Münevver Karabulut’un babasının “Cem Garipoğlu’nun mezarı açılsın” talebine red cevabı! 

0
463

Cem Garipoğlu’nun cezaevinde intihar etmediğini, kaçtığını öne süren Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut’un savcılığa yaptığı “mezarı açılsın” talebi reddedildi.

Cem Garipoğlu tarafından 13 yıl önce öldürülen Münevver Karabulut’un Babası Süreyya Karabulut’un, 8 yıl önce cezaevinde intihar eden Garipoğlu’nun ölmediğini, kaçtığını veya kaçırıldığını öne sürerek “mezarın açılması” talebiyle yaptığı başvuru savcılıkça reddedildi. Baba Karabulut’un isteği üzerine avukatı, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Savcılık, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılan incelemede ölen şahıstan alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri arasında yüzde 99.99 uyum olduğunu belirterek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Savcılığın gerekçesinde şunlar kaydedildi: “Cem Garipoğlu’nun intihar olayı ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığımızın ……. sayılı soruşturma dosyasının yürütüldüğü ve soruşturma kapsamında 10 /10/2014 tarihinde Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda intihar eden hükümlünün bedeninden ve Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri arasında inceleme yapıldığı. Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılan incelemede ölen şahıstan alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri arasında yüzde 99.99 ihtimalle analık-babalık indeksinin hesaplandığı, dolayısıyla ölenin Cem Garipoğlu olduğu hususunun tespit edildiği. Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi’nin 12/11/2014 tarihli otopsi raporuna göre Cem Garipoğlu’nun ölüm nedeninin ‘başa poşet geçirilmesine bağlı ağız burun kapanması ve boyuna bağ tatbikine bağlı mekanik asfiksi olarak tespit edildiği. Sonuç olarak şikâyete konu olaylarla ilgili, yukarı açıklanan hususların aksine, iddiayı destekler nitelikte maddi bir delilin mevcut olmaması nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kara verilmiştir.”

Süreyya Karabulut, “8 yıldır bu benim en korkunç kabusum. Hiç aklımdan kınalı kuzum çıkmadığı gibi bir de bu cellat gerçekten öldü mü kaçtı mı şüphesi. Uyuyamıyorum. Cesedini bize göstermediler. Fotoğraflarını eşim ve avukatımız görmüş. Fotoğraf bir şey ifade etmiyor. Gözümle cesedini görsem belki ikna olurdum” ifadelerini kullanmıştı. Suç duyurusunun reddedilmesiyle ilgili ise, “Avukatımız elinden geleni yaptı. Ama bu derin şüphe hala içimde. Cesedini görseydim ikna olurdum. Ama olay tarihinde sadece fotoğraflarını gösterdikleri için bu şüphem dinmiyor. Mücadelemizi verdik, vereceğiz” dedi.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.