Adana Kadın Platformu: Fikriye ve tüm kadınlar için adalet istiyoruz!

0
516

İstanbul Sözleşmesi uygulanmadığı için Adana’da Kadın Platformu günü adliyede geçirdi. Aşağıda kadın platformunun bu konuda mücadeleye, dayanışmaya ve İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya çağıran açıklamasını yayınlıyoruz. Odak

“Bugün üç kadın arkadaş İçin adliyedeydik…

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSAYDI KADINLAR YARGILANMAZDI. FİKRİYE VE TÜM KADINLAR İÇİN ADALET İSTİYORUZ!

Adana Kadın Platformu olarak istismar, taciz, kadına yönelik şiddet gibi olaylarda, kız kardeşlerimizle birlikte adalet arayışımızı dava takibi yaparak da sürdürmekteyiz. Bugün üç dosya için Adana Adliyesindeyiz.

İlki davamız kız kardeşini istismar eden zanlıya hakaret etmek suçundan hakkında dava açılan bir genç kadının dosyası idi. Sabah saatlerinde görülen duruşma.

İkinci davamız çalıştığı okulda, okul müdürünün tacizlerine sessiz kalmadığı, boyun eğmediği için önce sürgün edilen, sonra da yine aynı kişi tarafından tehdit ve hakaret suçlamaları ile şikayet edilip hakkında dava açılan bir Eğitim Sen üyesi arkadaşımızın davası. Bu dava birazdan görülerek karara bağlanacak. Bu yargılama sonucunda nasıl bir karara varılacağını hep birlikte göreceğiz. Umuyoruz ki adalet tacize sessiz kalma-yan arkadaşımızdan yana tecelli etsin.

Üçüncü davamız ise yıllardır şiddet gördüğü eşini öldürmekle suçlanan Fikriye Özbek dosyası. Fikriye 2 Eylül tarihinden beri tutuklu olarak yargılanıyor. Bugün Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinde Fikriye hakkında bir karara varılacak.

Cumhuriyet Savcısı mütalaasında Fikriye’nin kasten eşi öldürmek suçundan cezalandırılmasını ve cezaya haksız tahrik indirimi uygulanmasını istedi.

Haksız tahrik indirimlerini kadın cinayeti dosyalarından iyi biliyoruz. Kot pantolon giyip bir alışveriş merkezine gitmek ya da bir erkeğe saat sormak haksız tahrik indirimi sebebi olabilir mi? Türkiye’de olabiliyor. Örneğin Sevgi Aguş’un, kot pantolon giyerek alışveriş merkezine gittiği ve başka bir erkeğe “cilveli şekilde” saati sorduğu iddia edilmiş, bunun üzerine katili Fatih Aguş’un cezasından haksız tahrik indirimi yapılmıştı. Ya da Adana’da Pınar Can’ı öldüren katile, Pınar beyaz tayt giydi diye haksız tahrik indirimi uygulanmıştı.

Hakkında haksız tahrik uygulanması talep edilen Fikriye’nin yaşadıklarına haksız tahrik demek adaletsizlik değildir de nedir? Fikriye, kollarındaki derin yanık izlerini yaşadığı sigara söndürme işkencesinin delili olarak vücudunda taşıyor. Fikriye’nin öldürmekle suçlandığı Hakan Özbek’in telefonun hafızasından; Hakan Özbek’in silahlarla, tüfeklerle, bıçaklarla boy boy fotoğrafları, Fikriye’nin dövülmüş halde resimleri, yerlerdeki kan izleri, uyuşturucu madde üretiminde kullanan bitkilerin görüntüleri, Hakan Özbek’in çocuklarının ellerine bıçak vererek dans ettirdiği videolar çıktı. Telefondan çıkan fotoğraf ve videolar Hakan Özbek’in nasıl şiddet eğilimli bir kişi olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Hakan Özbek’in 23 adet suç kaydı olduğunu da biliyoruz.

Fikriye Özbek, Hakan Özbek’ten korktuğu için hiç şikayetçi olamamış, şiddeti belgeleyememiş. Ancak bir kez 183 şiddet hattını arayıp ihbarda bulunmuş. Bu ihbar neticesinde polisler eve geldiğinde Hakan Özbek’in farkına varıp kendisini tehdit etmesi yüzünden yine şikayetçi olamamış. Görevliler de bir şey yapmadan gitmişler. Halbuki gelen görevliler şikayet olmasa da Fikriye ve çocuklarını alıp güvenli bir yere götürmüş olsalardı, Fikriye yaşadıklarını anlatabilir, şiddetten kurtulmak için adım atabilirdi. Yani 183 ihbar hattı görevlileri, İstanbul Sözleşmesini uygulasalardı, Fikriye kendisine şiddet uygulayan kocasından kurtulabilir, bugün cinayetle yargılanıyor ve hapiste yatıyor olmazdı.

Aslında bugün yargılanan tüm kız kardeşlerimiz İstanbul Sözleşmesi gereği gibi uygulanmadığı için yargı önündeler. Yargı tacizcilerin, istismarcıların cezalarını ivedilikle vermiş olsaydı kadınlar bu davaların sanıkları olmayacaklardı. İşte bizler tam da bu nedenlerle İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz.

Kadınların eşitliğe dayalı şiddetsiz bir toplum arzusunu yansıtan sözleşmenin bir gecede Tek Adamın kararıyla feshedilmesini kabul etmiyoruz.

İstanbul Sözleşmesini savunma mücadelemizi alanlarda, sokaklarda, meydanlarda sürdüreceğiz. Sözleşmeyi nasıl kazandıysak öyle savunacağız. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, erkek adalet değil, gerçek adaletin uygulandığı, demokratik bir hukuk devletinde eşit, özgür ve şiddetten uzak bir yaşam sürmek isteyen tüm kadınları dayanışmaya, mücadeleye, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya çağırıyoruz!

ADANA KADIN PLATFORMU”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.