Paris Komünü Üzerine: “71 gün özgür yaşadım, artık ölüm umrumda değil”

2
632

Selçuk Şahin Polat

Yenilgi sonrası kurşuna dizilen bir proleterin başlıktaki bu sözleri, bize aslında, Paris Komünü’nün sağladığı özgürlüğün ne derece muhteşem olduğunu anlatmaktadır. Bugün, kapitalist pislikler tarafından öldürülen komünarlar gibi milyonlarca ezilen ve katledilen insanımız var. Bunların ahlarının ve mücadelelerinin yerde kalmasını istemiyorsak, Paris Komünü’nden çıkartılan dersleri kendimize rehber almak hayati bir önem taşıyor. Öyle ki Sovyetler’in, Çin’in ve diğer ülkelerin, buradan çıkan dersleri dikkate almamalarının kapitalizme teslim olmalarında belirleyici olduğunu unutmadan!   

18 Mart 1871’de iktidara el koyan Paris proletaryası, ne yazık ki tecrübesizlik ve daha birçok nedenlerle iktidarını koruyamadı. 72 gün sonra (28 Mayıs 1871’de) savaşarak iktidarını kaybetti. Paris Komünü, aslında proletaryanın erken doğum yapmak zorunda kaldığı çocuğuydu. 

Onu, kapı komşusu Alman Junkerler, her gün yediği yemeğini ve kahvaltısını süsleyen açgözlü köylüsünün oluşturduğu ordu, işbirlikçiler ve kendi halkına karşı olan sınıf kini nedeniyle, o güne kadar savaştığı Prusya ile anlaşan Fransız oligarkları boğdular ve parçalayıp Sen Nehri’nin derin sularına attılar. 

Onu, aynı zamanda kendi yanlışları ölüme sürükledi. Bunlar şunlardı: 

– Savaş istemedikleri için, tutukladıkları subay ve casusları bırakıyorlardı, 

– Versay’a kaçan burjuva iktidarının pisliklerini, sıcağı sıcağına takip edip inlerinde yok etmemişlerdi,

– Merkez Bankası’na el koymamışlar, aksine önünde saygı ile eğilmişlerdi. Banka ise, burjuva hükümetine sürekli para aktarıyor ve Komün’ü yok edecek ordunun kurulmasına yani katillerin organize edilmesine yardımcı oluyordu,

– Komün, burjuvaziyi sınıfsal olarak mülksüzleştirmemiş, sadece kaçan iş sahibi ve fabrikatörlerin işyerlerine kooperatifler kurarak buraları işçilere devretmişti.

Ayrıca devrimin geliştirilmesi ve sürekliği için gerekli adımların atılmasına engel olan iki önemli faktör daha bulunuyordu:

Birincisi Komün Meclisi’nin terkibidir: 26 Mart’taki seçimlerde Proudhoncular, Blanquistler, Enternasyonelciler ve az sayıda Marxist ve değişik anlayışlardaki insanlardan oluşmuştu. Komün Yönetimi, ideolojik olarak Proudhon-Blanqui gibi liderlerin düşüncesinin etkisindeydiler. İçgüdüsel olarak kitle ilişkilerinde olağanüstü doğru kararlar alabilmişler fakat burjuvaziye karşı mücadelede doğru adımlar atamadıklarından dolayı yukarıdaki hataları işlemişlerdi.

İkincisi de olumsuz koşulların varlığıydı:

  • Fransız karşıdevrimin başı Thiers ile Alman Şansölyesi Bismarck, 10 Mayıs’ta Frankfurt’da anlaşmıştı,
  • Prusya Başbakanı Bismarck, bu anlaşmanın gereği olarak, Komün’ün, Paris civarındaki halkla ve dışarıyla olan tüm ilişkilerini kesmişti,
  • Aynı şekilde, esir alınmış olan 120 bin Fransız askerini serbest bırakmıştı,
  • Ayrıca; Dombrowski, Delescluze, Vermorel, Varlin gibi Komün’ün önemli liderleri, savaşta erken ölmüşlerdi vb.

Evet, Paris devrimi 72 gün gibi çok kısa bir süre içinde hatalar ve olumsuz koşullar nedeniyle yıkıldı. Fakat bu kısa süre içerisinde proletaryaya ve ezilen halklara, inanılmaz gelişmiş dersler aktardı, ilkeler sundu. Tabii uluslararası sermaye sınıfının da bu devrimden, kendi çıkarına önemli dersler çıkarttığını unutmayalım. 

