2 Temmuz 1993’te açılan yara kanamaya devam ediyor!
Sivas’ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Kültür Şenliklerine katılmak için şehire gelen aydın ve sanatçıların konakladıkları Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonrası çıkan yangında yanarak ve dumandan zehirlenerek katledilmelerinin üzerinden 23 yıl geçti.
23 yıl önce bugün Sivas Madımak Oteli’nde gericiler tarafındna yakılarak katledilen yazar, şair ve sanatçılar, bugün başta Sivas olmak üzere yurdun dört bir yanında düzenlenen törenlerle bir kez daha anılıyor.
Sivas’ta ise yapılacak anma törenleri öncesi güvenlik tedbirleri arttırıldı.
Anma etkinlikleri nedeniyle polis ekipleri alarm durumuna geçirildi. Anma etkinliği kapsamında yapılacak olan yürüyüş güzergahı trafiğe kapatılırken kentte 3 binden fazla polisin görev yapacağı bildirildi.
23 yıl önce Sivas’ta ne olmuştu?
Şenlikler için şehire gelen aydın ve sanatçılar arasında yer alan Aziz Nesin üzerinden yürütülen şeriatçı kışkırtma, katliamın yaşandığı 2 Temmuz’dan günler öncesinde, şehirde dağıtılan bildirilerle ve özellikle de yerel gazete haberleriyle başlatılmıştı.
”Kahrolsun Laiklik!”, ”Sivas Aziz’e Mezar Olacak!” gibi sloganlar atarak Madımak Oteli’ne yönelen gruba polisin müdehale etmeyişi, kışkırtıcı konuşmalar yaparak kalabalığı saldırıya hazırlayanların işini kolaylaştırmıştı.
Katliamdan kurtulanların anlatımına göre, kalabalık grup otelin önüne gelip oteli taşlamaya, sloganlar atıp tekbir getirmeye başladığında sayıları çok fazla değildi ve küçük bir polis müdehalesiyle kolayca dağıtılabilirdi. Ancak otelde mahsur kalan aydınların Valilik, İl emniyeti, Jandarma, Milletvekilleri, İçişleri Bakanlığı ve hatta Başbakanlıkla temasa geçmelerine rağmen dışarıda toplanıp katliam hazırlığı yapan gruba bir müdehale gerçekleştirilmiyordu.
Telefonlarla temas kurulan yetkililerin verdiği tek cevap ”Önlem aldık, merak etmeyin; ekipler yolda!” şeklindeydi. Saatler bu şekilde ilerledi ve gün akşama dönene kadar bir müdehale olmadı. Dışarıda bekleyen grup artık binlerle ifade edilebilecek bir kalabalığa dönüşmüş ve ”Yakın, yakın!” diye bağırıyordu.
Kalabalık grup elbirliğiyle diri diri insanları yakıyor ve devlet, olaya müdehale etmiyor, tüm dünya insanlarımızın yakılmasını televizyondan canlı canlı izliyordu.
Katliam 33 aydınımızın katledilmesiyle sonuçlandı.
Yakınlarını kaybedenlerin açtığı dava yıllarca sürdü. Göstermelik olarak yargılanıp ceza alan birkaç sanık dışında ciddi bir yargılama gerçekleşmedi; olayın üstü kapatıldı.
Katliam sanıklarını savunan avukatlar, yıllar sonra AKP’nin kurucu üyeleri oldu ve milletvekilli olarak görev üstlendiler.
23 yıl boyunca yeni yeni Madımaklar yaşamaya, yeni katliamlara maruz kaldı toplumumuz.
Çorum’da, Sivas’ta, Maraş, Malatya ve Adıyaman’da yaşanan katliamlar Cizre’de, Sur’da, Ankara’da ve İstanbul’da sürüyor.
Sivas’ın katillerinin AKP’de temsil edildiğini biliyoruz. AKP iktidarıyla palazlanıp, bugün toplumun tüm ilerici kesimlerine saldıran IŞİD’çi zihniyetin AKP’nin koruma kalkanı altında olduğunu da…