Socialismo o Muerte – III

0
1158

Selçuk Şahin Polat

GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR DEVRİMİN NOTLARI VE KÜBA’NIN KATKISI

Sosyalizm ve Küba ile ilgili yazdıklarım, çoğu sosyalistin, ilginçtir, ilgisini pek çekmiyor. Onlar gördüğüm kadarıyla günlük sorunlarla boğuşmaktan geleceği düşünmüyorlar. Tıpkı ekonomistler ve günü önemseyenler gibi. Elbette ki günlük sorunlar önemli. Tabi gelecek için verilen bir mücadelenin parçası ise. Halkın deyimi ile günlük mücadeleyi önemserken, torunlarımız için bir gelecek hazırlamıyorsanız sadece bencilsiniz demektir. Bu açıdan sosyalizm ve Küba ile ilgilenmek kuşakların geleceğine şimdiden hazırlanmak demektir. Küba’nın kapitalizme dönmemesi için elimizden geleni yapmalıyız!

Yazdıklarımı özetlersem; devrim sonrası önümüze iki yol çıkmaktadır: Birinci yol kapitalizme, diğeri de ileriye yani komünizme gidiyor! Bunun için çok fazla süslü ve anlaşılmaz cümlelere gerek yok! Eğer ileri gitmek istiyorsanız sosyal-toplumcu-sınıfsız ve parasızlığa; yok geriye gitmek istiyorsanız da özel teşebbüsçü-bireyci-asosyal ve paralı olana yönelmeniz yeterli.

Devrim sonrası ilk yapılacak işimiz:

Üretim araçları üzerindeki büyük özel mülkiyeti kaldırmak, onu toplumsallaştırmaktır. Fakat bu adım, tek başına hiçbir anlam ifade etmez. Bu adımlar Çarlık Rusya’sında, Çin’de ve birçok ülkede atıldı? Görüldüğü gibi tek başına hiçbir işe yaramadı. Peki, ne yapmalıyız?

Yapılması gerekenleri Marx-Engels ve Lenin bize gösteriyor! Fakat Lenin, bu adımları koşullardan dolayı atamadı. En azından kendisi böyle söylüyor. Bu nedenle bizim için en önemli kıstas, hedeflerimizi önceden saptayarak ona uygun adımları ülke koşullarını da dikkate alarak düzenleyebilmektir. Saptayabildiğim hedefler şunlar:

1- Kafa ve kol emeği başta olmak üzere ülkede var olan tüm iş bölümlerinin ortadan kalkması yönünde ciddi bir toplumsal etkinlik,

2- “Çalışmanın sadece bir geçim aracı değil, bizzat yaşamın birincil gereksinimi haline” gelmesi ve insanların giderek kendilerine daha fazla zaman ayırabilmesi için teknolojiyi sosyal ve toplumsal olanla buluşturma ve liderliği sağlama,

3- Burjuva hukuk normlarının yani eşitsiz eşitlik, adalet, ekonomik ilişkide kullanılan para, üretici güçlerin özel biçimleri, ordu ve polis güçlerinin organizasyonu, kurumlaşma vs.nin kalkması için gerekli adımları belirleme,

4- Ve de hedef olarak; toplumsal değerler ve ürünlerden herkesin faydalanacağı bir kültürel, ekonomik gelişimin ve de herkesin tüm yeteneklerini büyük bir istek ve bilinçle topluma yansıtması gerekmektedir. Yani herkes biraz doktor, sağlıkçı, mühendis, marangoz, terzi, tornacı, yazılımcı, sosyal medya yöneticisi, sosyal asker, muhasebeci, yazar, öğretmen, bürokrat vb. olması için bir eğitim ve pratik uygulamanın organizasyonu,

5- Partinin, öncülüğünü işçi sınıfıyla birlikte yürüteceği yani yetkilerini sınıfla paylaşacağı bir sürece girebilmesi,

Evet, bu hedeflerle komünizme yaklaşıyor fakat kapitalizmden de uzaklaşıyoruz demektir.

Peki, bu hedeflere ulaşmak için hangi adımları atmalıyız? Bunlardan üçü, Paris Komün derslerini içerir:

1- Herkesin yönetimlere seçimle gelmesi ve seçimle gitmesi! Bunlara üst bürokratlar (yargıç-vali vb.) da dâhildir.

2- Her seçilen, istenirse halkın belli bir çoğunluğunun isteğine bağlı olarak görevden alınır (geri çağrılır).

3- Herkes ama herkes (parti başkanları, devlet yöneticileri vb.), ortalama geçim standartlarında ücret almalıdır.

Marx-Engels ve Lenin’in saptadıkları diğer üç adım da şunlardır:

4- “Herkesin bir zaman için ‘bürokrat’ durumuna gelmesi ve bunun sonucu kimsenin ‘bürokrat’ olmamasına yönelik önlemlerin hemen (abç.) benimsenmesi.”

5- İşçiler, üretimden olduğu kadar dağıtım, paylaşım, istihdam ve planlamadan da sorumlu olmalıdır. Ve öncelikle bu süreci işçi sınıfı sırasıyla denetlemelidir.

6- Lider olmayı hedefleyerek, teknolojiyi sosyal alanların tümünde geliştirmek gerekiyor.

