(GENÇLİKLE SÖYLEŞİ) Öğrenci Faaliyeti: “Tüm sol güçlerin kolektif mücadelesini esas almalı ve mücadeleyi ortaklaştırmaktan yana olmalıyız”

1
218

19 Mart’ta İBB Başkanı İmamoğlu ve beraberindeki 100’ü aşkın kişinin gözaltına alınması ve ardından gelişen tutuklamalar toplumda AKP karşıtı öfkenin sokağa taşmasına sebep oldu. Gösterilerde gençliğin oynadığı öncü rol gözlerden kaçmıyor. Tepkiler yalnızca İmamoğlu’na ya da CHP’ye verilen destekten ibaret değil; çok daha geniş bir siyasal ve toplumsal yelpazeyi kapsıyor.

Odak Dergisi, bu süreçte gençliğin mücadeleki rolünü daha iyi kavrayabilmek ve ortak bir eleştirel düşünce geliştirebilmek amacıyla gençlik örgütlerine, üniversite öğrencilerine ve sokakta mücadele veren çeşitli gençlere sorular yöneltiyor. Aşağıda, sorularımıza cevap veren Öğrenci Faaliyeti’nden arkadaşlarımızın cevaplarını yayınlıyoruz. İyi okumalar dileriz…

ODAK: Son yıllarda Z Kuşağı üzerine sıkça konuşuldu; bireyci, apolitik, umursamaz ve boyun eğen bir gençlik profili çizildi. Ancak 19 Mart sonrası on binlerce genç, tüm bu tanımları boşa çıkarırcasına sokaklara çıktı. Bu çelişki bize ne söylüyor? Gençliği bu kalıpların ötesinde nasıl tahlil edebiliriz?

Öğrenci Faaliyeti: 19 Mart Eylemleri öncesinde de öğrenci-gençlik yaşamında politika ile karşı karşıya kalıyordu. Ancak bu, eylemler öncesi bireyci, apolitik bir halin hakim olduğu gerçeğini değiştirmiyor elbette. 19 Mart Eylemleri ile beraber gerek üniversitelerde gerek kent meydanlarında halkın ifade ettiği bir kırılmanın yaşandığıdır. Bu kırılma; Saray Faşizminin de meşruiyetini sağladığı mevcut rejime olan bağlılığın ortadan kalkması ile ilgilidir. Olası cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun diploma iptali ile beraber sandık temelli demokrasiye olan kitle inancı sarsılmış oldu. Kitleler kurtuluş sandıktan değil, sokaktan geçer sloganını benimsedi, sahiplendi. Öğrenci-gençliğin sokaklardaki eylemlilikleri politiktir ancak bu eylemliliklerin belli bir politik çizgiden oluşmadığını, sokakta mücadele arayışında bulunan, siyasal iktidara karşı olarak kendini tanımlayan pek çok gruba sahne olduğunu vurgulamak gerekir. 

ODAK: Sokağa çıkan gençlerin herhangi bir kişi için değil esas olarak kendi gelecekleri, özgürlükleri ve yaşam hakları için mücadele ettikleri biliniyor. Sizce bu gençlerin temel talepleri nelerdir? Yaşadığımız coğrafyada gençlerin temel problemleri nedir?

Öğrenci Faaliyeti: Bugün Türkiye’de üniversite gençliğinin temel sorunlarının başında geleceksizlik geliyor. Geleceksizlik sorunu temelinde ise gençliğin sorunlarını genişletmek mümkün. Güvencesiz yurtlarımız, niteliksiz yemekhanelerimiz, nitelikli ders materyallerine erişememe hali, geleceğimizin öngörülemez oluşu ve daha bir sürü sorun… Son dönemki öğrenci-gençlik eylemlerinde de bu sorunların yansımaları görülüyor. Öğrencilerin “Geçinemiyoruz, Barınamıyoruz…” eylemleri de bu noktayı vurguluyor. 2017’den bugüne biz de Öğrenci Faaliyeti olarak öğrenci-gençliğin mücadelesinde taş üstüne taş koymaya çalışıyor, “Geleceğimiz Yoksa Korkumuz da Yok!” diyoruz.

ODAK: 68 gençlik hareketi ve Gezi Direnişi gibi tarihi dönemeçlerle bugünkü süreci karşılaştıranlar var. Sizce bu hareketler arasında nasıl benzerlikler ya da farklar bulunuyor? Bu kıyaslamalar bugünkü mücadeleye nasıl ışık tutabilir?

