İsveç Halmstad’ta 8 Mart’ı kutladık!

0
210

Dayanışma Hareketi Halland’ın çağrısı üzerine Komünist Parti ve Filistin Grubu’nun katılımıyla şehir kütüphanesinde 8 Mart etkinliği yaptı. Dayanışma Hareketi Derneği Başkanı Seda Şanlıer’in yönettiği etkinlikte ilk sözü Komünist Parti’den iki kadın aldı. Konuşmacı Eva Parck İsveç’te artan sosyal eşitsizliklere, militarizme ve silahlanma harcamalarına değindi. Ljunby bölgesinden söz alan İkinci konuşmacı son günlerde bölgede yapılan eylemleri anlattı. Filistin Grubu adına söz alan konuşmacı Nada Filistin’de kadınların durumunu çok çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Nada konuşmasını Filistinli kadınlar için dinleyicilerle birlikte 1 dakikalık saygı duruşuyla tamamladı. Son olarak söz alan Seda Şanler İsveç’te kadınların sistem karşısında nasıl güçsüz hale geldiklerini ve yabancı kökenli kadınların durumlarını anlattı.

Aşağıda Seda Şanlıer’in konuşmasının Türkçe metnini sunuyoruz: Konuşmamda, İsveç’te bireyin kapitalistler ve iktidarlar karşısında giderek güçsüzleşmesine ve göçmen kökenli kadınların sınıf mücadelesine katılma gerekliliğine dikkat çekeceğim.

Bugün kadınlar, 8 Mart dolayısıyla kutlama mesajı, hediye, çiçek vb. kabul etmeyi bekliyor. Oysa biz, 8 Mart’ın geleneksel Anneler Günü’nden çok daha ileri bir anlam taşıdığı bilinciyle burada toplanmış bulunuyoruz.

İsveç’in kadın-erkek eşitliği konusunda dünyada ön sıralarda yer almasından haklı olarak gurur duyuyoruz. Zorla evlendirme, namus baskısı ve cinayetler hala yaşanıyor olsa da, İsveç’teki şekli kadın-erkek eşitliği dünyada övgü topluyor ve cinsiyetler arasındaki eşitlik gelişmeye devam ediyor. Artık isteyen, sık sık cinsiyet bile değiştirebiliyor (!)

Bu gelişmelere bakıp kendimizi özgürleşmiş olarak görmek isterdik. Ancak aynı zamanda, kapitalistlerle emekçiler arasındaki ekonomik ve politik eşitsizlik de giderek derinleşiyor. Bireyler gitgide güçsüzleşiyor. OECD ülkeleri arasında, sosyal eşitsizliğin on yıllardır en hızlı arttığı ülke konumundayız. Yoksul semtlerde gençler suç örgütlerine sürükleniyor. Avrupa’da silahla öldürme vakalarında ikinci sıradayız.
2020’de başlayan pandemi süreci, halkın yukarıdan gelen talimatlara sorgulamaksızın itaat etmesini sağlamak için öyle bir şekilde kullanıldı ki İsveç’in Ukrayna savaşına silah göndermesine bile itiraz edemedik. Bunu, egemenlerin güvenlik bahanesiyle ülkeyi NATO’ya sokması izledi. Böylece İsveç, Rusya ile olası bir savaşta hem hedef haline geldi hem de diğer ülkelerin saldırı üssüne dönüştü. NATO sürecinin tam ortasında, İsveç’i adeta ABD’nin bir eyaleti haline getiren DCA anlaşması imzalandı. İsveç’in Çin ile ticaret yapması da engellendi. Halk, öyle bir korkutuluyor ki artan silahlanmaya bile itiraz edemiyor. Silahlanma artarken demiryollarına, yaşlı bakımına ve çocuk bakımına ayrılan bütçeler azalıyor. Gerçek ücretler düşüyor. Özellikle kadınların yoğunlukta çalıştığı öğretmenlik, sağlık ve sosyal hizmet alanlarında çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşıyor. Yakın zamanda eğitim alanında büyük bir işsizlik yaşanacak. Eğitimcilerin işlerine son verilecek.

