Din istismarcıları iyice birbirlerine girdiler. Bu çatışmada dinci düzenin pislikleri açığa çıkıyor. Ancak olanlar emperyalistlerin kontrolünde gelişiyor. Halkın kendi alternatifini yaratması gerekiyor.
AKP, emperyalistlerin Suriye’de başarısızlığa uğramasıyla birlikte ABD’nin bölge planlarındaki önemini kaybetti ve hızla geriliyor. Hükümeti sarsan Gezi direnişi bu süreçte ortaya çıktı. AKP Gezi direnişiyle kendisini ortaya koyan halk muhalefeti karşısında ayakta kalmak için din sömürüsüne ağırlık verdi. Kürt ulusal hareketini pasifleştirip bekleyişe sokmuş olduğu için karşısında alternatif direniş odağı oluşmasını polisiye tedbirler ve din-ahlak sömürüsü yoluyla engelleyebiliyordu.
AKP tam da Kürt meselesini çözme adı altında dinci baskı rejimini kurumlaştırmaya ağırlık vermişken Cemaatle çok sert kapışma patlak verdi. Erdoğan Gezi direnişi karşısında “Milyonları evde zor tutuyoruz”, diyordu. Cemaatin yargı ve polisteki gücünü kullanarak yaptığı operasyonlar sonucu bakanların ve AKP ileri gelenlerinin yatak odalarından ve ayakkabı kutularından milyonlarca rüşvet paraları saçılınca “evde zor tutulan milyonlar” sözü bambaşka anlam edinmiş oldu.
Gülenciler hükümete sadece yolsuzlukları açığa çıkararak saldırmadılar. Daha önce her zamanki taktiklerini kullanmışlardı. O taktik biliniyor: Seks videoları ve benzeri ahlak infazları. Fakat ahlak infazlarının bu sefer alıcısının çıkmayışı çok ilginçtir. Zamanında CHP, MHP ve Ergenekonculara karşı çok alıcısı çıkan ahlak infazlarına, hedef AKP olunca alıcı kalmamıştı.
Diğer yandan ise bu olaylar AKP’nin temel malzemesi olan din ve ahlak istismarı olanağına büyük darbe vurmuş oldu. Bundan sonra din ve ahlak istismarı yapmak zorlaşıyor. Anlaşıldı ki bir yerde ne kadar din ve ahlak istismarı varsa o kadar pislik oluşur.
Cemaatin ilk önemli saldırıyı ise Kürt ulusal hareketiyle AKP’nin arasını bozmak için yapmış olduğu görülüyor. 6 Aralık günü Yüksekova’da gerillaların mezarlarının imha edildiği haberleri çıkmıştı. Protesto gösterilerine polis ateş açtı ve iki gösterici yaşamını kaybetti. Hükümet uzun namlulu silahlarla polise ateş açılmış olduğunu iddia etti. Olaylar Diyarbakır ve İstanbul’a sıçradı. Birilerinin iki tarafı birden kışkırtmış olması ihtimali çok belirgin. Zaten hükümet tarafı da PKK tarafı da Cemaatten kuşkulanmış görünüyorlardı. Tutuklu milletvekillerinden Mustafa Balbay’ın birdenbire Anayasa Mahkemesi tarafından serbest bırakılırken KCK’li tutukluların serbest bırakılmamaları da AKP’yi PKK ile karşı karşıya getirmek için bir tezgaha benziyor.
AKP uğradığı saldırılara yargıda ve polis teşkilatında tasfiyelerle cevap verdi. Ancak bu tasfiyelerin sınırlı olduğu biliniyor. Çünkü Cemaat devlet içinde MİT’in , hükümet ve başbakanlık istihbaratının gözüne çarpmadan böyle kapsamlı bir operasyona gidebilecek denli yerleşmiş durumda. AKP ayrıca hükümetin yolsuzluklarını açığa çıkarmayı imkansızlaştıran yeni idari tedbirler aldı. Zaten çok hızlı tedbirler almış olmasaydı çok sayıda yerden birden yolsuzlukların arka arkaya patlatılacağını biliyordu. Ama bunların aldığı derin yaraya ne kadar derman olacağı kuşkuludur.
