Rusya’nın Ukrayna’ya askeri harekatı sonrasında Ukrayna Ordusu’na katıldığını duyuran ve medya kuruluşları tarafından parlatılan Sabri Özdoğan hakkında dolandırıcılık iddiaları ortaya atıldı.
Ukrayna’ya yönelik gerçekleştirilen askeri harekat sonrasında Ukrayna Ordusu’na katıldığını duyuran; 10 yıldır Ukrayna’da yaşadığını ve Elazığlı iş adamı olduğunu söyleyen Sabri Özdoğan hakkında dolandırıcılık suçlamaları ortaya çıktı.
Sabri Özdoğan, CNN Türk yayınına katılarak Ukrayna ordusu için savaşmaya başladığını duyurmuş, “Elazığlı Sabri Özdoğan Ukrayna için savaşta! İşte hikâyesi” başlığıyla haberlere konu olmuştu.
Çıkan haberler sonrasında bazı vatandaşlar Sabri Özdoğan isimli bu kişiyi tanıdıklarını ve kendisi tarafından dolandırıldıklarını belirtti.
Duvar’dan Serkan Alan‘ın haberine göre, Özdoğan tarafından dolandırıldığını iddia edenlerden biri Ankara’da yaşayan Y.D. oldu. 2016 yılında Özdoğan tarafından 130 bin TL tutarında dolandırıldığını söyleyen Y.D. bu süreçte savcılığa giderek suç duyurusunda bulundu. Bir süre sonra savcılık delil yetersizliği gerekçesiyle Özdoğan hakkında “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verdi.
Özdoğan’ın 2016 yılında, “Yurt dışında ortaklarım var. Onlardan ayrıldım. Orada belli bir param var. Türkiye’ye getirmem, hesap açmam lazım ama hesap açamıyorum” dediğini ve kendilerinden para aldığını iddia eden Y.D. yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı:
“Biz bu adama aldandık, para aradık. Bir miktar bulduk. ‘Yetmez’ dedi. ‘Biraz daha bulun’ dedi, bulduk. ‘Yine yetmez’ dedi ve bankalardan kredi çekmeye başladık. Borç bayağı yükseldi. Elektronik eşyalar aldık. Beşe aldıysak 4 bine sattık, parayı verdik. Bunların karşılığında da ‘Yurt dışından param gelince, misal 100 lira verdiysek, 200 lira vereceğim size’ dedi. Öyle bir seçeneğe karşılık aldandık. Toplamda 2016 yılında 130 bin liraya yakın param gitti.”
“Seni dolandıran adam televizyona çıkmış konuşuyor”
Suç duyurusundan sonuç alamadığını, sonrasında da olayın peşinden gitmediğini ifade eden Y.D, kredilerin bir kısmını o dönemki eşinin üzerinden çektiğini, bu yaşananlardan dolayı eşinin kendisini terk ettiğini ve boşandıklarını söyledi. Yüzlerce kişinin Özdoğan ve onun birlikte çalıştığı kişilerce dolandırıldığını iddia eden Y.D, Özdoğan’ı televizyonda görme sürecine dair ise şunları söyledi:
“Benim bu hale düştüğümü bilen bir arkadaş, ‘Bak seni dolandıran adam televizyona çıkmış konuşuyor’ diye aradı. Açtım izledim. Pişkin pişkin konuşuyor. Zannedersin ki Ukrayna’nın devlet başkanının yardımcısı. Olan bize oldu. O adam şimdi aklı sıra gidiyor buradaki günahlarını Ukrayna’daki savaşta mı sevaba mı döndürmeye çalışıyor ben onu merak ediyorum. Bir şey diyemiyorum.”
“Mağdur çok insan var. Benim bildiğim en az 10 kişi”
Sabri Özdoğan tarafından dolandırıldığını iddia eden bir diğer kişi olan K.G, ailesinin bilmemesi nedeniyle suç duyurusunda bulunmadığını söyledi. Ankara’da yaşayan K.G, bir arkadaşı aracılığıyla Sabri Özdoğan’la tanıştığını, Özdoğan’ın “varlık barışı” sürecinde yurt dışından getirdiği paralar olduğunu ve kendilerinin de bu paralardan pay almak için Özdoğan’a nakit desteği sağladıklarını ifade ederek yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Benimle ortak bir arkadaş aracılığıyla iletişim kurdular. ‘Kredi çekmemiz lazım güvencen benim’ dedi. Bir iki kredi çektik. Ha bugün ha yarın derken 10 sene geçti. Hayatımda yapmadığım büyük bir hata yaptım. Elimiz kolumuz bağlandı. Bizi bağladı. Anladığım kadarıyla yurt dışından Türkiye’ye para getiriyorlardı. Bu süreçte de paraya ihtiyaçları oluyordu. Bunlar parayı Türkiye’ye getirmişler. Aldıkları parayı almışlar ama bizi gören olmadı. Elimiz ayağımız bağlandı.”
Sabri Özdoğan için çektiği krediler nedeniyle bankalar tarafından arsasına el konulduğunu, kendisi gibi mağdur olan çok sayıda kişi olduğunu belirten K.G. sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mağdur çok insan var. Benim bildiğim en az on kişi. Yuvasından olanlar var. Dolandırılan bir kişi kanser oldu, öldü. Ben Allah’a havale ettim. Takip ediyorum ama ne kadar takip edebiliyorum belli değil. Ben çocuklarıma bile söyleyemedim. Çocuklarıma söylesem benim de yuvam yıkılacaktı. Çocuklarımı atlatıp duruyorum. Yuvamın yıkılmasından korkuyorum.”
