Haftanın Özeti

0
878

Haftanın gündemine Türkiye’den haberlerle başlıyoruz. Geçtiğimiz hafta AKP döneminde tutuklanan gazeteciler listesine bir yenisi daha eklendi. Sedef Kabaş, 6 gün önce Tele1’de söylediği, “Büyükbaş hayvan bir saraya girdiğinde o kral olmaz, o saray ahır olur” şeklindeki bir Çerkez atasözü gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Ardından mahkeme, Kabaş’ı AKP’li Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle, kaçma ve delilleri karartma şüphesi olmamasına rağmen tutukladı. Erdoğan, Sedef Kabaş’ı hedef aldı, “Bu suç cezasız kalmayacaktır” dedi. CHP ise, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunun TCK’den kaldırılması için kanun teklifi hazırladı. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğu günden bu güne 160 binin üzerinde yurttaşa bu “suçtan” soruşturma açıldığı biliniyor.

AKP’nin kurumu gibi çalışan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) da hızlı davrandı, gazeteci Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına neden olan sözleri nedeniyle Tele 1’e yaptırım gündemiyle olağanüstü toplandı. RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, sosyal medya hesabı üzerinden RTÜK’ün TELE 1’e yüzde 5 idari para, 5 kez de program durdurma cezası verdiğini açıkladı. Olağanüstü toplantıda ayrıca, Selçuk Tepeli’nin ana haberde AKP Genel Başkanı’nın icraatına yönelik eleştirileri nedeniyle “toplumda özgür kanaat oluşmasını” engellediği iddiasıyla Fox TV’ye yüzde 3 idari para cezasına hükmedildi.

Erdoğan Sezen Aksu hakkında da “dillerini koparın” çağrısı yapmıştı. Yakın çevresi halkın tepkilerini ve Sezen Aksu’nun geçmişte AKP yanında yer almış olduğunu hatırlayınca AKP Sezen Aksu hakkındaki saldırılarını yavaşlattı. Üretim durma noktasına gelmiş ve hayat pahalılığı hızla artarken bu abartılı saldırıların nedeninin dikkatleri artan ekonomik sorunlardan uzaklaştırmak olduğu belirtildi.

Haftaya işçi direnişleri de damgasını vurdu. İşçiler artan zamların yarattığı hayat pahalılığını dengelemek için eylem yaptılar. Sivas Divriği demir madenlerinde çalışan işçilerin ücretlerinin yükseltilmesi talebiyle geçtiğimiz haftalarda başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) iştiraklı Erdemir’e ait madende üretim yapan Çiftay firması işçilere yüzde 51 zam önermiş fakat maden işçileri taban ücretleri düşük olduğu için bu artışı kabul etmemişti. Üç gün süren direnişin ardından işçiler yüzde 51 oranında maaş zammına ilaveten, banka maaş promosyonu, gıda ve yemek farkı ücretleri ile yakacak yardımı olarak her ay 750 TL alacak. Kazanım sonucunda madendeki en düşük ücret 5 bin 250 TL oldu. Yer altında çalışanların ücreti de 7 bin 300 liraya yükseldi. Elbette ki emeklerinin karşılığı değildir; gene de bir kazanımdır.

Türkiye’nin dört bir yerinde kontak kapatarak direnişe geçen Trendyol motokurye işçilerinin eylemi kazanımla sonuçlandı. Teklif edilen yüzde 11 zamma itiraz eden işçiler yaptıkları eylem sonucunda işverenden yüzde 38 zam aldı. Trendyol kuryelerinin haklarını almasıyla birlikte HepsiJet isimli firma çalışanları da kendilerine 1 TL’lik zam teklif edildiğini aktararak direnişe geçti. Aras Kargo dağıtımcıları da ayrıca direniş başlattı. Perşembe günü bu firmalarda çalışan kuryeler kontak kapattı. Bunlar, birliğin, beraberliğin ve direnişin kazanım getireceğinin en iyi örneklerindendir.

