Odak’tan: Oslo’da Ne Görüşüldü?

0
1291

Adam Smith Ulusların Zenginliği adlı kitabında, iki tüccar ne zaman yan yana gelse buradan ya halk aleyhine bir tertip çıkar ya da tutup fiyatları yükselitirler, diye yazmıştı. Basında “akil adamlar”  Oslo’da görüşüyor yolunda haberler çıktı. Aralarında ÖDP eski başkanı ve sonradan HDP milletvekili olan, “yetmez ama evet”çi liberallerden Ufuk Uras’ın da yer aldığı bu insanlar iktidarın akilleridir. Haberi okuyan bir çok insan haliyle “Gene başımıza ne örecekler?” diye kaygılandı. “Yeni bir çözüm süreci mi?” sorusu uyandı. 

AKP ile Kürt hareketi arasındaki ilk “çözüm süreci” Türklerle Kürtlerin başına büyük işler açtı. Erdoğan bu süreç sayesinde Türk halkı üzerindeki egemenliğini pekiştirdi. AKP ve Cemaat İttifakı, Ahmet Altan tarzındaki liberaller ve Kürt Hareketi bu süreçte eski sisteme yakın güçleri tasfiye ederken birlikteydiler. Olanı biteni kenardan izleyen Türkiye solu da saldırılardan nasibini alacaktı. AKP-Cemaat rejimiyle hem çatışma hem uzlaşma ilişkisi içindeki Kürt Hareketi, Oslo sürecine öyle kaptırmıştı ki Türkiye tarihinin en büyük halk hareketi olan Gezi Direnişi’ni (Haziran 2013) kuşku ve memnuniyetsizlikle karşılayacaktı. Sonraları Öcalan “Erdoğan’ı Gezi’nin elinden ben kurtardım.” diye açıklamada bile bulunacaktı. 

Sözde Barış Süreci aslında çok daha önceden başlatılmıştı. Erdoğan’ın 2005 yılındaki Diyarbakır konuşmasında sürecin  işaretleri görülmekteydi. Kürt hareketinin zaten dönem boyunca AKP yanlısı liberallerle birlikte davranması, AKP-Cemaat iktidarının önünün açılmasını sağlamıştı. Öcalan’ın, “İktidarı AKP’ye altın tepside sunduk.” sözlerine rağmen, Kürt Hareketinin sürecin buraya gelmesini beklemediğini sanıyoruz. Gidişten rahatsız olan Türk yurtseverleri, Kürt Hareketini Erdoğan’ın işbirlikçisi gördü. Türk yurtseverleri Kürt yurtseverlerini AKP’nin işbirlikçisi, Kürt yurtseverleri ise Türk yurtseverlerini Ergenekoncu ve darbeci gördü. AKP, bu iki çok önemli halk kesiminin birleşmesini engellediği gibi onları birbirine karşı yanına alarak hem güçsüzleştiriyor hem de kendi gücüne güç katmış oluyordu. 

AKP, Ergenekon Operasyonları adı altında muhalefeti ezdi ve devletin kılcal damarlarına kadar yerleşmeyi başardı. Gerçekte AKP-Cemaat iktidarının başa gelmesi bir darbeyken, iktidar her gün her saat gücünü pekiştiriyorken, liberaller dikkatleri saptırarak sanki AKP’ye karşı bir darbe yapılacakmış havası yaratıyordu. Kürt Hareketi yörüngesinde olan ve aynı zamanda Ahmet Altan gibi liberalleri bir şey zanneden sol kesimler, Ergenekon operasyonlarından memnunlardı ve AKP-Cemaat iktidarının Türkiye’nin başına ne belalar hazırladığını fark edemiyordu. Mesela Cemaat orduya öyle sızmıştı ki, subay astsubay kadrosunun yarıdan fazlası artık Cemaat’in yerleştirdiği kişilerden oluşacaktı. AKP-Cemaat iktidarı, halkı askeri rejimlerden korkutma dahil çeşitli seçim hileleri ile 2010 Anayasa değişikliği referandumunu da kazanarak, bugünkü rejimin önünü açtı.

Liberaller ile AKP-Cemaat İttifakı ve Kürt ulusalcıları, sol hareket üzerinde öyle etki kurmuşlardı ki, sol hareketin önemli bir kısmı “statüko” adı verilen geçmiş sistemi savunmakla suçlanma korkusu yüzünden referandumda “Hayır” demeye cesaret edemedi. Halbuki liberallerin dilindeki statüko kavramı durumun ve gelişmelerin anlaşılmasını zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Bu tasfiyeci eğilimlerle içimizde ve yakın çevremizde de karşılaşacaktık. Hareketimizin merkezi çizgisi bir kısım liberal arkadaşlar tarafından “liberalizm” olarak suçlanıyordu.

Rejim, Gezi Direnişi’nden bir süre sonra Kürt hareketiyle hesaplaşmaya girişecekti. 2015 Temmuz ayında Diyarbakır, Hakkari gibi şehirlerde başlatılan saldırılarda sadece birkaç ay içinde binlerce Kürt katledildi. Türkiye tarihinin en büyük Kürt kıyımlarından birisi gerçekleştirildi.

Şimdilerde Oslo’da görüşmeler yapıldığı haberleri çıkınca bunları hatırladık. Önümüzde yerel seçimler var ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde Kürt oyları önemli. Fakat mesele yerel seçimler ise, buluşmak için Oslo niye seçilsin ki?

                                                          Odak / 2 Aralık 2018

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.