Haftanın Özeti

0
1259

Erdoğan 10 büyükelçiyi sınır dışı etme tehdidinin içyüzü açığa çıktı. Erdoğan Suriye’de ABD emperyalizmi adına operasyon yürütüyor. ABD ile birlikte Rusya’yı Karadeniz’de kuşatıyor. On büyükelçiye kapıyı gösterme şovunun bunu örtmek amacıyla yapıldığı anlaşılıyor.

Hatırlanacağı gibi büyükelçiler yaptıkları ortak açıklamada, Türkiye’nin, Osman Kavala davası ile ilgili AİHM’in kararına uyması gerektiğini belirtmişlerdi. Tayyip Erdoğan, büyükelçilerin derhal “istenmeyen kişi” ilan edilmesi talimatı verdiğini duyurmuştu. Böylesi olayları “krize” dönüştürmekte ustalaşmış olan Erdoğan, durumdan vazife çıkarmayı da ihmal etmedi!

Yaşanan bu olay Erdoğan’ın 2009 yılı başında Davos’taki “one minute” şovunu hatırlattı. İktidarını korumak için her fırsatı kollayan Erdoğan, bu olayda da amaçladığını elde etmiş görülüyor. “One minute” şovu sonrası nasıl ki tamamıyla İsrail’in bölgedeki egemenliğini güçlendirme yolunda davranılarak Libya ve Suriye harap edildiyse bir yandan da İsrail ile ilişkileri kuvvetle sürdürme yolları bulunduysa, NATO ve AB üyesi olan ülkelerin elçilikleri ile yaşanan tartışma sonrası da benzer yol tutulacağı görülüyor. Peki, ne pahasına? Erdoğan, “ülkenin varını yoğunu size sunarım, yeter ki benim iktidarda kalış tarzımı kabul görün” derdinde.

Erdoğan, ABD’nin büyükelçisinin de içinde olduğu elçilere “hadlerini bildirdiği” vakitlerde; NATO Savunma Bakanları toplantısından dönmekte olan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, “Stratejik müttefikimiz ve dostumuz ABD’den hem blok 70 Viper F-16 tedariki hem elimizdeki uçakların modernize edilmesi için teknik çalışma başladı…” (Mustafa Balbay, Cumhuriyet, 26 Ekim 2021) “müjdesini” veriyordu.

Rusya ve Suriye İdlib’de Erdoğan destekli dincileri bombalarken Batı basını TSK’ya bağlı çok sayıda askeri kuvvetin Suriye’ye girdiğini bildiriyor.

Erdoğan’ın elçiliklere karşı şovu Meclis’te görüşülen Irak, Suriye ve Lübnan tezkerelerinin geçmesine de kolaylık sundu. İYİ Parti tezkereye “evet” oyu verdi. Tezkere oylamasında CHP, HDP, Saadet Partisi ve TİP “hayır” oyu kullandı; DEVA ise çekimser kaldı. Ayrıca, Türkiye’nin Lübnan’da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’ne (UNIFIL) TSK unsurlarıyla verdiği desteğin süresi de 1 yıl uzatıldı.

Erdoğan yakaladığı şovun sunduğu hava ile Meclis’teki muhalefete karşı çirkin bir saldırıya da girişti. Özellikle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak açıktan tehdit etti. Partisinin grup toplantısında Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşma sırasında iki yıl önce Ankara Çubuk’taki asker cenazesinde Kılıçdaroğlu’na saldıran ve daha sonra inek çalmaktan hapis cezası aldığı ortaya çıkan Osman Sarıgün’ün yumruklu saldırısı izlettirildi. İzlettirilen görüntü sonrasında “millete hesap verecektir” denilerek Kılıçdaroğlu hedef gösterildi.

Irak ve Suriye’ye sınır ötesi harekat için Cumhurbaşkanı’na verilen yetkinin iki yıl daha uzatılmasını öngören tezkere görüşmelerinin öncesinde TBMM grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, “Biz hiçbir askerimizin ve polisimizin Suriye’de şehit olmasını istemiyoruz. Komando marşı söyleyen TÜGVA’cılar var. ‘En büyük komutanımız da Erdoğan’ diyorlar. E, gönder kardeşim onları Suriye’ye. Oradaki komutanın da Bilal Erdoğan olsun’’ açıklamasında bulunmuş ve oylama öncesinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda partisinin tezkere oylamasında “hayır oyu” kullanacağını açıklamıştı.

Ülkemizin “güvenliği” adına çıkarıldığı söylenen bu tezkere, ABD emperyalizminin güdümünde Suriye’nin işgalini sürdürmek ve kalıcılaştırmak amaçlıdır. Erdoğan’ın Suriye’deki müttefikleri ise ÖSO, IŞİD, ve El-Nusra gibi cinayet şebekeleridir.