Ülke genelinde görülen kar yağışı bu sefer İstanbul’da da kendini gösterdi. İstanbul’da üniversitelerde eğitime 31 Ocak tarihine kadar ara verildi. Marmaray ise 2 gün boyunca ücretsiz hizmet verdi. Metro İstanbul tarafından yapılan açıklamada ise metro seferlerinin uzatıldığı belirtildi. Tüm bunların yanında, 10.2 milyar Euro’ya mal olan ve dünyanın en pahalı 4’ncü havalimanı olarak bilinen İstanbul Havalimanı’nda kargo binası çöktü, uçuşlar 30 saatten fazla süre boyunca iptal edildi. İstanbul Havalimanı’nda mahsur kalan turistler isyan etti. “Otele ihtiyacımız var” diyen turistlerin eylemi sosyal medyada gündem oldu. Turistlerin eylemi için havalimanına çevik kuvvet gönderildiği bilgisi verildi. Bu durum da tepkiyle karşılandı. Uzmanlar, İstanbul Havalimanı’nın yapımı öncesinde uyarılarda bulunmuş, bu bölgenin bir havalimanı için uygun olmadığını defalarca belirtmişti. AKP’nin “direterek” tüm uyarılara rağmen inşa ettiği bu havalimanında, kamuoyunda “5’li çete” olarak bilinen AKP müteahhitlerinin servetlerine servet katılmıştı.

Kar yağışı ile birlikte İstanbul’un kilitlenmesi sonrasında AKP’li troller, Ekrem İmamoğlu’nun işi gücü bırakarak İngiliz Büyükelçisiyle balıkçı restoranında yemeğe gittiğini ileri sürdüler. CHP çevreleri bu iddiaya yanıt vermek yerine onu gereksiz yere yalanlamak yolunu seçti. AKP’liler iddialarını polisin kamera görüntüleriyle doğrulayınca polis kamera kayıtlarının politik amaçlarla kullanıldığı ortaya çıktı.

Türkiye zamma doymuyor. Ankara Simitçiler Odası, simit fiyatlarının 4 liraya çıkarılmasını istediklerini, bunun için onay beklediklerini belirtti. Mart ayında 5 lirayı bulacağı belirtilen zamma gerekçe olarak ise maliyet fiyatlarındaki artış gösterildi. Ekonomist Oğuz Demir, şu an yapılacak her artışın enflasyon rakamlarını yukarıya doğru iteceği için akaryakıta da normalde zam yapılacağını ama yapılacak zammın bu gerekçeyle geciktirildiğini ifade etti ve şubat sonuna doğru akaryakıt fiyatlarında 1 TL’lik artış beklediklerini açıkladı. Demir, akaryakıt istasyonlarının litre başına aldıkları komisyonun 4 kuruş civarında olduğunu belirterek yeni zammın kapıda olduğunu belirtti. CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, yurttaşların temel gıda maddelerinden olan ekmek ve kırmızı etteki maliyet artışlarını hesaplamış ve önümüzdeki günlerde ulaşılacak fiyatları kamuoyu ile paylaşmıştı. CHP’li Başevirgen bu kez de süt maliyetini hesapladı ve, “Süt maliyetlerindeki artış korkutuyor. Pastörize sütün litresini 21 liraya tüketebiliriz” dedi.