Şimdi de Paris Komünü’nden çıkan derslere bakalım:

  1. Paris Komünü, ele geçirilen devlet aygıtının aynen kullanılmayacağının dersini vermiştir. Düzenli ordu kaldırılarak, yerine gönüllüğe dayanan halkın silahlı gücü konmuştu,
  2. Paris Komünü, bir işçi iktidarı olmasına rağmen diğer sınıftan kesimlerin, etnik yapıların, kadınların ve değişik çevrelerin (sanatçılar-küçük tüccarlar-basın mensupları-yabancılar-fahişeler vb. gibi), yaptıkları reform ve düzenlemelerle devrime katılmasını sağlamıştı,
  3. Herkese (bürokrasi ve yargıçlar da dâhil) şartsız seçme ve seçilme hakkı verilmişti, 
  4. Seçilen herkes istendiğinde geri çağrılabiliyordu,
  5. Herkesin ortalama işçi ücreti kadar maaş alması sağlanmıştı,
  6. Kilisenin mal varlığı halka devredildi, 
  7. Eğitim tüm dini ögelerden arındırılıp ücretsiz hale getirildi,
  8. 1789 burjuva devrimiyle hayata geçen seküler yaşam (laik sistem) aradan geçen 100 yıla yakın burjuva iktidarlarınca tekrar sinsice ortadan kaldırılmış ve din, devletle açık ve gizli ilişkiler yaratabilmişti. Komün bu devlet ilişkisini, özellikle de maddi yardımı kaldırdı,
  9. Fırın işçilerinin gece çalıştırılması yasaklandı. Kiracılar lehine kararlar alındı,
  10. Burjuvaziyi tümden ortadan kaldırmasa da Komün, işçilerinin üzerindeki cezai tüm baskıları kaldırdı ve burjuvaziye cezai tedbirler getirdi.

Yukardaki kazanımlara ayrıca; Marx-Engels ve Lenin’in Komünden çıkarttıkları dersleri de eklemeliyiz. Bunlar da:

  • Marx’ın kendi ağzından söylersek: “Herkesin denetim ve gözetim işlevleri görebilmesi, herkesin bir zaman için ‘bürokrat’ durumuna gelmesi ve bunun sonucu kimsenin ‘bürokrat’ olmamasına yönelik önlemlerin hemen (abç) benimsenmesi.” (EKİM DEVRİMİ DOSYASI, SOVYET YÖNETİMİNİN ÖRGÜTLENMESİ, Sf. 35, Ekim yayınları, DEVLET VE DEVRİM ADLI ESERDEN PARÇA, Lenin)
  • Marx ve Engels’in çıkarttıkları ikinci ders: devrim sonucu burjuva devlet aygıtı parçalanmalıydı. Yerine sadece bir avuç azgın azınlığa uygulanan proletaryanın diktatörlüğünü içeren demokratik cumhuriyet konmalıydı.
  • Yine onlara göre: Demokratik Cumhuriyet; herkesin seçimle gelip seçimle gittiği, seçilenlerin halk tarafından istendiğinde görevden alındığı ve herkesin ortalama işçi ücreti aldığı ve de düzenli ordu olmayan halkın silahlı gücünün oluşturulması demekti. Yani; bu adımlar, devletin değil, toplumun güçlendirilmesi demekti. Diğer bir anlatımla; devletin kendiliğinden sönümlenmesi sürecine sokulmasının adımlarıydı bunlar.
  • Ayrıca Lenin, Rusya’da iktidara gelince bu derslere şunu da eklemişti: üretim- dağıtım-bölüşüm-istihdam ve planlama yönetimi, hemen işçi sınıfının denetim ve kontrolüne bırakılmalıdır. 

Sonuçta Komün Yönetimi, kitleler ile olan ilişkisinde ciddi hiçbir hata yapmamış aksine uluslararası proletaryaya önemli kazanımları hediye etmişti. Fakat burjuvaziye karşı savaşında önemli hatalara imza atarak kendi sonunu hazırlamıştı. Bu açıdan Sovyet devrimiyle karşılaştırdığımızda; tam tersi bir durum olduğunu görüyoruz: Sovyet devrimi, burjuvaziye karşı savaşta başarılı olmuş fakat kitlelerle ilişkisini Lenin’in de ölmesiyle geliştirememişti.   

Evet, ilk proletarya iktidarı, esirlerin kurşuna dizildiği ve 40 bin komünarın katledildiği bir sonla yıkıldı fakat bize geri dönüşü olmayan sosyalist toplumun anahtarlarını verdi. Sorun, bu anahtarlara uygun kilitleri bulup kapıyı açmamızda yatıyor.  

2 YORUMLAR

  1. Yazının başında verdiğiniz tarih aralığı 10 gün. 71 gün süren komün için bir tarih hatası var sanırım. 18 Mayıs 1871 / 28 Mayıs 1871

Yalçın Kırsırtlı için bir cevap yazın İptal

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.