Haftanın Özeti: Dünyada yükselen savaş tehdidi, Türkiye’de dinci tehdit

0
513

11-12 Haziran tarihleri arasında Litvanya’da toplanan NATO toplantısı hem Türkiye hem de dünya gündeminde önemli yer aldı. NATO’nun genişlemesi devam ederken Çin ve Rusya’dan tepkiler geldi.

Ukrayna’nın NATO üyeliğine başvurması ve sonrasında Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasının üzerinden 1 yıldan fazla bir süre geçti. Rusya NATO’nun sınırlarına dayanmasına karşı bu savaşı yaparken, sonrasında sınır komşusu Finlandiya da NATO’ya dahil oldu. Sırada Baltık Denizi ve Arktik’ten komşu İsveç’in de katılması var. ABD önderliğindeki NATO, Rusya ve Çin’in gelişmesi karşısında harekete geçmiş durumda. Kuzey’den Finlandiya ve İsveç’i dahil ederken Hint-Pasifik ortakları Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı da dolaylı ortaklar olarak bu toplantılara dahil etti.

ABD Kuzey buzullarının erimesi ile birlikte bu bölgelerinin zenginliklerini Rusya’ya bırakmamak ve buralarının kontrolünü ele geçirmek ve ayrıca Rusya’yı kuzeyden de çevreleme amacı ile bu iki ülkeyi NATO’ya dahil etmek istiyordu. Çin’i ise Hint Pasifik’teki Batılı ortakları bilinen vasal ülkeler ile dengelemeye çalışıyor.

NATO toplantısına davet edilen Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ayakta alkışlanırken, hem NATO hem de G7 ülkeleri Ukrayna’ya daha çok destek ve silah sözü verdi. Rusya “bu garantiler, Rusya’nın güvenliğini tehdit eder. Avrupa’yı gelecek için çok daha tehlikeli hale getirecektir” derken ayrıca bunun bir “çılgınlık” ve 3. Dünya Savaşı’na çağrı olduğunu dile getirdi.

NATO bildirgesinden çıkan sonuca bakarsak, asıl hedefin Çin ve dolaylı olarak da Rusya olduğu net olarak görülür. Bildiride Çin’e yönelik değerlendirmeler de yapılarak Çin’in politikalarının NATO’nun çıkarlarına, güvenliğine ve değerlerine karşı zorluk oluşturduğu belirtilmişti. Bildiride Rusya ve Çin arasındaki ittifakın gelişmesinin “dünya düzeni”ni yani ABD’nin küresel egemenliğini tehdit ettiği algısı bulunuyor.

Çin ise yaptığı açıklamalar ile bu bildiriyi kınarken, Çin- Rusya ikili ilişkilerinin “bağlantısızlık”, “karşı karşıya gelmeme” ve üçüncü tarafları hedef almama” ilkelerine dayandığını belirterek NATO’nun suçlamasını reddetti. Ayrıca NATO’nun Asya-Pasifik bölgesinde “doğuya yayılma” politikasına şiddetle karşı çıktığı ve ülkenin egemenliğini, güvenliğini ve menfaatini kararlılıkla savunacağı ifade edildi.

NATO zirvesi Rusya ve Çin’e karşı bir savaşa hazırlık atmosferinde geçerken, Türkiye için farklı tartışmalar içeriyordu. Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşının başlaması ile birlikte NATO üyesi olmasına karşın bölgede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkarları için de olsa iki tarafı dengelemeye çalışan bir politika izledi. Rusya’nın doğrudan karşısında yer almadı. Erdoğan, Finlandiya’nın üyeliğini bir süre sonra onayladığı halde İsveç’in üyeliğine karşı çıktı. Gerekçe olarak da İsveç’in başta PKK üyeleri olmak üzere teröristlikle suçladığı birçok devrimcinin iade edilmemesini gösterdi. İadesini istediği kişiler arasında yazarlarımızdan Hamza Yalçın da var. NATO toplantısına giderken yeni şartlar ileri sürdü. Bunlar arasında kendisinin rafa kaldırdığı AB üyeliği ve ABD’den istediği F16 uçakları ve ekipmanları da bulunuyordu.