Millet İttifakı’nın ortağı İYİ Parti’nin tezkereye “evet” oyu vermesi anlamlıdır. Hatırlanacağı gibi İYİ Parti lideri Akşener şaşırtıcı bir açıklama yaparak Cumhurbaşkanlığı adayları olarak İBB Başkanı İmamoğlu ya da ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını destekleyebileceklerini belirtmişti. Bu açıklama CHP’yi bölme kuşkuları yaratmaktadır. Gelişmeler Erdoğan ile Akşener arasında yakınlaşma yaşandığı kuşkularını akla getirmektedir. Akşener yumuşamış görünen bir Erdoğan’ın başbakanı olmayı kabul edebilecek görünüm sunmaktadır.

G-20 ülkelerinden sendikaların bir araya geldiği Emek 20 Zirvesi (Labour 20) başladı. İtalya’da (Roma) düzenlenen zirvenin ilk günündeki toplantılarda pandeminin yarattığı sorunların çözümü için sosyal güvenlik sistemlerinin güçlendirilmesi ve Covid-19 aşısında telif hakkının kaldırılması konuşuldu.

Birleşmiş Milletler, Avrupa Komisyonu, OECD ve ILO yöneticilerinin yanı sıra çeşitli ülkelerin çalışma bakanları ve Brezilya eski Cumhurbaşkanı Lula da Silva’nın konuk olduğu zirvede “kamu politikaları”, “demokrasi ve insan hakları”, “evrensel halk sağlığı ve eğitim”, “iklim krizi”, “dijital ekonomi” konuları ele alınacak. (Olcay Büyüktaş, Cumhuriyet, 28 Ekim 2021)

Ülkemizde kadına yönelik şiddet yeni canlar almaya devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na göre Türkiye’de 2021 yılının eylül ayında 26 kadın erkek partnerleri tarafından öldürüldü, 19 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.

Önceki gün yaşanan olayda Şebnem Şirin, ayrılmak istediği erkek arkadaşı Furkan Zıbıncı tarafından boğazı ve boynundan bıçaklanarak öldürüldü. Denizli’nin Pamukkale ilçesinde yaşanan olayın katil zanlısı Furkan Zıbıncı’nın cinsel istismar ve gasp da dahil olmak üzere altı ayrı suçtan emniyette kaydı olduğu açıklandı.

İktidarın uyguladığı kötü ekonomik politikalar halkın yoksulluğunu giderek artırıyor. Ekonomideki belirsizlik ve risk döviz kurlarında yükselişe neden olurken, zamların ardı arkası kesilmemektedir. Toplumun emekçi ve yoksul kesimleri en temel ihtiyaçlara da ulaşamaz duruma sürüklenmiş ve yoksulluk derinleşmiştir.

Artan yoksulluğa ve geçim sorununa dikkat çeken bir dayanışma örgütü olan Kent Emekçileri Dayanışması’nın başlattığı ve sürdürdüğü bir kampanyadan haber vererek özetimizi bitirelim:

Saray’ın keyfi yerinde, emekçiler fatura derdinde! Elektriğe son üç yılda %132, doğalgaza %95 zam yapıldı. Cengiz Holding’e 650 milyon TL teşvik verildi. “Geçinemiyoruz, Faturaları Cengiz Ödesin” diye sesleniyor Kent Emekçileri yürüttükleri kampanyada.

Bizler, sosyal medya buluşma alanlarından biri olan Zoom üzerinden her hafta çarşamba akşamı haftalık gündem üzerinden bir tartışma programı yürütmekteyiz. Demokrasi Okulu olarak adlandırdığımız ve uzunca bir süredir devam ettirdiğimiz programda bu hafta Kent Emekçileri Dayanışması’ndan arkadaşları davet ettik. Hem Kent Emekçileri Dayanışması’nı hem de başlattıkları kampanyayı konuştuk.

Toplantıda katılımcılar kendi yaşamlarından ve çevrelerinde tanık oldukları somut durumlardan geçim sorununu aktardılar. Kent Emekçileri Dayanışması ve kampanyaları tanıtıldı. Katılımcılardan kampanyaya destek sunabileceklerini açıklayanlar olduğu gibi Kent Emekçileri’ne öneriler de yapıldı.

Emek cephesinde böylesi gelişmeler umut veriyor. Pazar günü, yoğun yağışa rağmen başarılı geçen Kartal Emekçi mitinginin de gösterdiği gibi önümüzdeki süreç emekçilerin ve ezilenlerin pahalılığa, yoksulluğa karşı daha örgütlü ve güçlü mücadelelerinin gelişeceğine işaret ediyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.