Yanan AKP ve MHP’nin Değil Bizim Ciğerimiz

0
1718

Muğla’da yanan, Erdoğan’ın mı ciğeridir yoksa Türkiye halkının mı? Orman yakarak neye hizmet edilir?

Umut Gazetesi’nde yapılan bir açıklamaya göre PKK önderliğindeki güçler, Rojava’da buğday tarlalarının ateşe verildiği gerekçesiyle, iktidar yanlısı TV’lerin vericilerine saldırmışlar. “Ciğerlerimizi yakanların ciğerlerini yakacağız”, “Bu ateş sizi de yakar” diyerek Türkiye’nin en güzel beldelerinden biri olan Muğla’da 20 dönümlük ormanlık arazinin yakıldığı açıklanıyor.

Yayınlanan açıklamada “Faşizmin kirli propaganda araçları, zulmü meşrulaştıran TV kanalları hedefimizdir. Bu temelde tepede bulunan TV vericileri hedef alınmıştır. Yalanın merkezlerine seyirci kalmayacağız. Faşizmi meşrulaştıran TV kanallarını uyarıyoruz. Bu ateş sizi de yakar.” ifadelerine yer veriliyor.

20 dönümlük orman arazisi, 200 bin metrekare ediyor. Ortalama bir stadyum 7 bin metrekare ise yaklaşık 29 stadyum büyüklüğünde bir yer yakılmış. Bir daire 70 metrekare ise 2700 ev büyüklüğünde bir yer, ağaçlarıyla birlikte yakılmış gözüküyor.

Açıklamada şunlar yer alıyor: “Günlerdir başta Rojava’da, AKP yönetimindeki çeteler eliyle binlerce dönümlük buğday tarlaları ateşe verilmekte halklarımızın değerleri talan edilmektedir. Ciğerlerimiz yanıyor buna sessiz kalmayacağımızı ilan ediyoruz. Ciğerlerimizi yakanların ciğerlerini yakacağız. AKP-MHP Faşist blokunun zulüm kasaları turizmden beslenmektedir. Buradan elde ettikleri gelirle bölge halklarına zulüm uygulayan iktidarın gelir kaynaklarından olan turizm sektörü hedefimizdir.”

Rojava’da buğday tanelerini ateşe verenler hiç kuşku yok ki insanlık düşmanlarıdır. Anlaşılmaz olan yan ise, Kürt ulusal hareketinin bu insanlık dışı saldırıdan sorumlu tuttuğu faşistlerin metodundan hiç farklı olmayan bir metotla misilleme yapmaya kendisini haklı görüyor olmasıdır.

Türkiye egemenleri Yunanistan’ın ormanlarını yakıyor ve ürünlerine zarar veriyorken Yunanistan da aynısını yapıyor olsun. Türk insanı bundan nasıl etkilenir? Türk halkı böyle bir durumda kendi egemenlerini ikaz mı eder yoksa teşvik mi? Böylesi bir misilleme yarışında Türk ve Yunan taraflarından kaç insan sağlıklı düşünür?

Geçmiş dönemlerde Kürt ulusal hareketi yanlış bir misilleme mantığı ile şehirlerde bomba patlatarak ve sıradan halkı riske atan bazı eylemler yaparak Türkiye’deki gerici iktidarları zora sokacağını düşünürken, gericiler fırsatı hiç kaçırmadı ve o eylemleri abarttı ve ayrıca Kürt hareketinin yapmadığı eylemleri bile ona yıktı. Sıradan insanlar Kürt hareketini Türklerin ve Türkiye’nin varlığına kast etmiş düşmanlar olarak gördü. Faşizm milliyetçi kutuplaşmayı kontrollü bir şekilde kışkırtmak için Kürt hareketine yönelik alçakça saldırılara girişti. Faşizm bu saldırılar karşısında “Senin bağrında bomba patlatanın sen de bağrında bomba patlatacaksın, evini yakanların sen de…” gibi bazı ifadelerle yanlış eylemleri özendirmiş olan Öcalan’a “bebek katili” damgasını vurdu ve Türkleri buna inandırmakta zorluk çekmedi.

Kürt hareketi o süreçte Kürt halkı içindeki gücünün zayıflamaması ve hatta artmasına bakıp, hatasını anlayamadı; Türk halkının önemli bir kesiminin milliyetçiliğin ve faşizmin tarafına geçmesinin kabahatini ise Türkiye soluna yıktı. Türkiye solu yükselen milliyetçi kutuplaşma ortamında kendisini halka anlatamadığı için halktan daha çok tecrit olurken, Kürt hareketi ise Türkiye solunun bu haline acıyormuş gibi yaparak ve zaman zaman alay ederek seyretti. Hatta Kürt hareketi yanlış eylemlerden dolayı kendisini bir parça eleştiren Türkiye solunu sosyal şoven ilan etti ve bunu milliyetçiliğin etkisi altındaki Kürtlere benimsetmekte zorlanmadı. Türkiye oligarşisi de Kürtlere yapılan baskı ve saldırılara karşı çıkan Türkiye solunu Türk halkına “PKK taşeronu” vb diye belletti.

Kürt hareketinin dikkatli davranması gerekir. Kürt hareketi Rojova’da yaşananların benzeri alçakça saldırılar karşısında ilerici hareketlerinden esinlenebilir. Rojava’da yaşanan saldırıların benzeri on yıllarca Küba halkına da yapılmıştı. Küba yönetimi, yukarıdan zehir atmak dahil türlü sabotaj yöntemleriyle, tarım ürünlerini imha eden ABD yönetimine karşı ABD’nin ormanlarını yakmış mıydı acaba?

Türkiye egemenleri on yıllardır kendilerini meşru göstermek amacıyla ezilenlerin hatalarını kullandı. Ezilenler zulme karşı mücadelelerini, anlatıldığında insanların anlayacağı şekilde ve kesinlikle meşru araçlarla savunmalıdırlar. Orman yakarak ezenlerin değil ezilenlerin ciğerini yakarsın. Faşistlerin çiğerleri ise bayram edecektir.

Odak Dergisi

1 Temmuz 2019

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.