SOL İÇI PLATFORMLAR HAKKINDA

3
1868

Savaş YILMAZ

Sol siyasetlerin oluştur­duğu platformlar, güç ve eylem birlikleri açısın­dan önemli gördüğümüz bir alandır. Platformlar, güncel gelişmelere birlikte müdahale edebilme olana­ğı vermektedir. Bu sayede belki de yetersiz kalabile­cek bir çalışma, birbirinden destek alan güçlerin hare­ketliliği sayesinde daha iyi etki edebilir, daha başarılı sonuçlar alınabilir. Buna Erol Zavar’a Yaşama Hakkı Koordinasyonu’nun çalış­maları örnek verilebilir. Sol platformlar aynı zamanda bir sol kültür ve anlayış ya­ratabilme olanağı da ver­mektedir.

Peki, sol platformlar genelde nasıl işlemekte­dir? Siyasetler platformla­rı geleneksel solu teşhis etmek isteyenler için çok iyi bir inceleme alanıdır. Sol platformlarda yakla­şık olarak burjuva devlet­ler arasındaki ilişkiler ge­çerlidir. Güç ilişkileri ağır basar. Büyükler, küçükleri yedeklerler. Büyükler aynı zamanda orada kendi de­ğerlerini solun geneline empoze ederler. Büyükler; işlerine gelmeyen yerlerde tıpkı ABD’nin BM gibi ku­rumlarda yaptığı gibi güçle­rini kullanarak işleyişi tıka­yabilirler. Küçük siyasetler arasında ise büyüklere ye­deklenme ve öykünme yay­gındır.

Bizde sol platformlara katılmak ise, zaman za­man bir tarz salon sosya­listliği gibi “platformkolik” olmakla, yani devrimciliği sol gruplarla birlikte görün­meye indirgemekle, baş­ka grupları taklit etmekle, sonuçta kopmak istediği­miz geleneksel sola özgü davranışların ve anlayışla­rın içimizde gelişmesiyle, geleneksel sol ile benzeş­meyle sonuçlanabiliyor.

Her şeyden önce plat­formlara gücümüz oranında katılmalıyız. Devrimcilik sol grupların platform çalışma­larıyla sınırlı bir mücade­le değildir. Hareket olarak önümüzdeki görevlerimize yoğunlaşmak yerine plat­formlarda oyalanmak tutu­muna düşersek silinir gide­riz.

Biz solun eylemsel birlikteliğini, güç birlikleri­ni önemsiyoruz. Ancak bu birliklerin birbirinin sırtına semer vurmak, kendi an­layışını dayatmak ve bunu uygulatmak şeklinde cere­yan etmesinde de karşıyız. Aksi durumda, bu platform ve birliklerin solu geliştiren ve ilerleten değil, zayıflatıp körelten, gerileten bir işlevi olacağını düşünüyoruz.

Kendi içimizde ve kit­leler ile diyalog temelinde geliştirmeye çalıştığımız Eğitim ve Dayanışma Ha­reketimizin temelinde “eşit­ler diyalogu” yatmaktadır. Bu metot geleneksel solun sekter ve manipülasyon­cu yaklaşımına karşıt bir yenilenmeci anlayışı ifade etmektedir (Bakınız Eğitim ve Dayanışma Hareketi­miz, H Yalçın). İşte bu an­layışa uygun düşen tutum, platformlarda ve birliklerde nicelik olarak gücü ne olur­sa olsun bir grubun özgün devrimci yanlarının ortaya çıkacağı koşulların var ol­ması için çaba sarf etmek­tir.

Bunun için gruplar ara­sı ilişkilerde her şeyden önce grupsal çıkarları de­ğil devrimci hareketin uzun vadeli ve genel çıkarlarını esas almak, sekter ve ken­dini beğenmiş tutumlardan ya da başkalarına öykün­mekten, taklitçilikten uzak durmak, tartışmalarda bir­birini anlamaya ve birbirin­den öğrenmeye açık olmak gerekir.

Birbirini yedeklemeye çalışan veya taklit eden, geçmişindeki deneyimlerini ve birbirini aşamayan pra­tiklerin yaşandığı birlikler aldatıcı olur. Sol genel ola­rak bundan bir şey kaza­namaz. Ne diğer sol, ne de Hareketimiz bu tür birlikler­den anlamlı sonuçlar elde edemez.