Gelelim dünyaya. Rusya ile ABD-NATO arasındaki gerilim Ukrayna kriziyle devam ederken; NATO, Rusya’nın ileri sürdüğü “NATO, Rusya’yı askeri olarak kuşatmaya son versin” talebini reddetti. NATO ile Rusya arasında başlaması öngörülen diyalog sürecinde Rusya’nın NATO’ya ilettiği talebinde NATO’nun Romanya ve Bulgaristan’dan çekilmesini istediği bildirilmiş, Moskova’nın 1997 yılı koşullarına geri dönülmesi ve NATO’nun hukuki geçerliliği olacak bir karar alarak Rusya’ya güvence vermesini istediği belirtilmişti. NATO Sözcüsü Oana Lungescu, Rusya’nın talebinin birinci ve ikinci sınıf NATO üyeleri oluşturacağını belirterek, bu talebi reddettiklerini açıkladı. Ukrayna krizi nedeniyle, her an bir savaş çıkacakmış hissi uyandırılıyor. Kazakistan olaylarında da gördüğümüz gibi, Batı ve ABD, Rusya ve Çin karşıtı propagandaya devam ediyor. Emperyalist Batı bloku, tüm olumluluklar kendilerindeymiş, tüm olumsuzluklar ise bu blok dışında yer alan ülkelerdeymiş gibi dezenformasyon üretiyor. Dünyadaki ilerici hareketlerin de bu bilgi kirliliğinden çok etkilendikleri görülüyor. Elbette ne Rusya ne de Çin özgür veya pirüpak ülkelerdir. Ama Batı tarafından yaratılmaya çalışılan ve dünyaya Batı’nın kapitalist normları ile bakmamıza neden olan manipülasyonlara karşı da uyanık olunmalıdır.

Suriye’nin kuzeydoğusunda Haseke’de IŞİD militanlarının örgüt üyelerinin bulunduğu cezaevine saldırmasıyla perşembe günü başlayan çatışmalar sürerken, bölgedeki Kürt güçlerinin ABD ve İngiltere’nin de desteğiyle karşı saldırı gerçekleştirdiği ve bölgeyi kontrol altına aldıkları bildirildi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Suriyeli Kürt güçlerinin, yeni bir saldırı girişimi öncesinde hapishanenin ana bahçesine zırhlı araçlar konuşlandırdığını duyurdu. AFP, bölgede ABD’ye bağlı savaş helikopterlerinin Suriyeli Kürtlere hava desteği sağlamak için sürekli uçtuğunu aktardı. Kürt hareketi yanlıları IŞİD saldırısının Erdoğan ve Esad rejimlerinin işbirliğiyle gerçekleştiğini iddia ederken, Birleşmiş Milletler Suriye temsilcisi ise IŞİD saldırısının arkasında ABD’nin olduğunu vurguladı. Temsilci Bassam Sabbah, Washington’un Suriye işgalini meşrulaştırmak için IŞİD’i yeniden canlandırmayı amaçladığını belirtti. Heseke’ye yapılan IŞİD saldırısına karşı ABD askerlerinin de ilk kez SDG’ye destek vermek için çatışmalara katıldığı belirtiliyor. Batı kaynakları, IŞİD’in hala bölgede bir tehdit oluşturduğunu belirterek, ABD’nin buradaki varlığını övüyor. Bilindiği gibi YPG komutanı Mazlum Kobani de daha önce ABD’ye bölgeden çekilmemesi gerektiği isteğinde bulunmuş, ABD Başkanı Biden’in kendilerine bu yönde söz verdiğini aktarmıştı. Suriye’ye bağlı SANA ajansı ise, ABD’nin ve SDG’nin bu saldırıyı bahane ederek Suriye vatandaşlarına baskıları artırdığını belirtiyor.

Haftalık özetimizi Akyazı’da yitirdiğimiz arkadaşlarımız ile bitirmek istiyoruz. 17 Ocak 1981 yılında devlet tarafından katledilen Metin Adil Toraman ve Ali Aktürk, 29 Ocak 1983 yılında idam edilen Ömer Yazgan, Mehmet Kanbur, Erdoğan Yazgan ve Ramazan Yukarıgöz, bizler için devrimciliğin sembolleri oldular. 29 Ocak, aynı zamanda Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Mustafa Suphi ve 15 yoldaşının da katledildiği tarihtir. Biz bu vesile ile tüm okurlarımızı, 29 Ocak Cumartesi günü ZOOM üzerinden yapacağımız dijital anma etkinliğine davet ediyoruz. Gelin, Mustafa Suphi’ler ve Ömerler nezdinde devrimci kahramanları analım. Devrimci kahramanlar bize insanlığımızı hatırlatıyor. Onların umut, insan sevgisi, mücadele azmi ve sağlamlık dolu anıları yolumuzu aydınlatıyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.