Şili’de pazar günü yapılan devlet başkanlığı seçimi hiçbir adayın oyların yüzde 50’sini alamaması nedeniyle ikinci tura kaldı.
Seçimin ilk turunda oyların yüzde 26’sını alan “İtibarı destekliyorum” koalisyonunun solcu adayı Gabriel Boric ile oyların yüzde 28’ini alan Cumhuriyetçi Parti’nin aşırı sağcı adayı Antonio Kast 19 Aralık’taki ikinci turda yarışacak.
Aşırı sağ olarak etiketlenmeyi reddeden Cumhuriyetçi Parti lideri Antonio Kast, Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’ya ve ABD eski Başkanı Donald Trump’a büyük sempati duyuyor. Kast, “düzen, güvenlik ve özgürlük” vaatlerinin arkasında Pinochet diktatörlüğünden miras kalan neoliberal modeli sürdürmek istiyor. Aşırı sağcı aday Kast, ekonomik program olarak, kamu harcamalarını azaltmayı, vergileri azaltmayı ve kadınların statüsü ve cinsiyet eşitliği de dahil olmak üzere birçok bakanlığı ortadan kaldıracağını ileri sürüyor.
Kast, seçim kampanyasında anti-komünist söylemi öne çıkardı. Aşırı sağcı aday Kast, seçimin ikinci turu öncesinde destekçilerine seslenerek: “Aralık ayında sadece bir devlet başkanı seçmeyeceğiz. Komünizm ile özgürlük arasında bir seçim yapacağız. Küba ve Venezuela’nın yolundan gitmek istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Şili Komünist Partisi’nin de içinde yer aldığı geniş koalisyon tarafından desteklenen Gabriel Boric, 2011 yılında Şili’de öğrencilerin eğitim sistemini protesto eylemlerinde liderlik etmiş biri.
Adaleti ve eşitliği savunacaklarını belirterek, “Umut korkudan üstün gelir” diyen Boric, seçim sonucunun ardından başkent Santiago’da yaptığı konuşmada, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, elit azınlığın siyasi ayrıcalıklarının sona erdirilmesi ve aşırı sağcı Kast’ın yenilmesi için birliğe ihtiyaç olduğunu belirtti.
Öğrenci hareketinin eski lideri Boric, 2019’un sonunda Şili’yi sarsan büyük sosyal protesto dalgasına atıfta bulunarak, destekçilerine başlattıkları mücadeleyi sürdürmeleri çağrısında bulundu.
