Suruç Katliamı iç savaşa yönelik bir adımdır. IŞİD tarafından yakılmış ve yıkılmış Kobane’nin yeniden inşasına kreş, çocuk parkı yapımı ve ağaç dikme gibi yollarla katkıda bulunmak isteyen SGDF üyesi 300 genci katletmek amaçlı hain saldırının iktidarın insiyatifi dışında gerçekleştiği düşünülemez. Çünkü saldırı tümüyle polisin ve istihbaratın denetimi altındaki bir bölgede yapıldı. Gençler Kobane ile dayanışma etkinliğine tümüyle kolluk kuvvetlerinin bilgisi altında hazırlandılar. Onları korumak kolluk kuvvetlerinin göreviydi.
AKP iktidarı 2013 yılındaki Gezi Direnişi’nden bu yana gerileme içinde. Geriledikçe saldırganlaşıyorlar. Suruç Katliamı seçimler döneminde Adana’da, Mersin’de, Diyarbakır’da ve yurdun çeşitli yerlerinde HDP’ye karşı yapılmış olan saldırıların bir devamıdır. Odak Dergisi’nden arkadaşımızın LGBT’lilerle dayanışma eylemi arkasından sivil faşistler tarafından saldırıya uğraması aynı nitelikteki saldırıların bir parçasıdır. “Esnaf tepkisi” adı altında her seferinde ilerici insanlara karşı bıçaklı ve satırlı saldırlar da aynı iç savaş sürecinin parçasıdırlar. Suriye’de ve Irak’ta yürüttükleri savaşı Türkiye’ye yaymakla tehdit ediyorlar. Türkiye’yi Afganistan’a, Irak’a, Suriye’ye çevirmekle tehdit ediyorlar. Medyaya sızdırılan özel görüşmelerinde Suriye’ye 2 bin TIR silah yolladıklarını kasıla kasıla söylüyorlardı.
Başbakan Davutoğlu katliamın protesto edilmesinin “terör örgütü” bağlantılı olduğunu söyledi. Mersin’de protestocu kitlenin üzerine ateş açıldı. Taksim’de polis göstericilere saldırdı. Bunlar katiller ,le iktidar arasındaki bağa işaret ediyor.
AKP iktidarı bu saldırılarla halka “Ya düzenimize boyun eğeceksiniz ya da iç savaşı göze alacaksınız”, diyor. Gerici iktidar bu saldırıyla “Yaptıklarımızın hesabını sormaya kalkarsanız sizi mahvederiz” demiş oluyor.
Kobane dayanışmasının hedef alınmasından yola çıkarak saldırının sadece Kürtlerle dayanışmaya karşı yapıldığını düşünmek çok büyük yanlışlık olacaktır. Kobane dayanışmasının hedef alınmasının önemli bir nedeni de Türk-Arap-Kürt karşıtlığı yaratarak muhalefetin milliyetlere bölünmesini ve zayıflatılmasını sağlamaktır. Her kritik durumda AKP’nin yanında yeralmış bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu amaca hizmet edecek şekilde, katledilenleri suçladı. Saldırı Türk’,ü, Kürt’ü, Arap’ı vb ile Türkiye haklarının hepsine karşı yapılmıştır. Saldırı özelde ise ESP ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu nezdinde tüm Türkiye soluna karşı yapılmıştır. Bütün devrimcilerin, bütün ilericilerin, HDPlisi ve CHPlisi ile adaletten ve barıştan yana herkesin birlikte direnmesi gerekir ki bu pislik düzeninin sahipleri, döktükleri kanda boğulsunlar.
Faşizme Karşı Omuz Omuza!
Odak Dergisi