Haftanın Özeti

0
684

Türkiye ve Dünya gündemi bir yandan emekçiler üzerinden gerici saldırılara öte yandan da bu saldırılara karşı direniş ve başkaldırılara sahne oluyor. Korona dünyanın her yanında emekçileri ve yoksulları vurdu. Zengin daha zengin yoksul daha yoksul duruma geldi.

Şimdilerde Covid-19’un mutasyon geçirmiş hali hızla yayılırken en gelişmiş ülkelerden ABD ve İngiltere koronadan ölümlerde başı çekiyor. Bütün bunlar insana değil paraya, kazanca yatırım yapılmış olması nedeniyledir. Çevreyi mahveden, gıdaları zehire dönüştüren kapitalizmin yol açtığı ve önünü alamadığı salgın hastalıklar yüzünden insanlar birbirleriyle görüşemez hale geliyorlar.

ABD’de Trump’ın milleti isyana teşvik ederek parlamentoyu bastırması konusu ile uğraşıldığı haberleri geliyor. ABD yönetiminin en çok ilgilendiği ise Çin ve Rusya’dır. Rusya’nın üzerine ABD ile AB birlikte gidiyor. Kendi ülkelerinde gösterilere karşı korona yasaklarını gerekçe gösteren Avrupa burjuvazisi Rusya’da muhalefetin on binlerce insanla gösteri yapmasını alkışlıyor ve Rusya’ya karşı gerilimi tırmandırıyor. ABD yönetimi karşılarında ekonomik ve teknolojik anlamda yükselen Çin’den rahatsızlar. Bilindiği üzere daha önce dünya teknoloji pazarına Huawei ile giren ve 5G ihalesinde İsveç’ten bile dışlanan Çin hakkında aleyhte kampanyalar yıllardır sürdürülüyor. ABD’nin yeni Başkan’ı Biden da Çin’in bu yükselişinden rahatsızlığını açıkça ifade ediyor. Biden’ın Beyaz Saray’da yaptığı değerlendirmede Pekin’in pek çok alanda büyük projeler yürüttüğüne dikkat çektiği ve “Eğer harekete geçmezsek Çin bizi geçecek” dediği belirtiliyor.

Biden Amerika’sının demokrasi maskesiyle yeni bir saldırıya hazırlandığı hissediliyor. Erdoğan yeni döneme kendisini uydurma yolunda adımlarını hızlandırdı. Ordu ile polis arasındaki silah ve araç-gereç değişimi Kararnamesini ordunun iplerini daha çok sıkılaştırılması izledi. 6 Şubat tarihinde yayınlanan kararnameye göre Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlarının orduda subay ve astsubay atama yetkileri uzman çavuş ve aşağısıyla sınırlanıyor. Böylece bütün güç parti örgütünde toplanıyor. Erdoğan Biden’ın demokratik maskesine demokratik bir maskeyle cevap vermeye hazırlandığı hissediliyor.

AKP’nin etki yaratan Boğaziçi direnişini yorarak güçten düşürmeye çalışırken muhalefeti bölmenin yollarını aradığı görülüyor. Erdoğan CHP ile HDP’nin yakınlaşmasını önlemek amacıyla tehditler ve provokasyonlar yapıyor. Aynı amaçla CHP içinde bölünme yaratmaya yoğunlaşıyor. Diğer yandan ise yeni Anayasa tartışmalarıyla Kürt halkının ulusal demokratik bazı haklarını göstermelik düzeyde tanımaya hazırlandığının da işaretlerini veriyor. Erdoğan; CHP, İyi Parti ve HDP’yi birbirinden uzak tutarak her birisini kendi iktidarı için kullanmayı amaçlıyor.

Erdoğan bir yandan da muhalefetin ve kamuoyunun önüne “aya gitmek” gibi oyalanma hedefleri koyuyor. Muhalefet mücadele etmek, örgütlenmek ve birleşmek yolunda kendi hedeflerine yoğunlaşamazsa bundan AKP kazançlı çakacaktır. Türkiye’de mümkün olan en tutarlı muhalefeti sosyalist hareket geliştirebilir. Eğer sosyalist hareket güçlenirse CHP de HDP de daha tutarlı duruma geleceklerdir. Örgütlenmeye ve mücadeleye daha elverişli yöndeki gidişi iyi değerlendirmeliyiz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.