Suriyeli kadınlara yapılan saldırı haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde iki aşağılık şahıs, Suriye göçmeni 9 aylık hamile bir kadına tecavüz ettikten sonra onu, yanındaki 11 aylık bebeğiyle birlikte, öldürüyor. Caniler hamile annenin ve bebeğin başlarını taşla eziyorlar. Daha önce medyada buna benzer çok sayıda haber çıktı. Suriyeli kadınlara fuhuş yaptırılması, erkeklere para karşılığında ikinci ve üçüncü eş olarak satılması, Suriyeli çocukların dövülmesi ve istismarı haberleri de medyada sıkça yer aldı.
Bu korkunç haberler Suriye’ye dış güçler tarafından yapılan gerici müdahalenin sonuçlarına işaret ediyor. Suriyede iç savaş çıkarılıyor. Türkiye, gerici Körfez ülkeleri ve Batılılar tarafından desteklenen dinci çeteler Suriye’deki Alevi, Ezidi vb. kadınlara topluca tecavüz ediyor, onları seks kölesi olarak pazarda satıyor; insanları kurşunlayarak, boğazlarını keserek, diri diri yakarak, binalardan aşağıya atarak vb öldürüyorlar ve yaptıklarının bir kısmını korku salmak ve eğitim maksadıyla internette video olarak yayınlıyorlar. Toplu yerlerde bombalar patlatma ve intihar eylemleriyle onlarca insan bir anda öldürülüyor.
Dehşete düşürülmüş milyonlarca insan canını kurtarmak için ülkesini terk ediyor. Gittikleri yerlerde zayıf konumda oldukları için ezilip aşağılanıyorlar. Kadınları ve çocukları tecavüze ve istismara uğruyor. Basında sekiz aylık bir bebeğin tecavüze uğradığı haberleri çıkıyor. Başka bir haberde karı kocayı kaçırıp bir yere kapatan aşağılık insanlar kocasının gözü önünde kadına günlerce tecavüz ediyor. Avrupa’da daha güvenli yaşamak için sınırı geçmek isterken boğularak ölen 
Suriyeli göçmenlerin sayısı binleri buluyor. Denizde boğulup ölen göçmen çocuk cesetleri kıyılara vuruyor.
Suriyeli göçmenler Türkiye’de hatta Avrupa’da kölece çalıştırılıyorlar. Kitlesel göç Türkiye’de hem Avrupa’da işsizliği artırdığı İçin ücretlerin düşmesine ve çalışma koşullarının ağırlaşmasana yol açıyor. Yaşanan kitlesel göç Türkiye’de ve Avrupa’da çeteciliğe ve gericiliğe taze kan taşıyor. Çetecilik Avrupa’ya insan kaçırma sektörü olarak ve uyuşturucu ticareti olarak alabildiğine gelişiyor. Yeni yerleşilen yerlerde yaşanan uyum sorunu, göçmen gençlerin çeteciliğe eğilimlerini körüklüyor. Dinci gericiler, cinayetlerini Avrupa’ya da taşıyor. Bunu fırsat bilen Avrupalı kapitalist devletler terörizme karşı mücadele adı altında özgürlükleri kısıtlıyorlar.
Türkiye ve Avrupa’daki yerli halk, Suriye’de savaşı kendi hükümetleri çıkardığı halde, artan işsizliğin, çeteleşmenin, dinci saldırıların bütün sorumluluğunu göçmenlere yıkıyor ve onlara düşman oluyor. Göçmenler güçsüz grup oldukları İçin onların yaptıkları yanlışlar daha çok göze batıyor. Bir kişinin yaptığı hepsine birden malediliyor. ” Suriyeliler kadına laf attı”, “çocuğa tecavüz etti”, söylentisi bir kasabayı ayağa kaldırmaya yeriyor.
AKP hükümeti sayısı milyonları bulan göçmenlerin bir kısmını Alevilerin yoğun olduğu yerlere yerleştiriyor ki kendisine karşı çıkabilecek kitlesel potansiyeli etkisiz hale getirsin. AKP hükümeti göçmenleri Kürtlere karşı iç savaş gücü olarak da istismar etmeye çalışıyor.
Görüldüğü gibi Suriye’den göç genellikle insanlık dışı, gerici ve anti demokratik sonuçlara yol açtı. Suriyeli kadınlara çocuklara tecavüz olayları, o insanların fuhşa sürüklenmesi ve çeşitli yollardan istismar edilmesi insan ilişkilerini zehirledi. Ancak toplumda sadece istismar ve güvensizlik değil güven ilişkileri de gelişiyor. Ne mutlu ki Suriyelilerle dayanışma gösteren yardımsever ve dürüst insanlar da çok çıkıyor. Diğer yandan göçmen kitleyi gerici bir güruhtan ibaretmiş görmek yerine onları iyi ve kötü yönleriyle İNSAN görmek yaklaşımı da gelişiyor.
08.07.2017
Odak Dergisi
