Cezaevinde gördüğü zulüm ve işkenceden dolayı kendini yakan Çetin Dalga’nın Ağabeyleri İHD’de basın açıklamasıyla olayı duyurdular:
İnebolu cezaevindeyken gördüğü işkenceden dolayı 15 günlük açlık grevine giren Çetin Dalga, açlık grevinden sonra baskı ve zulüm görmeye devam etti. Çetin Dalga’yı daha sonra Amasya Cezaevine sevk ederler, yolda götürürken fiziksel vb. işkencelere maruz kalmaya devam eder. Gönderdiği mektuplarda da yazdıkları karalansa da yaşadıklarını ailesine anlatmaya çalışır. Bir keresinde merdiven boşluğuna kafa üstü atmaya çalışılmış, zincirlerden tutunarak hayatta kalmayı başarmıştır. Bir süre sonra aile ile telefon görüşmeleri ve görüşleri kesilmiş. Bir mektubunda 3 aydan beri hücrede tutulduğunu belirterek, işkencelerin, hakaretlerin, tacizlerin devam ettiğini söylüyor, diyen Ağabey Dalga, Adalet Bakanlığına, cezaevi yönetimine yazılı açıklama göndermiş olmasına rağmen bir yanıt alamadıklarını söylediler. Çetin Dalga bir süre sonra hastalanıyor, tedavi için götürülmüyor. İşkencelere daha fazla dayanamayarak, yatakla birlikte kendini yaktığının haberi geliyor. Ağabeyleri, kendi ihtiyaçlarını, karşılayamayacak derecede yanıklarının olduğunu belirttiler.
***
İHD Cezaevi Komisyonu Sorumlusu Mihriban Karakaya’ya ulaşan cezaevindeki kadınların, yaşadıkları zulümlerden bazıları:
* Şikayet ile ilgili isimleri verildiği takdirde Kapalı cezaevine Sürgün gideceklerini ve bu yönde sürekli tehdit aldıklarını söylediler.
*Cezaevi koşulları hakkında şikayetçi olan *** son olarak hakkında tutanak tutularak kapalı cezaevin sürgün edildiğini ekledi.
*Bandırma Cezaevi’nde dövülen ve bunu şikayet konusu eden bir kadın mahpus tehdit ile şikayetini geri aldığını beyan etmiştir.
*Genel olarak iklimin çok soğuk olduğunu, dışarıda bu soğukta sabah 7 den itibaren çalıştırıldıklarını,donduklarını,
*Cezaevinde hiç bir eldiven vb. verilmeden lağım temizlediklerini,
*Dikiş dikildiğini ve kolileri tırlara kadın mahpusların yükleyip taşıdıklarını, ağır yük taşıtıldığını,
*Çalışmaması gereken sağlık raporu olan hatta sakat raporu olan kişilerin de gecelere kadar ayakta , soğukta ya da
temizlikte çalıştırıldığını, % 40 özürlü raporu olan ve bunu bakanlığa yazan ***da aynı şekılde çalıştırıldığını,
*Akşam 17:30 da bitmesi gereken çalışma saatlerinin bazen gece birlere kadar devam ettiğini,
*Baskı ve hakaret gördüklerini, kadın infaz koruma görevlilerinin de kendilerine çok hakaret ettiğini,
*Sağlık ve psikolojik sorun yaşayan kişiler bulunduğunu, bu şartlar nedeniyle psikolojik olarak ağır yıprandığını ve depresyon ilaçları aldıklarını, intihar etme gibi bir çoğunda meyil olduğunu,
*Adalet Bakanlığı’na şikayetçi olduklarında “kurum müdürlüğü insiyatifi geçerlidir” şeklinde olumsuz yanıt verildiğini,
*Kurum içinde ise ağır hakaret ve baskı, sürgün, tehditi nedeniyle şikayetçi olamadıklarını,
*Çamaşır serme yeri sorunu ve kalabalıklığı nedeniyle kendilerine “iç çamaşırlarınızı haftada bir yıkayın” denildiğini, bununda sağlık sorunu teşkil ettiğini,
*Yıkanma sürelerinin 10 dakika olduğunu ve asker gibi ayakta yıkanabildiklerini,
*Cezaevinde kaloriferlerin çalışmadığını,
*Aile görüşlerinin 1 saat olduğunu, başlarında iki gardiyan beklediğini ve sürekli kendilerine ve yakınlarına bağırıldığını, “yakın durmayın” “sarılmayın” vb. baskı ile görüşten bir şey anlamadıklarını, uzaktan zar zor gelen çocuklarına bile doğru düzgün sarılamadıklarını, belirtmişlerdir.
*60 yaşında olan ve sağlık sorunları olan *** ise “bir tek zincirimiz eksik burada” demiştir.
