Haftanın Özeti: Direnenlerin kararlılığı sürüyor

0
675

Haftalık özetimize bu hafta 1 Mayıs tutsaklarının son durumu ile başlayacağız. 1 Mayıs’ta Saraçhane’de toplanıp Taksim’e yürümek isteyen kitleye polis saldırmıştı. Saldırıların ardından ev baskınlarında 76 kişi tutuklandı. Tutuklular için toplam 502 yıl hapis cezası isteniyor. İddianamede “polise mukavemet”, “kamu düzenini bozma” suçlamaları dikkat çekiyor. Devrimci tutsakların salınması için İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok ilde eylemler düzenlenmeye devam ediyor. Tutuklulardan Filistin İçin 1000 Genç platformundan olan 5 genç ve çeşitli kurumlardan 3 genç tahliye edildi. AKP iktidarı önümüzdeki dönemde baskıları artıracağının işaretlerini veriyor. İktidara karşı kararlıca direnen insanların sayısı da artacaktır, yaratılmak istenen korku iklimi artık eskisi gibi işlemiyor.

Geçtiğimiz haftalarda öğretmenler bir okulda okul müdürünün öldürülmesi olayının ardından ülkenin birçok kentinde sokaklara dökülmüştü. Eğitimde şiddete hayır, söylemiyle yapılan eylemler iktidara adım attırmıştı. Bunun devamında özel okul öğretmenleri taban maaş ve iş güvencesi hakları için bir yürüyüş düzenledi. Eğitimciler ayaktayken AKP iktidarı eğitimin üzerinde oynamaya devam ediyor. Millî Eğitim Bakanlığı’nın hiçbir duyuru olmadan hazırladığı tartışmalı müfredat taslağı Bakan Yusuf Tekin tarafından onaylandı. Eğitimi yıllarca adım adım dincileştirmeye çalışan hükümet, müfredatta yaptığı son değişiklik vasıtasıyla din dersi içeriklerini çeşitlendirmeyi ve artırmayı hedefliyor. Müfredatta temel alınan ve tüm derslere uygulanması düşünülen “dini” ve “milli” değerler aslında AKP iktidarının gerici ideolojisinden başka bir şey değildir, ayrıca ne “din” ile ne de “milli değerler” ile alakası vardır. Sol-sosyalist ve demokrat çevrelerden müfredata karşı tepkiler gelişti.

Türkiye’nin her tarafından CHP’nin çağrısı ile Ankara’ya gelen emekliler Tandoğan Meydanı’nda bir araya geldi. Emekliler “Mutfakta yangın var, bıçak kemiğe dayandı. Krizin bedelini biz ödemeyeceğiz” yazılı pankartlar ve dövizler taşıdı. Ülkemizde yaklaşık 16 milyon emekli bulunuyor. İktidarın son maaş zamlarından sonra emeklilerin geçinme durumları kötüleşmeye devam etti ve bunun sonucunda gelişen tepki bir ölçüde sandığa da yansıdı. Mitingde Özgür Özel’in vaatleri dikkat çekti. En düşük emekli aylığının hiçbir dönemde asgari ücretten az olamayacağını yasal düzenleme ile gündeme getireceklerini belirtti. İstanbul’da 6 haneden birinin sadece emekli maaşı ile geçindiği biliniyor. Konut fiyatlarının ve hayat pahalılığının gittikçe artığı günlerde emekliler maaşları yetmediği için iş kuyruklarında iş aramaktadır. CHP’nin emek alanındaki söylemlerinin ne kadar arkasında duracağı merak konusu.

Gezi Parkı Direnişi’nin üstünden 11 yıl geçti. Gezi Parkı’nın yok edilip yerine ideolojik bir amaç taşıyan Topçu Kışlası’nın yapılacağını Cumhurbaşkanı Erdoğan söylemişti. 27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinelerinin Gezi Parkı’na girmesi sonrasında yurttaşlar parkta eylem yapmaya başlamış ve bu eylemler zamanla büyükşehirler ve ülkenin her yerinde büyümüştü. Erdoğan’ın yapmış olduğu açıklamalarla ısrarcı tavırları eylemlerin şiddetlenmesine yol açmıştı. Polisin saldırıları sonucu göstericilerden ve çevreden geçen halktan 10 kişi yaşamını yitirdi ve binlerce gösterici ve yurttaş yaralandı. Gezi direnişinden çıkarılacak çok ders olduğunu düşünüyoruz. Yurttaşlar, demokratik kurumlar ve sol güçler Gezi Direnişi’nin yıl dönümü 31 Mayıs tarihinde Taksim Dayanışması’nın çağrısı ile birleşerek Gezi’yi hatırlatmaya çağırıyor.

