırılmamış ve birçoğu kısa çalışma ödeneğinden yararlanamamıştır. Emeklilik yaşının 65 olduğu günümüzde kafalarda bu durum ayrı bir soru işareti olarak kalmıştır. Yine bu dönemde birçok esnaf kepenk kapatarak iflas etmiş ve buralarda çalışan personeller de “işsizler kervanına” eklenmiştir.

Bütün bunların dışında Covid-19 salgını tedbirleri kapsamında, işletmelerde zaten sınırlı olan personel dinlenme ve yemek alanları metrekare içerisinde kişi sınırlaması nedeniyle iyice daralmış; molalarımız çalışanlar için iyiden iyiye eziyet haline getirilmiştir.

Aslında söylenecek o kadar çok şey varmış ki şimdi bu yazıyı yazarken hepsini daha iyi anlıyorum. Turizm emekçileri olarak çok bir şey istemiyoruz aslında. Emeğimizin karşılığını; emeğimize saygı gösterilmesini talep ediyoruz. İnsani düzeyde çalışma saatleri istiyoruz ve her şeyden önce bu kadar karmaşanın içerisinde bizlerle empati kurup bizleri de görmenizi istiyoruz. Çünkü biz her çalışma saatini sizlerle birlikte başlayıp bitiriyoruz.

Kimi zaman sarayda soytarılara, kimi zaman da akşama kadar güneşin alnında ter dökmüş çiftçi Mehmet’e hizmet ediyoruz. Bizler turizm emekçileriyiz ve sadece hakkımız olanı istiyoruz.

İstanbul’dan bir kafe-bar çalışanı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.