Hükümet kendisine karşı yapılan operasyonunun arkasında dış güçlerin olduğunu iddia ediyor. Haklıdırlar. ABD ile İsrail onları İran’la ticaret konusunda uyarmıştı. Erdoğan’ı bir hükümet darbesiyle iş başına getiren Batı, onu kullanacağı kadar kullandı. ABD ve Batı için Erdoğan artık eskisi gibi ihtiyaç değil. Güçlenmesini niye istesinler?
Hükümet de zaten mesajı aldı ve operasyonun hemen ardından İsrail ile ilişkilerini düzeltme yoluna girdi. Erdoğan’ın ABD elçisine karşı sarf edilmiş sert sözleri ABD’ye tavizlerin izlemesi beklenir. Çünkü geçmişte yapmış olduğu “Bu adamı deliğe süpürmeyin, kullanın” dedirtecektir.
Gözaltına alınanlar arasında ünlü çevre düşmanı müteahhit Ali Ağaoğlu da vardı. Bu hem demokratik muhalefete şirin görünmeye hem de hem de kapitalistlere “AKP sandığınız kadar güçlü değil” mesajı vermeye uygun düşüyor,
AKP darbe üzerine darbe alırken CHP’ye bir haller oluyor. Kılıçdaroğlu Amerika’ya görücüye çıkıyor. CHP içinde Cemaat irtibatlı Sarıgül rüzgarları esiyor. Yolsuzluk operasyonunu ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu ABD Elçisinin bir çağrısıyla utanç verici bir tutumla Büyükelçiliğe, huzura koşuyor. CHP yerel seçimler öncesi listesine özellikle Cemaat bağlantılı isimleri almaya çalışıyor. Halkın örgütsüz ve alternatifsiz olmasına güveniyorlar. Diğer yandan ABD’ye ve Cemaate yaranma çabaları CHP içinde de tepki yaratıyor.
Son operasyon elbette ki dış güçlerle irtibatı bir komplodur. Amaç yolsuzlukların üzerine gitmek değil, Türkiye’ye yeni bir düzen vermektir. Halk eğer pasif kalırsa ABD’nin, Cemaatle AKP’yi birbiriyle çatıştırarak ve CHP’yi kullanarak, gücünü pekiştirmesini seyredecektir. Önümüzdeki dönemde Cemaat, CHP ile Kürt ulusal hareketini daha çok karşı karşıya getirmeye çalışacaktır.
Bu operasyon diğer yandan halkta büyük bir tepki yarattı. AKP’nin din ve ahlak adına ne pislikler yaptığı görüldü. AKP de buna cevap olarak Cemaatin pisliklerini açıklayabilir. O zaman halk muhalefeti için daha iyi olanaklar ortaya çıkacaktır.
Fakat eğer bu süreçte egemen güçlerden bağımsız ve güçlü bir halk hareketi oluşmazsa her şey boşa gider.
Biz Türkiye soluna büyük iş düşüyor. Emekçi muhalefeti temelinde Aleviler, Kürtler ve CHP tabanındaki ilerici güçlerin birliğini sağlayabilecek tek güç Türkiye soludur. Pisliği işte bu zemine dayanan bir halk hareketi temizleyebilir.
Odak/ 22 Aralık 2013
Fuhus cetesi , satir cetesi , kara para cetesi , organ cetesi , afyon ve eroin cetesi , kan cetesi , silah cetesi , insan cetesi , savas cetesi , menfaat cetesi , hirsiz cetesi , ihale cetesi , hortumcu cetesi , hukuk cetesi , para cetesi , kanun cetesi , yasa cetesi , siyasi cetesi , spor cetesi , sanat cetesi , sendika cetesi , halk cetesi , devlet cetesi , (!) …
Bu dunya ve bu yeryuzu uzerindeki , Turkiye’nin de icinde oldugu ve aktif olarak tarafini ve saffini yer aldigi ( ayni , bir , pay ve ortak olan gercek bir duzenegin ! ) ( hem kursel , hem bolgesel ve hem ulusal ! ) , fakat hepsi birlikte ve bereberce , Makro Ve Mikro Derinlikteki , Paraleldeki Ve Duzeydeki , Kurulan Gercek Bir Sistemin ( ” Iblisler Cetesidirler ” ! )
Sahin Kanbur – 30 Aralik 2013
