Haftanın özeti: Karanlığa yakından bakınca umut ve mücadele ışıklarını görüyoruz

0
450


Türkiye ve dünya gündemi bu hafta da oldukça hareketliydi. Haftanın özetine önce dünyada yaşanan önemli olaylarla başlayacağız ardından da Türkiye gündemine değineceğiz.

Dünyanın gündeminde İsveç’te gerçekleştirilen genel seçim sonuçları vardı. Özelleştirme politikalarıyla bilinen ve sağcı bloğu oluşturan Moderetarna (M), Liberalerna (L), Kristdemokraterna (KD) ve ırkçı parti Sverigedemokraterna (SD) İsveç Parlamentosu’nda çoğunluğu oluşturdular. 11 Eylül Pazar günü yapılan seçimlerde İsveç’in ırkçı partisi Sverigedemokraterna’nın (İsveç Demokratları) ikinci büyük parti olması dikkat çekti. Bunda ırkçı partinin seçim çalışmalarını, İsveç’te gelişen kriminalleşme/örgütlü suçluluk üzerine yoğunlaştırmalarının etkisi büyüktü. Bilindiği üzere İsveç, nüfusuna oranla, silahla insan öldürme suçlarında Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. Silahla öldürme ve yaralamalar Avrupa’nın diğer ülkelerinde azaltılabilir ya da belli bir seviyede durudurulabilirken İsveç’te artmaya devam etmesi kuşku yaratıyor. Bilindiği gibi Odak bu konuda uzun süredir, “İsveç’te baskı toplumuna ortam yaratmak için kriminalleşmenin gelişmesine göz mü yumuluyor?” sorusunu soruyor. İsveç’te sağ blokun seçimleri kazanmasında, AKP tarafından kurdurulan Nüans adlı partinin Müslüman seçmenleri etkilemesinin de payı olduğu konuşuluyor. Nüans adlı parti İsveç’te Müslümanların ayrımcılığa uğramasını ve İslamofobiyi kullanmaktadır.

Sağcıların diğer Avrupa ülkelerinde de geliştiği bilinen bir gerçek. İngiltere’de savaş kışkırtıcısı ve azılı emek düşmanı Boris Johnson’un, kendi partisi tarafından düşürülmesinden sonra en az Boris Johnson kadar sağcı Liz Truss Başbakan olurken, 25 Eylül’de İtalya’da yapılacak seçimlerde sağcı lider Giorgia Meloni’nin iktidara geleceği konuşuluyor. Özellikle Ukrayna savaşı sırasında, Ukrayna ordusu içindeki ırkçı grupların Avrupa medyasında “sevimli” gösterilmelerinin hatta ülkelerin parlamentolarında bu ırkçıların konuşmacı olarak ayakta alkışlanmalarının; Avrupa’da gelişen sağcılığa etkisi olduğu yadsınamaz.

Ukrayna-Rusya savaşı yedinci ayına girerken, ABD ve İngiltere’nin kölece peşinden giderek topuyla tüfeğiyle savaşa habire destek sunan Avrupa’da hala Putin’i iktidardan düşürme hayalleri kuruluyor. Avrupa Parlamentosu (AP) Strazburg Genel Kurul oturumunda konuşan Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Putin kaybedecek, Ukrayna ve Avrupa kazanacak” dedi. AB ülkeleri ABD ve İngiltere’nin peşinden giderek Rusya’ya uyguladıkları ekonomik yaptırımların zararını Rusya’dan çok kendileri çekiyor. Bu gidişle Putin yerinde kalmaya devam ederken Avrupa’da liderlerin değişeceği görülüyor.

Batılı emperyalistler kendilerini hala dünyanın egemeni görmeye devam ederken Çin, Rusya ve İran’ın aralarında bulunduğu Şangay ülkeleri dün ve bugün (15 ve 16 Eylül) Özbekistan’ın kenti Semerkant’ta toplantı yapıyor1. Şangay toplantısına Erdoğan’ın da katılıyor olması ilginç bir gelişmedir. Batılı emperyalistler unutturmaya çalışıyor fakat Erdoğan, ABD tarafından, Türkiye egemenlerinin bu ittifakla yakınlaşmasını önlemek göreviyle iş başına geitirilmişti. Şimdi kendisi adım adım aynı yere doğru gitmek zorunda kalıyor. Bu da Batılı emperyalistlerin artan zorluklarından biridir.