Bu anlamda, kadınların en güçsüz olduğu dönemlerden birinden geçiyoruz. Hayatımızı belirleyen gelişmeler üzerindeki etkimiz giderek zayıflıyor. Demokrasi adına, dört yılda bir egemen güçlere oy kullanıyoruz. Bizden beklenen, iş piyasasında birbirimizle yarışmamız ve kendimizi onların belirlediği sisteme uyarlamamız. Ukrayna savaşı ve DCA anlaşması sürecinde olduğu gibi, uluslararası emperyalist kurumlar tarafından yönlendirilen medya, halkı manipüle ediyor. İsveç’in savaş politikalarına sürüklenmesine karşı çıkan yazarlar işsiz bırakılıyor. Bu yazarlardan biri, bu toplantıya konuşmacı olarak davet etmek istediğimiz ancak katılamayan Kajsa Ekis Ekman idi. Sosyal medyasında, “Avrupa’da yasaklanan Russia Today, CNN’den daha bağımsız haberler yayınlıyor” diye yazdığı için işinden oldu.

Biz, göçmen kökenli kadınlar olarak, İsveç’teki hak ve özgürlük mücadelesine katılmakta ve ülke siyasetine etki etmekte özellikle zayıfız. Hükümetler, kriminaliteyi kullanarak – bilerek ve yönlendirerek – göç yasalarını sıkılaştırıyor. Yeni gelen göçmenlerin oturma ve çalışma izinleri, daha kolay iptal edilebilir hale getiriliyor ki göçmenler korkutulsun, itaatkar hale getirilsin. Halkın susturulması, kapitalistlerin üzerimizdeki egemenliğini artırıyor. Çocuklarımızın suça sürüklenmesi, tam da bu sürecin bir sonucudur.

Onlar, göçmen kökenli gençlerin ve kadınların büyük bir potansiyel taşıdığını biliyorlar. Bu ülke bizim. Çocuklarımız burada büyüyor. Biçimsel kadın-erkek eşitliğine evet, cinsiyetler üzerindeki baskıya sonuna kadar hayır! Ancak, İsveç’i yöneten kapitalistler ve onların devleti ile emekçiler, yani ezenler ve ezilenler arasındaki hızla büyüyen güç eşitsizliği de en az biçimsel eşitsizlik kadar tehlikelidir.
Biz, göçmen kökenli kadınlar olarak, İsveç’teki sınıf mücadelesine aktif şekilde katılmalıyız.

Ne mutlu ki, Filistin halkıyla dayanışmada ön saflarda yer alıyoruz! Filistin ile dayanışma eylemlerine daha fazla katılmalıyız. Bu konuda Komünislerin ve solcun çabasını görüyor ve bu anlamda fedakarlığını da takdir ediyoruz.

Sözlerimi de yaklaşan 1 Mayıs’a dikkat çekmek istiyorum. 1 Mayıs’ta kadınlar olarak eylemlere katılmalıyız. Son olarak da;
Kahrolsun kapitalizm, yaşasın kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi diyorum.

Daha sonra Seds Şanlıer’in sunduğu iki tartışma sorusu ardından söz alan dinleyicilerden biri İsveç’te derneklerin sistem tarafından fonlandığı için sisteme ses çıkaramadıklarını ve bu yüzden gerçek anlamda sivil toplum örgütü olmadıklarını belirtti. Başka bir dinleyici İsveç’in cinsiyet politikasının kadının ve toplumun özgürleşmesindeki rolünün zayıf olduğuna işaret etti. İsveç kökenli dinleyicilerden biri de artan militarizm karşısıda anti -emperyalist barış hareketi ihtiyacına dikkat çekti. Konuşmacılar bireylerin güçlenmesi için işyerlerinde ve her alanda örgütlenme ve kolektif mücadele ihtiyacına dikkat çektiler.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.