Mimarlar Odası, Atatürk Orman Çiftliği’ne yapılması planlanan ABD büyükelçilik binasına izin vermedi!

0
1082

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği alanlarında Atatürk’ün şartlı bağışı ve vasiyetine aykırı şekilde inşa edilen ABD büyükelçiliği binası mimari projelerine onay vermedi.

TMMOB’a bağlı Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) alanlarında Atatürk’ün şartlı bağışı ve vasiyetine aykırı şekilde inşa edilen ABD büyükelçiliği binası mimari projelerine onay vermedi, proje müelliflerine de müelliflik belgesi düzenlemedi.

Konuya ilişkin açıklama yapan Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “ABD Büyükelçiliği mimari projesinin onayını yapmamız, mimarına müelliflik belgesi vermemiz mümkün değildir” dedi.

Atatürk Orman Çiftliği’nde neler olmuştu?

Çiftlik Atatürk tarafından satın alınan 20 bin dekar arazi üstünde 1925’te kurulmaya başlandı. Bozkırda ağaç yetiştirmek yerli ve yabancı uzmanlarca çılgınlık olarak nitelendirilse de birkaç yılın ardından çabalar sonuç vermeye başladı. 1937’ye kadar çevre arazilerin de satın alınmasıyla Çiftlik 52 bin dekarlık bir alana ulaştı.

Atatürk ölümünden bir yıl önce 1937’de yazdığı vasiyet mektubu ile Çiftliği üstündeki bütün zirai işletmeler, taşınır ve taşınmazlarla birlikte Hazine’ye bağışlayarak emanet etti.

Çiftlik 1950’lere kadar toprak bütünlüğünü nispeten korumayı başardı. Bunda arazilerin devri için kanun çıkartılması zorunluluğu da etkili oldu. Ancak Mimarlar Odası verilerine göre 1950-1983 yılları arasında çıkarılan kanunlarla Çiftlik arazisinin genelde merkezden uzak kısımları çeşitli resmi kuruluşlara devredilir ya da satılır ve yüzölçümü 30 bin dekara kadar indi. Kanunlarla kamu kurumlarına devredilen arazilerin bir kısmı daha sonra yapılan özelleştirmeler ile özel mülkiyete de geçti.

2006’ya kadar AOÇ’yi göreceli olarak koruyan husus, sit alanı olarak ilan edilmesi kararları oldu. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 1992’de Çiftliği “doğal ve tarihi sit alanı” ilan etti. 1998’de ise birinci derece sit alanı olarak belirledi.

Doğal sit alanlarını yasalar “kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan” alanlar olarak tanımlayarak, bazı zorunlu altyapı hizmetleri dışında bitki örtüsü, topografya, siluet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik eylemlerde bulunulmasını yasakladı.

Kurulun bu kararları kayıpların önüne geçilmesinde bir derece etkili oldu ancak sit alanları içinde ruhsatsız ve kaçak yapılaşmalar açılan davalara rağmen yine de devam etti.

Çiftlikle ilgili her türlü imar planını yapma yetkisinin 2006’da Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne verilmesi ise yeni bir tahribat sürecinin başlangıcı oldu. Belediyenin AOÇ’nin tarihi çekirdek olarak da adlandırılan alanlarını “hızlandırılmış trafiğe” dahil ederek 40 metre gibi geniş profile sahip otoyolları geçirmesi, yol kenarında yapılaşmaları ve Çiftliğin halktan kopmasını beraberinde getirdi.

2011’de AOÇ’deki bazı bölümlerin sit alan statüleri kaldırılarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yapımının temelleri atıldı.

Hemen ardından ise Çiftlik içindeki hayvanat bahçesi kapatılarak Ankara’nın eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in tartışmalı projesi olan Ankapark’ın inşasına başlandı.

Çiftlik’teki toprak kaybı son olarak da 555 bin metrekarelik bir alanının Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın eskiden sahibi olduğu Medipol grubunu kuran TEBA vakfına kiralandı.

Kaynak: Bianet 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.