İktidar birkaç yıldır gençlik festivallerini yasaklıyor. Gençlik ise direnmeye devam ediyor. Türlü bahaneler ile yasaklanmaya çalışan ODTÜ Bahar Şenliği bu sene de kampüste güvenlik açığı ve çevre kirliliği oluşturduğu bahanesiyle iptal edildi. Öğrenciler ODTÜ rektörlüğü önünde 11 gün süren nöbet eylemi gerçekleştirdi. Bu süreçte görüşme talepleri cevapsız kalınca öğrenci topluluk ve bileşenleri şenlik düzenlenmesi konusunda rol üstlendi. Geçmiş senelerde ODTÜ’lü öğrenciler mezuniyet törenini aynı şekilde sahiplenmiş ve kendi imkanları doğrultusunda şenliği düzenlemişlerdi. Bunun üzerine kampüsün dört bir yanında fakülte ve bölümlerden bir araya gelen öğrenciler ODTÜ şenliğini bütün baskı ve yasaklamalara karşı düzenlemeyi başardı. ODTÜ’de gördüğümüz bu birlikte hareket etme ve inisiyatif alma örneği oldukça değerlidir.

Türkiye’de işçiler, emekçiler de direnmeye devam ediyor. Özel Öğretmenler Sendikası’nın öğretmenlerin sefalet koşullarına karşı taban maaş talebiyle MEB önünde oturma eylemi yaptığını görüyoruz. Onların haklı talepleri mücadeleci güçler tarafından sahipleniliyor. Kocaeli’de bulunan Gürdesan fabrikası işçileri imzalanan TİS sonrasında iş bıraktı. Belediyelerde işçiler işten atılmaya devam ediyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde “tasarruf” gerekçesiyle 900 emekçinin işine son verildi. İzmir Menemen Belediyesi’nde ve İstanbul Şişli Belediyesi’nde işçiler işlerine dönmek için mücadele ediyor. Kamuda çalışan taşeron işçiler kadrolu ve güvenceli çalışma hakları için Kadıköy İskele Meydanı’nda oturma eylemi başlattı. Dev Yapı-İş Sendikası öncülüğünde inşaat işçilerinin Yapı Merkezi isimli şirkete karşı mücadelesi devam ediyor. Mücadeleci emek güçleri iktidarın halkı yağmalayan Orta Vadeli Planına karşı “Temmuz’da zam şart” kampanyası başlattı. Nakliyat-İş’in İstanbul Tüvtürk’teki eylemi, Gemlik Borusan Lojistik’te sendikalı oldukları için işten atılan emekçilerin direnişi, İzmir Kemalpaşa’da Lezita işçilerinin mücadelesi, Gebze’de bulunan Mersen fabrikası işçilerinin TİS hakları için çabası sürüyor.