Özellikle 2020 yılından itibaren şiddetlenen Ermenistan-Azerbaycan krizi, geçtiğimiz hafta yeniden alevlendi. İki ülke arasındaki sınırda başlayan çatışmalarda Ermenistan hükümeti 49 askerini, Azerbaycan hükümeti ise 50 askerini kaybettiğini açıkladı. Yaşanan gerginliğin ardından Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Rusya’dan yardım talep edince; Kremlin konuyla ilgili, “Putin, iki ülke arasındaki gerilimi düşürmek için elinden geleni yapıyor” ifadelerini kullandı. Ermenistan-Azerbaycan gerilimiyle ilgili ilginç bir açıklama da ABD’den geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, iki ülke arasındaki çatışmaların durdurulması için başta Rusya olmak üzere “bölge ülkelerinin taraflar üzerinde yapıcı etkilerini kullanmalı” dedi. Açıklamada yer alan bir cümle ise dikkat çekiciydi. Price, “Yabancı güçlerin çatışmanın bir tarafına destek vermesinin, çatışmaya nasıl katkı sağlayacağını kestirmek zor” derken; isim vermeden “yabancı güç” diye tarif edilenin Rusya olduğu ileri sürüldü.

ABD’nin yakıp yıktığı Irak’ta, katil sürüsü IŞİD’e operayon yapıldı. Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı tarafından Irak’ın Enbar ve Diyala şehirlerinde IŞİD’e karşı gerçekleşen operasyonlarda, 11 IŞİD üyesi öldürüldü. ABD, “özgürlük” götürdüğü Irak’ta onlarca gerici örgütün ortaya çıkmasına neden olmuştu.

Türkiye gündeminde yer alan önemli konularla devam edelim.

AKP’li Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, tartışma yaratacak bir sözle haftaya başladı. Özer’in katıldığı bir programda atanamayan bir öğretmenle yaptığı konuşmada, “Mühendisler de atanamıyor ama böyle ağlamıyor” sözlerini kullanması, eğitim emekçilerinin mücadelesinin iktidarı rahatsız ettiğini ortaya koydu.

Bir haftadır AKP iktidarını en fazla rahatsız eden, İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100’ncü yıldönümü dolayısıyla yapılan büyük gösterilerdi. AKP’liler, milyonlarca insanın katıldığı dev gösteride İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, İngilizlerle işbirliği yapan Osmanlı Devleti’nin son padişahı Vahdettin ile ilgili söylediği cümleleri üzerlerine aldılar. Soyer, Vahdettin’in hainliği üzerine Mustafa Kemal’in Nutuk’ta kullandığı ifadeleri kullanmıştı. Çok alınan AKP’liler, hakaretlerle cevap vermek için adeta sıraya girdiler. Yaşanan bu tartışma, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı’na da yansıdı. AKP’li Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, CHP’lilerin Vahdettin ile ilgili söylediği sözlere karşılık olarak Ekrem İmamoğlu’nun İngiliz Büyükelçi ile yediği yemeğe işaret etti ve Vahdettin haindir diye bağıranın “hain” olduğunu söyledi. Vahdettin hakkındaki sözlere çok alınmış olduğu görülen Tayyip Erdoğan, Ankara’da katıldığı bir açılışta Tunç Soyer’i “hadsiz”, “babası da böyleydi” sözleriyle hedef aldı. İzmir halkının laiklik ve demokrasiden yana dev gösterisi, halkın dinciliğe karşı direnişinin çarpıcı bir resmidir. Bu direnişin geliştirilmesi gerekir.

AKP’lilerin son çevre kıyımı Kapadokya Peri Bacaları’nda yaşandı. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Peri Bacaları’nın olduğu alana iş makineleri girdi. Yapılan yol çalışmaları nedeniyle iki bin yıllık Kapadokya’nın en ünlü kilisesi Saklı Kilise yıkılmak üzere. Rant uğruna doğal güzelliklerin yok olmasına göz yumanlar mutlaka bir gün bunun hesabına halka verecekler.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) iş cinayetlerine ilişkin Ağustos ayı raporunu açıkladı. Rapora göre sekiz ay içinde en az 1202 işçi iş cinayetlerine kurban giderken, Ağustos ayında bu sayının 186 kişi olduğu belirtildi. Yüzlerce işçi patronlar tarafından güvencesiz, sigortasız, sendikasız çalıştırılarak ölümle karşı karşıya bırakılmaktadır.