Erdoğan NATO toplantısına gidene kadar yönünü AB yerine Asya blokuna ve Körfez Ülkelerine çevirmişti. Ülkenin mali ihtiyaçlarını IMF yerine Körfez üÜkelerinden karşılamaya ve karşısında da ülkenin önemli kaynaklarını ve arazilerini bu ülkelere satmaya başladı. Bu satışlar Türkiye’de dinci gericiliğin geliştirilmesiyle paralel gitmektedir.

Yandaş medyada büyük başarı iddiaları abartıdır. Erdoğan’ın bu görüşmelerden AB üyeliği elde etmesi olanaksızdı. ABD’den F-16 uçakları satın alınması olanağı bile elde edilemedi. İsveç devleti Erdoğan’dan NATO vizesi alabilmek için Türkiye konusundaki politikalarına geçici olarak çekidüzen vermeyi kabul etti. Erdoğan’ın ayrıca IMF’den borç alma olanağı elde ettiği de ileri sürülüyor.

NATO tartışmaları aynı zamanda ekonomideki kötü gidişatın üstünü örtmeyi de hedefledi. Seçimlerin ardından başlayan zamlar her gün yenilerinin eklenmesi ile devam ediyor. Halkın alım gücü düşmeye devam ediyor ve enflasyondaki artış durdurulamıyor. Asgari ücret, memur ve emeklilerin maaşlarında yapılan artışlar enflasyon oranlarının çok gerisinde kaldı. İşçilere ve memurlara yapılan seyyanen zamlar bir aldatmaca ve bu artış onların emekliliklerine yansımayacak. Emeklilere ise bunu bile yapmadılar. En düşük emekli ücreti asgari ücretin altında kaldı.

Seçim döneminde AKP hazineyi kendi kasası gibi kullandı ve bol kepçeden dağıttığı paraları şimdi toplama derdinde. 2023 bütçesinden ek ödeme talep ediyor. Bunu da depremden dolayı yapılacak harcamalar için talep ettiğini belirtiyor. Resmi rakamlara göre 527 milyar lira olan ihtiyaca karşılık 1 trilyondan fazla ek bütçe talep edilirken geri kalanın nereye harcanacağı belirtilmiyor. Deprem sonrası “Türkiye Tek Yürek” kampanyasında toplanan 115 milyar liradan ise haber yok.

Ülkenin tek gündemi ekonomik sorunlar değil. Daha büyük sorun, AKP ile birlikte gelişen dinciliğin artık ülkenin her tarafında hissedilir olmasıdır.

İktidardan kovulan Gülen Cemaati’nin yerini diğer tarikat ve cemaatlar almaya başladı. Bunlar içinde Menzil Cemaati ilk sırayı alıyor. Menzilcilerin başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere asker ve polis içinde ciddi örgütlendikleri artık bilinen bir gerçek. Yeni ölen Menzil lideri için THY İstanbul’dan Adıyaman’a 15 dakika arayla ek seferler düzenlerken, gayri resmi bir devlet töreni düzenlendi. Cenaze törenine Adıyaman Valisi, Belediye Başkanı ve BBP lideri katılırken Erdoğan ve birçok parti lideri taziye açıklamaları yaparak Şeyh’e övgüler dizdiler.

Milli Eğitim Bakanı, ortaokul ve liselerden sonra ilkokullarda da kızların ayrı eğitim görmesi amacıyla yeni bir düzenlemeye gidilmesi gerektiği yönünde açıklama yaptı. Gerekçe olarak kızlarını karma okullara göndermek istemeyenleri hedeflediklerini açıkladı. İmam Hatipler de bu şekilde açılmıştı. Sonrasında birçok okul ihtiyaç olmamasına karşın İmam Hatip’e çevrildi. Birçok kesimden eleştiriler alan bu açıklamaya AKP ve MHP kanadından hiçbir tepkinin gelmemesi bunun bir Erdoğan projesi olduğunu gösteriyor. Her zaman yaptıkları gibi önce konu ortaya atılıp tartıştırılıyor ve sonrasında gelen tepkilere göre Erdoğan açıklama yapıyor. Bu olayda da benzer bir süreç yaşanacak gibi gözüküyor.