Yukarıdaki adımlar, sosyalist bir ülkenin örneğin Küba’nın, toplumu güçlendirdiğinin, diğer bir anlamda da devletin sönümlemeye başladığının işaretleridir. Bu nedenle devletin güçlendirilmesi, ona devrimci sıfatı taksak da hiçbir zaman tercih edilmemelidir. Neden? Çünkü devletin var olması sınıfların var olmasıyla bir ve aynı anlama gelmektedir de ondan! Burada şu itiraz gelebilir! Biz devletimizi, emperyalizm nedeniyle güçlü kılıyoruz! Ne yazık ki bu itiraz, hem kendi içinde çelişkili hem de emperyalizme karşı mücadelede yanlış bir yol tercihini işaret etmektedir. Şöyle ki:

Devrim sonrası yapmamız gereken ikinci işimiz;

Küçük-burjuva sınıfları (köylülük- esnaf vb.) ortadan kaldırmaktır. Dolayısıyla devletin sönümlenmesi sınıfların kalkmasına, devletin güçlendirilmesi de sınıfların sağlamlaştırılmasına hizmet eder. Bu çelişki içine girdiği için SSCB yıkıldı. Bu nedenle devletin güçlendirilmesi; bürokrasinin(askeri ve sivil) artması ve etkin hale gelmesi ve de toplumun, vatandaşların zayıflatılması anlamına gelir. Bu açıdan güçlendirilmiş bir toplum (Gemeinwesen) en güçlü devletten binlerce defa daha güçlüdür. Sonuçta; devrimin öncü ve bilinçli kesimlere(parti ve kadrolara) verdiği tüm güç ve değerleri, yavaş yavaş toplumun tamamına, sosyal biçimde yani komünist tarzda aktarmalıyız. Böylece kapitalist-emperyalizme karşı gerçek gücü yaratmış oluruz. Peki, buradaki sır nedir? Bu derece güçlü olan ilişki, içerik ve biçim nerede saklı?

Tek kelimeyle, eğer Küba’yı örnek verecek olursam; ezici çoğunluğunun giderek birer Fidel ve Raúl Castro olduğu toplum ile güçlendirilmiş devlet, hiçbir zaman kıyaslanamaz bile!

Emperyalistler, Stalin’in güçlendirilmiş devletini alaşağı edebilirken, milyonlarca Castro ile nasıl baş edecek? Bir Castro ile baş edememişken!

KÜBA’NIN SOSYALİZME KATKISI

Küba’nın devrimci çabasını iki bölümde ele alıp değerlendirmek gerekiyor.

Birincisi; Küba, Sovyetlerde ki Lenin dönemini saymazsak, enternasyonalizmi, bugüne kadar en üst düzeyde ve sistemli olarak hayata geçiren tek ülkedir. Hem de ABD ve emperyalist ülkelerin kuşatma ve ambargosuna rağmen! Tüm sıkıntı ve sorunlara rağmen, başkalarının yardımına koşanlar komünistlerden başkası olamaz.

İkincisi ise, bizim burada ele almak istediğimiz esas konuyu oluşturuyor: komünist süreçte atılması gereken ekonomik adımların başında sosyal içerikli teknolojik liderlik gelmektedir. Sağlık alanında sosyal anlamda tartışmasız dünya lideridir Küba. İşte bu liderlik, onun SSCB’nin yıkılması sonrası geliştirdiği en büyük adımdır. Bu adım, onun yüksek enternasyonal bilinciyle de birleşerek, ülkenin ayakta kalmasının hem ekonomik ama daha çok sosyal, kültürel ve moral değerler açısından yıkılmaz hale gelmesini sağlamıştır. 1989 yılı sonrası Küba yönetimi, yeni koşula uygun adımlar atarak, tüm olumsuz beklentileri boşa çıkartmıştır. Milyonlarca Küba vatandaşıyla tartışarak çözüm yollarını arayan Castro liderliğindeki komünistler, öncelikle daha önceki ekonomik düzende değişiklikler yapmışlardır. Örneğin şeker kamışında ki tekeli kaldırmışlar, her evin üretim yapacağı tedbirleri almışlar, deniz ürünlerine yönelmişler vb. Sonra da ar-ge çalışmalarına, sağlık başta olmak üzere eğitim, tarım vb. alanlarda ki gelişmelere ağırlık vermişlerdir. Bu katkı, öncelikle ekonomik anlamda artı değer yaratmıştır. Gelişmiş sosyal teknoloji, uluslararası tüm alanlarda alıcı bulmuş ve bu hizmeti karşılığında ülkeler kendi ürettiklerinden Küba ekonomisine katkı sunmuşlardır. Örneğin Venezüella da ki sağlık ve diğer hizmetler karşılığında Küba’nın, petrol-ayakkabı vb. ürünleri aldığı gibi. Yine birçok ülkeden binlerce genç, Küba’da sağlık vb. alanlarda eğitim alarak ülkeye katkı sunmaktadırlar.

Sosyal alandaki bu liderlik, ikinci olarak kültürel-siyasi ve örgütsel olarak dayanışma vb. devrimci değerlerin ve duyguların gelişmesine de hizmet etmektedir. Evet, alt ve üst yapıda atılan bu sosyal düğümler, işte Küba’nın yıkılmasını önleyen çelik ağların başında gelmektedir.

Bunu bize söyleyen devrimci önderlerimiz, gösteren de Küba Yönetimi olmuştur.

Yazının 1. Bölümü: Evet, dünyamız bu sloganı önümüzdeki günlerde her dilden daha sık duyacak: Sosyalizm ya da Ölüm!

Yazının 2. Bölümü: Tek ülkede sosyalizmin inşası

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.