Sol, başarılı olmak için bir­birini yedeklemeyi ya da taklit etmeyi ve diğer grup­ları kendi potasında erit­meyi değil, dayanışmacı ve diyalogcu bir tutumla devrimci anlamdaki özgün yanları ile bir arada buluna­bilmeyi başarmalıdır. Aynı anlayış ezilenler ile ilişki­lerimizde de geçerli olma­lıdır.

Bu tür platformlara ka­tılacak olan arkadaşları­mız, muhakkak gidecekleri toplantıya hazırlık yapma­lıdırlar. Orada bizi temsil edeceklerine göre bu ha­zırlık örgütlü olmalıdır. Sorumluluk alan arkadaş, konu hakkında araştırma yapmalı ve bağlı bulundu­ğu ilişkilerle yani en yakın çalışma arkadaşları ile tar­tışmalıdır. Hatta çevremi­ze de konu hakkında genel olarak ne düşünüldüğünü sorup fikir almaya çalışma­lıdır. Bizim dışımızdaki in­sanların, sokaktaki insanın tepkisini de bir nebze olsun yoklamış olmalıdır.

Platformlar bir eğitim alanıdır. Orada ya kişilik­siz bir tutumla geleneksel sol içinde eririz ya da sola iyi şeyler katma tutumuyla ve eleştirici bir yaklaşım­la onlardan da öğrenerek gelişiriz. Arkadaşlarımız; Hareketimizi temsilen ka­tıldıkları platformda sorun­lara yaklaşımları, ilişkileri ve çözüm önerileri ile ge­leneksel solu taklit eden değil, Hareketimizin çizgi­sinde bir pratik tutum orta­ya koymaya çalışmalıdırlar. Her arkadaşımız, özensiz­ce, vaktinden daha geç, hazırlıksız olarak katıldığı bir platform toplantısında, kötü duruma düşenin bir başına kendisi değil, nice emeklerle bugüne getiril­miş olan Hareketimiz oldu­ğunun bilincinde olmalıdır .

Sokak eylemlerinde, herhangi bir konu ile il­gili yapılan çağrı üzerine bir araya gelindiğinde, ar­kadaşlarımızın Hareketin tavrına uygun yaklaşım sergileyerek açıklama ya­pamıyor oluşları, önemli bir eksikliktir. Yani çoğu du­rumda sözde kopmayı dahi göremediğimizi üzülerek belirtmeliyiz. Böyle durum­larda hata yapmaktan kork­mamak gerekir. İnsan hata yaparak gelişir. Önemli olan doğru yönde aktif tu­tumla olmaktır.

Bir konu tartışılırken, konu hakkında bağımsız araştırma ve düşünme fa­aliyetine girişmiyorsak, ar­kadaşlarımız, insanlar bu konuda ne düşünüyor, çev­remiz, yakın ilişkilerimiz ne diyor, diye düşünmüyor, di­ğer sol örgütlerin ne düşün­düğüne bakıyorsak burada ciddi bir sorun var demektir. Bir konu, bir gelişme hak­kında tahlil yapıp, varılan sonuca göre cesaretle or­taya atılıp, hareket etmek, özel yöntem denilen meto­da dayanarak bağımsız ça­lışma yürütmek yerine taklit ve kolaycılık anlayışı bir an önce terk edilmelidir .

Özetle, platfortmlara gücümüz oranında ve seç­meli katılmalıyız. Platform­lara hazırlıklı katılmalıyız. Oralara mümkün olduğu kadar yeni arkadaşlarla birlikte giderek yeni arka­daşların solu eleştirici bir tutumla tanımalarına ve ge­lişmelerine yardımcı olma­lıyız.

Ülkemizin özgün bir Direniş Hareketine, bunun için de iddialarımıza sımsı­kı sarılmış bir birliğe ihtiya­cımız var!

 

3 YORUMLAR

    • Selam! Yaklında Eğitim ve Dayanışma Hareketimiz adlı kitabın ikinci baskısı çıkacak.
      Adrese gönderebiliriz.
      İstanbul bürodan da sağlayabilirsiniz.
      Büro telefonu: 0216 346 91 49.
      Arkadaşlar zaman zaman kapatıp çıksalar da büro her gün açılır.
      Ulaşamazsanız bize yazın iletelim.

arif için bir cevap yazın İptal

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.