**!**
Turkiye”de gercek bir egemlik ve hakimiyet icin rekabet kavgasi var … Bu rekabet kavgasinin ic celiskisi sinifsal degildir … Ayni sinifsal blok ici catismalaridir Turkiye icindeki ve disindaki bu butun olup – biten her seyin – seylerin hepsinin de anlami , tanimi ve degeri budur ve bu kadardir .. Bunlar ne buranin butun kadim halklarinin , ne de buranin butun ezilen proleterya siniflarinin hak davasini icermemektedir … Mesela gercekten de gercek bir hak , adalet , esitlik , bagimsizlik , demokrasi ve ozgurluk temel ic dinamiklerini tasimamaktadir … Bu mesele bu degil , degildir de … Tam da bunun aksine buranin , yani Turkiyenin durdugu ve yururdugu yerini ve konumunu degil de , yonunu pekistirmek ve guclendirmek icin ortaya konan ulusal , bolgesel ve kuresel bir neo kapitalist – emperyalist , liberal – demokrat – modernite maskeli , bu ‘ tarikat ‘ ve ‘ asiret ‘ iblislerinin , kendi aralarindaki bu gercek yalan uzerinden gerceklestirdikleri , talanlarin , yagmalarin , ganimetlerin , fetihlerin , hortumlarin , kacakciliklarin , yolsuzluklarin , hirsizliklarin , ugursuzluklarin , arsizliklarin ve soygunlarin pay ve bolusum didismesidir bunlarin hepsi de … Bu cakallarin , bu yavsaklarin , bu kuzgunlarin , bu les kargalarinin , top yekun bir butun olarak bu asalaklar cetesinin , burada ve bu bolgede kontrolsuz bir gercek guc olarak , buyuyen ve sisen bu bagirsak safralarinin , surekli yemekten zehirlernerek , bu salyalarinin ve pisliklerinin patlamasidir bu gercek … Ofke caresizliktir … Kontrolsuz guc kendini bitirir … Bu bilimsel ve karsi konulmaz – konulamaz bir diyalektiktir …Ancak kuresel capta bu yaris beygirlerinin , kamcisisi , seyisi ve sahibi olanlar , uzerinde durduklari ve yurudukleri bu tarihsel tasima arabayi kontrollu , frenli ve gazli kullanirken de , gelismis ve profesyonel kullanici soforlerdir … Bu anlamda , tanimda ve degerde , bu araba kolay – kolay bir yere carpmaz ve gercek bir kaza yapmaz … Onlarin , yani bu sahip efendilerin tarihsel gercek hegomanyasinin gercek fillerinin ve bu fillerin sirtindan asalakca besledigi , bu ” gotten dogma – kic killarinin ” , kendi aralarinda ve kendi iclerinde dogrudan yarattiklari , karar , irade , ayricalik ve ustunluk provakasyonlaridir bunlarin hepsi de … Bu ulkenin ve bu vatanin gercek ve samimi sol ve sosyalist insanlari , bu suni davanin ne bir aidiyeti , ne bir tarafi , ne bir kimligi , ne bir kisiligi ve ne de bir kulturu degiller , olmayacaklar da … Bu isin icerisine boyle bodoslama , sorgusuz , sualsiz , elestrisiz dalmak , ve bundan da , kendi hesabina her hangi bir sey ummak , onun – bunun , o gucun – bu gucun , ” ayak takimi ” ya da ” marjinal cephe kuvvetleri ” olmak , hem gercek bir stratejik aymazliktir bu , hem de bu yurdun butun ezilenlerine karsi da gercek bir ihanettir ve hiyanettir bu hareket … Hak , adalet , baris , esitlik , kardeslik , hukuk , bagimsizlik , demokrasi ve ozgurluk kavramlari , boylesi bir cakma davanin icinde , bu fillerin kendi cikarlari dogrultusunda istismar edilerek , kullanildigi , ici bos ve kof olan , bilincli bir stratejik algi cepaneligi olarak kendi gercek hedeflerini vurmak ve bertaraf etmek icin , birer silah ve kursun gibi atilmislardir …
GERCEK KURTULUS ALTERNATİF VE DEMOKRATİK BİR HALK HAREKETİYLE OLUR YA DA GELİR …
BU PİSLİGİ GERCEKTEN DE EZİLEN , SOMURULEN VE ZULM EDİLEN PROLETER VE SİNİFSAL BİR HALK HAREKETİ ANCAK TEMİZLER , TEMİZLEYEBİLİR DE …
Sahin kanbur – 30 30Aralik 2013