Erdoğan kendi durumuna yönelik hiçbir açıklamayı cezasız bırakmıyor. WhatsApp ortamında yaptığı bir tartışma nedeniyle söylediği sözlerden dolayı 14 yaşındaki bir çocuğa 5 ay hapis cezası verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığına, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) verdiği dilekçeyle itiraz eden yargıç Ahmet Çakmak ise hakkında açılan soruşturma sonrası hızla meslekten ihraç edildi. Çakmak, ihraç istemine karşı HSK’ya sunduğu savunmada, hukuk düzeninin ilk koruduğu değerlerin onur ve şeref olduğunu vurgulayarak, “Bende candan önce onur ve şeref gelir. Ucunda ölüm dahi olsa onurumdan ve şerefimden tek bir parça taviz vermem. Onur ve şerefim satılık değil, maaşım kadar hiç değil. Giydiğim cüppeye asla leke getirmedim. Alnım apaçık” dedi.

Bir süredir Meclis’te tartışmalara neden olan bir torba yasa AKP ve MHP oyları ile Meclis’ten geçti. Birçok alanı ilgilendiren yasaların tek bir seferde oylamasından dolayı ona torba yasa deniyor. Bu seferki torbadan; ceza infaz kanununda değişiklik, memur ve emeklilere verilecek maaş zammı, deprem zararlarını karşılamak için bir seferliğine ek motorlu araçlar vergisi, Kurumlar Vergisi’nin yüzde 20’den yüzde 25’e çıkarılması, kira artışının yüzde 25 ile sınırlandırılmasının 1 yıl daha uzatılması, ormanlık alana konut izni, büyükelçiler düzenlenmesinin yanında Cumhurbaşkanı’na, yetmiyormuş gibi, yeni yetkilerin verilmesi çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni sanayi bölgelerinin kurulmasına da onay verecek. Erdoğan bu yasa ile artık hazinenin borçlanmasında da yetkili ve karar verici makam olacak.

Basına gözdağı amacıyla tutuklanan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkındaki soruşturma geçtiğimiz günlerde tamamlanarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca iddianame hazırlanmıştı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamenin incelemesi tamamlandı. 10 yıl 6 ay hapis cezası istenen iddianameyi kabul eden mahkeme, Merdan Yanardağ’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Yanardağ’ın hakim karşısına çıkacağı tarih ise 4 Ekim olarak belirlendi.

Milletvekili seçilen Can Atalay’ın serbest bırakılması için yapılan başvurular ise sonuçsuz kalıyor. AKP yargısı bütün başvuruları reddediyor. En son Yargıtay’a yapılan başvuru da sonuçsuz kaldı. TİP yaptığı açıklamada, AİHM’e kadar yargılama sürecini devam ettireceklerini belirtti. Normal şartlarda milletvekili seçilen tutukluların mahkeme süreci durdurulup tahliye edilirken Can Atalay AKP tarafından cezalandırılarak serbest bırakılması engelleniliyor.

Emek cephesinden haberler ile devam edelim: Alarko ve Cengiz Holding’in sahibi olduğu enerji şirketi olan ALCEN firması işçilerin sendikal haklarını gasp ediyor. 8 aydır işçiler içinde örgülenme yapan Enerji-Sen çoğunluk olan yüzde 60 seviyesine ulaşmasına karşın, işveren ve taşeron şirketler işçiler üzerinde baskıları artırmaya başladılar. Enerji-Sen, 14 Temmuz Cuma günü Beşiktaş’ta bulunan Alarko Holding önünde bir açıklama ile baskıları protesto edeceğini duyurdu.

İSİG Meclisi Haziran ayı boyunca en az 159 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini açıkladı. Emekçiler inşaatlarda, tarımda, atölyelerde, tersanelerde, yol bakım çalışmalarında, madenlerde, taşımacılıkta ve fabrikalarda önlemi alınmayan iş kazaları nedeniyle her gün ölüyorlar. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Haziran ayı boyunca 9’u çocuk ve 16’sı kadın olmak üzere toplam 159 işçinin hayatını kaybettiğini belirtti.

Özetle; Çin-Rusya İttifakı ile ABD’nin başını çektiği NATO arasındaki gerilim bir dünya savaşı riskini kuvvetlendiriyor. Türkiye’de ise iktidarın baskıları artıyor ve dinci gericilik devlet ve toplum içindeki gücünü geliştirmeye çalışıyor. Türkiye’nin yurt ve halk sevgisinden yoksun burjuva muhalefete mahkum edilmemesi gerekiyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.