Özetimize dünyadan gelişmelerle devam ediyoruz. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İsveç, Finlandiya gibi 24 NATO ülkesi Ukranya’nın Rusya’daki askeri hedefleri vurmasına yeşil ışık yaktı. Bu karar NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Bulgaristan’da yapılan NATO toplantısındaki talebi ardından alındı. Bilindiği gibi Batılılar 26 Eylül 2022’de Karadeniz’de Kuzey Akım (Nordstream) adlı Rusya-Almanya enerji hattını imha etmişti. NATO; Ukrayna’daki savaşı Rusya’yı yıpratarak Putin’i devirmek ve ardından yeni kurulacak idareyi kendi egemenliği altına alarak Çin’e saldırmak amaçlı kullanıyor. Batılı güçler verdikleri silahların kullanılması amacıyla Ukrayna’ya asker göndermiş durumda. Ukrayna’dan yapılan saldırılarla Rusya’nın nükleer savunma sisteminin onda ikisi şimdiden imha edilmiş durumda. Tırmanmakta olan savaşın nükleer savaşa dönüşmesinden ve yayılmasından çekiniliyor.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad Suriye Kürtleriyle sorunu barışçı yoldan çözmek istediklerini açıkladı. Suriye Kürt yönetimi, Rakka ve Deyrizor dahil kararlaştırdıkları 7 kanton ve 133 belediyede yerel seçimlere gidiyor. 30 Mayıs’ta yapılması kararlaştırılan seçimler 11 Haziran’a ertelendi. Türkiye hükümeti bu gelişmeden duyduğu rahatsızlığı ifade ederek askeri tatbikatlar yapıyor ve Suriye’ye askeri harekat yapacağı tehditlerini yoğunlaştırıyor. Suriye Kürt yönetimi işgalci ABD güçleriyle ittifak halinde olduğu için Erdoğan, Suriye’yi hala ABD ile birlikte mahvettiklerini düşünmeden, ABD’ye ateş püskürüyor.

Siyonist İsrail, soykırım yapmaya devam ediyor Yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı Refah’ı bombalayan İsrail, aralarında çocukların da bulunduğu onlarca insanı öldürdü. Filistin Devlet Başkanlığı bu saldırıyı “tüm sınırları aşan bir katliam” olarak yorumladı. İsrail tarafından işlenen soykırım suçlarının derhal durdurulması için çağrıda bulundu. Refah saldırısı sonrası Fransa Cumhurbaşkanı Macron sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Refah’ta çok sayıda yerinden edilmiş kişinin ölümüne neden olan İsrail saldırılarına öfkeliyiz” diyerek ateşkes çağrısı yaptı. Filistin’e destek eylemleri Avrupa’nın her yerinde gençliğin öncülüğünde yaylıyor.

Avrupa ve Amerika’da üniversitelerden büyüyen eylemlerde birçok akademisyen ve öğrenci gözaltına alınmıştı. Ülkemizde ise CHP İstanbul İl Başkanlığı, İsrail’in uyguladığı soykırım saldırısına karşı İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde eylem düzenledi. Aylarca eylem içinde bulunmayan CHP’nin bu tarz bir eyleme girişmesi dikkat çekiyor. Eylemlerde İsrail ile ticari anlaşmaları kesmeyen AKP İktidarına bir söz söylenmemesi ise düşündürücü.

Filistin ile dayanışma eylemlerinin kararlılıkla devam etmesi belirli kazanımlar elde edilmesini sağladı. İspanya, Norveç ve İrlanda’nın ardından Slovenya da Filistin Devleti’ni resmen tanıma kararı aldı. Başbakan Robert Golob, yaptığı açıklamada, Filistin’i uluslararası hukuka ve ilgili makamşların kararlarına uygun şekilde 1967 sınırlarıyla, bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanımaya karar verdiklerini söyledi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de tam bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin yeniden inşasına yardımcı olacaklarını, Filistin’in Birleşmiş Milletler’e tam üye olarak katılmasını destekleyeceklerini ifade etti. Çin ayrıca Filistin’e daha önceki 17 milyon dolara ilaveten 68 milyon dolar karşılıksız yardım yapacak, BM’nin Filistinli göçmenleri kurtarma ve iyileştirme çalışmaları yapan kurumuna da 3 milyon dolar bağışlayacak.

Dünyada savaş tehlikesi artarken hükümet Irak ve Suriye’de Kürtlere karşı askeri harekat yapacağı doğrultusunda mesajlar vermeyi sürdürüyor. Emperyalistler, Filistin özelinde saldırılarını artırmalarına rağmen dünyanın her tarafından vicdanlı, onurlu insanlar Filistin direnişinin haklı mücadelesine sahip çıkmayı sürdürüyor. Direnişler İsrail’in saldırılarını şimdilik durdurmaya yetmese de halklarda anti emperyalist ve anti Siyonist duyguları geliştiriyor. Filistin mücadelesi meşrulaşıyor, İsrail’e ve onun ardındaki en büyük güç olan ABD’ye karşı öfke büyüyor. Ülkemizin gençliğinde de karşılık bulan bu direniş havası, mücadeleden yana umudu büyütme potansiyeli taşıyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.