Emekçi cephesinden ülkenin dört yanından gelişen direniş haberleri, haftanın bir başka önemli konularından biriydi. Tekirdağ’da bulunan Lila Kağıt işçileri, direnişlerini 259’uncu günde de kararlılıkla sürdürüyor. Kocaeli Gebze’de bulunan Pulver Kimya işçilerinin direnişi ise 44’üncü gününde. Sendikalı oldukları için işten çıkarılan işçiler, işe geri dönünceye kadar direnişlerine devam edecekler. Zonguldak Çaycuma’da bulunan Ece Çelik işçileri, Petrol-İş ile patron arasında devam eden TİS görüşmelerinden sonuç alamayınca greve başladı. Ece Çelik işçileri 50 gündür direniyor. TİS görüşmelerinden sonuç alamayan Bursa Technomix fabrikasında çalışan işçiler ise 42 gündür grevdeler. Eskişehir’de devam eden Atışkan Alçı grevi 79’uncu gününe girdi. EFT Tekstil işlerinin direnişi 57’nci gününde. İşten çıkarılan işçiler, EFT Tekstil’in çalıştığı Columbia, Mavi Jeans, Skechers gibi ünlü markaların mağazalarına giderek “Emeğimizin hakkını istiyoruz” sloganlarıyla seslerini duyurmaya devam ediyorlar.

Bir başka gelişme ise AKP’lilerin hedef göstermesiyle işten çıkarılan ve 50 gündür direnen İBB işçilerinden geldi. Keyfi şekilde işten çıkarılan işçiler, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşmek için İmamoğlu’nun toplantı yaptığı TMMOB binasına geldiler. İşçiler önce TMMOB çalışanlarının engeliyle karşılaştı ancak işçilerin kararlı olduğunu anlayan İmamoğlu, görüşmeyi kabul etmek zorunda kaldı. Ne var ki, görüşmeden bir sonuç alınamadı. Yapılan görüşmeden sonra işçiler, İmamoğlu’nun kendileriyle sadece beş dakika görüştüğünü belirtti. İşçiler, işlerine dönene kadar mücadelelerine devam edecekler. Diğer yandan Perşembe günü, Kadıköy Belediyesi ve işçiler arasından gerçekleşen TİS görüşmeleri olumsuz sonuçlandı. Kadıköy belediye işçileri, Cuma gününden itibaren greve başlama kararı aldılar.

Haftanın özetini Erdoğan’ın müjdelediği “TOKİ Sosyal Konut Projesi” ile bitereceğiz. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz gün Ankara Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Yüzyılın Konut Projesi”ni açıkladı. Projenin gerçek detaylarını ve yoksulluk sınırında olan emekçiler için ne anlama geldiğini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum; katıldığı bir programda açıkladı. 2+1 konutlar için 2 bin 280, 3+1 konutlar için 3 bin 780 liradan başlayan taksitlerle ödeme yapılabileceğini söyleyen Kurum’a, program sunucusu “Asgari ücretle çalışan birinin bu taksitleri nasıl ödeyeceğini” sorduğunda, “eş, dosttan borç”, “daha fazla mesai, biraz dişini sıkma” önerilerinde bulundu! Yani Kurum, iktidarın belirlediği asgari ücretle ev almanın mümkün olmadığını açıkça belirtti. Bununla birlikte başvurulara ilgi artınca TOKİ bir günde ödeme koşullarını da yoksul kesim aleyhine değiştirdi.

Dünyadaki gelişmeler saldırgan Batılı emperyalistlerin aleyhine devam ediyor. Seçimler yaklaştıkça Türkiye’de gerilim artıyor. İzmir’de 9 Eylül gösterileri ve yankıları sayesinde halkın laiklikten ve demokratik özgürlüklerden yana eğiliminin ne denli güçlü olduğunu görüyoruz. İşçi eylemlerine baktığımızda emekçilerin, ülkenin her bölgesinde hakları için mücadele ettiğini izliyoruz.

———————————————————————————————————————————–

1 Şanghay Beşlisi ve Şanghay Paktı (ŞİÖ) olarak bilinen örgüt 1996 yılında Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın katılımıyla kuruldu. 2001 yılında Özbekistan, Haziran 2017’de Hindistan ve Pakistan örgüte tam üye oldular. Gözlemci statüsünde olan İran’ın 17 Eylül 2021’de ŞİÖ’ne tam üye olarak kabul edilmesi ile üye sayısı dokuza çıktı. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ülkesinin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne tam üye olarak kabul edildiğini açıklarken, “Dünya yeni bir döneme girdi. Hegemonya ve tek taraflılık ortadan kalkıyor. Uluslararası sistemdeki güç bağımsız devletler lehine değişiyor” diye konuşmuştu. Dünyanın en büyük bölgesel organizasyonu olan ŞİÖ, 34 milyon km² alanı ve Avrasya kıtasının %60’ını, dünya ekonomisinin %20’sini kapsıyor. Yaklaşık 3 milyar nüfusu ile dünya nüfusunun yarıya yakın kesimini teşkil ediyor. Ayrıca, gözlemci statüsü ve diyaloğ ortaklığı ile ilişkilerini sürdürdüğü ülkeler var. Bunda Çin’in etkisi ve ağırlığı bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.