Öğrenci Faaliyeti: Günümüzdeki gençlik eylemlerinin 68 Kuşağı, Haziran İsyanı gibi gençlik ruhunun olduğu tarihsel dönemeçlerle kıyaslanabiliyor olması toplumsal mücadele hafızasının unutulmaması adına değerlidir. Öğrenci-gençlik Haziran İsyanı’nı da, 68 Kuşağı’nı da unutmuyor. Meydanlardan öğrenciler 68 önderlerini; Mahir’i, Deniz’i, İbrahim’i, Harun Karadeniz’i, Vedat Demircioğlu’nu anıyor. Ali İsmail’e atılan son tekme unutulmuyor. Berkin Elvan’ın adını alanlarda yaşatıyorlar. Bu örneklerin hepsi mevcut öğrenci eylemlerinin geçmiş mücadelelerle arasında bağ geliştirmeye, ilişki kurmaya açık olduğunu gösteriyor. Ancak bununla beraber geçmiş dönemlere nazaran çok büyük ideolojik, sosyal farklılıklar da bulunmakta. Türkçülerin, Kemalistlerin, sosyal demokratların, devrimcilerin, sosyalistlerin bulunduğu bir alana dönüşüyor eylem alanları. Geçmiş dönemeçlerle aradaki açı farkını okuyup bu okuma üzerine mücadeleyi devrimci bir yönde geliştirmek ihtiyacı çok güncel ve acil. 

ODAK: Bu hareketin gençlik ve toplum içinde genişlemesi, derinleşmesi ve kalıcı bir dönüşüm yaratabilmesi için sol güçler nasıl bir rol üstlenmeli? Gençlik ile sol arasındaki ilişki nasıl kurulmalı, nasıl güçlendirilmeli?

Öğrenci Faaliyeti: Türkiye çapına yayılan bu eylemlerde sol güçler alanda var olmalı ve kendi varlığını, direniş gücünü göstermelidir. Alandan uzak durarak öğrenci-gençlik içerisinde dönüştürücü bir rol edinemeyiz. Orada bulunma iradesini gösteren insanlara üstten bakarak, yönlendirilmesi gereken bir kütle olarak değil, alanlara çıkamama kırılganlığını aşmış insanlar olarak ve dayanışma ile yaklaşmalıyız. Tüm sol güçlerin kolektif mücadelesini esas almalı ve mücadeleyi ortaklaştırmaktan yana olmalıyız. Ezilenleri, Kürtleri, LGBTİQ+ları ötekileştiren söylemleri yok edip düşmanın faşizm olduğunu belirlemeli ve bu rotada ilerlemeliyiz.

ODAK:⁠ Devrimci örgütleri ve tek tek devrimci bireyleri kucaklayan birleşik bir anti-emperyalist devrimci gençlik hareketi mümkün ve gerekli midir? Evet, ise bu nasıl gerçekleştirilebilir?

Öğrenci Faaliyeti: 7 Ekim 2023 Aksa Tufanı’ndan bugüne bölgemizde ve dünyada yeni bir emperyalist savaş ve çatışmalar dönemine girdiğimiz söylenebilir. Günümüz dünyasında yeni bir kolektif anti-emperyalist mücadele hattının inşa edilebilmesi gereklidir. Filistin direnişi başta olmak üzere küresel anti-emperyalist direnişlerle dayanışma Avrupa kentlerinden Türkiye’deki üniversitelere değin örgütlendi. Sol güçlerin Türkiye’de doğrudan programlı bir cephe örgütlemesi olmasa dahi ortak zeminler asgari düzeylerde kuruldu ve anti-emperyalist, anti-siyonist teşhir ve dayanışma çalışmaları yapıldı. Bugünün anti-emperyalist çizgide duran yapılarına düşen ise bu zeminleri anti-faşist bir karakter içerisinde, salt Filistin’deki soykırım değil, tüm ezilenlerin mücadeleleriyle ortaklaştırmaktır.

1 Yorum

  1. “Türkçülerin, Kemalistlerin, sosyal demokratların, devrimcilerin, sosyalistlerin bulunduğu bir alana dönüşüyor eylem alanları. Geçmiş dönemeçlerle aradaki açı farkını okuyup bu okuma üzerine mücadeleyi devrimci bir yönde geliştirmek ihtiyacı çok güncel ve acil.
    “ Tüm sol güçlerin kolektif mücadelesini esas almalı ve mücadeleyi ortaklaştırmaktan yana olmalıyız. Ezilenleri, Kürtleri, LGBTİQ+ları ötekileştiren söylemleri yok edip düşmanın faşizm olduğunu belirlemeli ve bu rotada ilerlemeliyiz.”

    Kendisini Türk gören ve emperyalizmden bağımsız bir ülke kurmak isteyen gençleri nasıl etkileyebiliriz?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.